Allah tövbeyi kabul eder
Yüce Allah, günah işleyebilen bir varlık olması nedeniyle insanlara kurtuluş yolu olarak “tövbe kapısını” açmıştır. Her insanın tövbeye ihtiyacı vardır. Önemli olan hiç günah işlememek değil, günahta ısrar etmemektir
- Ramazan
- Giriş Tarihi: 09 Mayıs 2021
BORNOVA Müftüsü Mesut Harmancı, İslam dininde tövbe etmenin anlam ve önemini ayet ve hadisler ışığında Yeni Asır'a anlattı.
Mahlukatın en mükemmeli olan insana yüce Allah, çeşitli özellikler ve farklı güzellikler vermiştir. İnsan iyi ve kötü, hayır ve şer, sevap ve günah olan şeyleri yapabilecek yetenekte yaratılmıştır. Günahsız olarak doğan insan, ergenlik çağından sonra nefsine ve şeytana uyarak günah işleyebilir. Bu itibarla Allah'ın koruması altında bulunan Peygamberler hariç bütün insanların az çok günahı vardır.Peygamberimizin "Günahkârların en hayırlısı tövbe edenlerdir " (İbn-i Mace, Zühd, 30. No: 4251, .II, 1420) hadisi Müslümanlar için bir müjdedir.
İMANIN İLK MAKAMIDIR
MÜSLÜMAN'IN günahlarına tövbe etmesi dînî bir görevdir. Bu görev ömür boyunca devam eder. Beşer olarak günah işlemekten tamamen kendimizi koruyamayız. Ancak hatalarımız ve işlediğimiz günahlar bizi huzursuz eder, bir çıkış yolu ararız. İşte böyle bir durumda Yüce Rabbimiz bize aradığımız o çıkış yolunu göstermiş, bize mutluluk verecek, günahların affına vesile olacak tövbe kapısını ardına kadar açmıştır, yeter ki insan tövbe etsin, Allah'a yönelebilsin. "Tövbe"; kişinin şirk, küfür ve nifaktan îmana, isyandan itaate, günahtan sevaba, yanlıştan doğruya yönelmesidir. Bu itibarla tövbe, imanın ilk makamı, hak yolculuğunun başlangıcı ve Allah'a ulaşma kapısının anahtarıdır.
PİŞMANLIK TÖVBEDİR
TÖVBE, sırf günah olduğu için pişmanlık duyularak o günahtan vazgeçmektir. Günah işlemiş olmaktan dolayı vicdanında oluşan tepkiden dolayı değil de bedenine, malına veya şerefine zarar verme gibi bir endişeden veya umduğu bir dünya menfaatini elde etmek arzusundan dolayı kötülükten vazgeçmek tövbe değildir. Asıl tövbe, menfaatini görse dahi yaptığı günahın çirkinliğini hissedip ondan vazgeçmektir. Bir sahâbînin, sorusu üzerine Peygamberimiz günahı, "Günah, vicdanını tırmalayıp, seni huzursuz eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir" şeklinde tanımlamıştır. (Müslim, Birr 15. IV .1980). Tövbe, günah işleyen insanın kurtuluş ve Allah'a sığınma kapısıdır. Bu kapıya muhtaç olmayan hiçbir insan yoktur. "Eğer siz günah işlememiş olsaydınız Allah sizi yok eder, başka bir kavim getirir, onlar günah işlerler, günahlarının bağışlanmasını Allah'tan isterler, Allah da onları bağışlar" anlamındaki hadis bu gerçeğe işaret etmektedir.
GÜNDE 100 DEFA TÖVBE
KUR'ÂN'I Kerîm'de pek çok âyette yüce Allah ve birçok hadis-i şerifte Peygamberimiz (a.s.) tövbe etmeyi emretmektedir: "Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz" (Nur, 24/31). "Ey insanlar! Allah'a tövbe edip O'ndan af dileyiniz. Zira ben O'na günde yüz defa tövbe ediyorum." "Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla Allah'tan beni bağışlamasını diliyor, tövbe ediyorum." Anlamındaki ayet ve hadisler, işlediğimiz günaha mutlaka tövbe etmemiz gerektiğini ifade etmektedir. Tövbe etmek, hem Allah ve Peygambere itaattir hem de günahlardan kurtuluştur. Tövbe etmeyen insan kendisine zulmetmiş olur. "Kim tövbe etmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir" (Hucûrat, 49/11) anlamındaki ayet bunun delilidir. Zikrettiğimiz ayet ve hadisler, tövbe etmenin gerekliliğini, verdiğimiz örnekler ise yapılan tövbeleri Allah'ın kabul ettiğini ifade etmektedir.
ALLAH TÖVBEYİ KABUL EDER
TÖVBE için belirli bir mekâna ihtiyaç yoktur. Kişi her zaman her yerde tövbe edebilir. Yeter ki samimiyetle Allah'a yönelsin, günahının affını istesin. Tövbe, camide, evde, işyerinde, yolda her hangi bir yerde yapılabilir. Kişinin günahlarını göz önüne getirerek onların çirkinliklerinden kurtulmaya karar verdiği her yer, tövbe için bir mekândır. Yunus (a.s.)'ın balığın karnında karanlıklar içinde günahını itiraf ederek tövbe etmesi bunun delilidir. "(Ey Peygamberim!) Balık sahibi (Yunus'u) da hatırla. Hani öfkelenerek (Allah'tan izin almadan halkının arasından ayrılıp) gitmişti de bizim kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Karanlıklar içersinde 'Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden tenzih ederim. Ben gerçekten nefsime zulmedenlerden oldum' diye dua etmişti. Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık.
RAHMETTEN ÜMİT KESMEYİN
İşte biz müminleri böyle kurtarırız" (Enbiya, 21/87-88). Dinimizde "tövbe" doğrudan doğruya, hiç aracı olmadan Allah'a yapılır. Şartlarına uygun olarak yapılan tövbeyi Allah kabul eder. Allah Kur'ân'da kendisini "tövbeleri kabul eden" (kâbil'üt-tevb), "tövbeleri çok kabul eden, devamlı kabul eden" (tevvâb), "günahları bağışlayan" (ğâfirü'z- zenb), "günahları çok bağışlayan" (ğafûr) olarak tanıtmaktadır. Yüce Allah çok merhametlidir, kendisine yönelen ve işlediği günahını itiraf edip af dileyen kulunu bağışlar: "Allah rahmetini yüz parçaya ayırmıştır. Bunlardan doksan dokuz tanesi kendisine, bir tanesini de arza indirmiştir. Bu bir parça rahmetle tüm yaratıklar birbirlerine şefkat gösterirler. O kadar ki, bir hayvanın yavrusunu emzirirken bir kötülük dokunur diye ayağını kaldırması da bu bir rahmettendir" (Müslim, Tevbe, 22. .IV, 2109.) Mümin, çok merhametli olan Allah'ın rahmetinden hiçbir zaman ümit kesmemelidir.