İzmir İl Müftülüğü Vaizi Mustafa Acar, mübarek Ramazan ayının anlam ve önemini anlattı. Ramazan ayının manevî hayatımızda seçkin yeri olan bir ay olduğunu belirten Mustafa Acar, şunları söyledi: Geçtiğimiz Ramazan ayında beraber oruç tuttuğumuz ve namaz kıldığımız pek çok kardeşimiz, ömürleri vefa etmediği için bu Ramazana yetişemediler. Bir ay öncesinde yaşadığımız deprem felâketinde binlerce kardeşimizi kaybettik. Onlara ve bütün geçmişlerimize Allah'tan rahmet diliyor, mekânları cennet olsun diyoruz. Bizim de bundan sonraki Ramazanlara erişip erişemeyeceğimizi, hatta bayrama dahi çıkıp çıkamayacağımızı bilemiyoruz. Kalan ömrümüzün ne kadar olduğu hakkında kesin bir bilgimiz yoktur. Bunun için bu mübarek ayı iyi değerlendirmeli, Allah'ın rızasını kazanmaya çalışmalıyız.
MANEVİ BİR ATMOSFER
Bu ayın girmesiyle birlikte, diğer aylardan farklı bir manevi atmosfere gireriz. Gündüzleri yemek içmek gibi hayatî zevklerden ve her türlü aşırılıklardan çekinerek tuttuğumuz oruçlarla, geceleri dini bir vecd, coşku içinde kıldığımız teravih namazları ile, gönüllerimize iman nurunun ilahi hüzmeleri dökülmeye başlar. Ramazan sonuna kadar devam eden ve günden güne gönüllerde feyzi artan manevi neşe ile mümin, kendisine, ailesine ve içinde yaşadığı topluma ve hatta bütün insanlara yararlı bir kişi olarak bayrama erişir. Ramazan ayı, rahmet ve bereketi bol bir aydır. Bu ayın gelmesi ile iyilikler çoğalır, kötülükler azalır, yoksullara ve düşkünlere yardım elleri uzanır. Evet, bu ay rahmet ayıdır. Hiçbir kameri ayla kıyaslanamayacak bir üstünlüğü vardır. Esasen aylar ve günler, zamanın dilimleri olmak itibariyle aralarında bir fark yoktur. Ancak bazı önemli olayların meydana geldiği ay ve günler, diğer zaman dilimlerine göre farklıdır, farklı kabul edilir. İşte Ramazan ayı da bu farklı zaman dilimlerinden biridir. Çünkü insanlığın kararan ufkunu aydınlatan Kur'an-ı Kerim, bu ayda indirilmeye başlamıştır. Islâm'ın beş temel farz ibadetinden biri olan oruç, bu aya tahsis edilmiştir. İnsanı Allah'a yaklaştıran nafile ibadetlerimizden biri olan teravih namazı bu ayın gecelerini nurlandırır. Mali ibadetlerimizden biri olan fıtır sadakası da bu ayın sonunda verilmektedir. Ramazan ayı ile ilgili olarak Kur'anı Kerim'de şöyle buyrulmuştur: "Ramazan ayı (öylesine faziletli bir aydır ki) insanlara yol gösterici ve doğruyu eğriden ayırmanın delilleri olarak Kur'an (bu ayda) indirildi." (Bakara/185)
ŞEYTANLAR ZİNCİRE VURULUR
Ebu Hureyre (r.a.) den rivayete göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Ramazan girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da zincire vurulur." (Buhari, Savm, 5, Müslim, Siyam, 1.) Yani mümin Ramazan ayında orucunu tutup diğer farz ibadetlerini yerine getirerek, kötülük ve günahlardan uzaklaşarak, Kur'an, zikir ve tesbih ile meşgul olarak, bolca hayır hasenat yaparak şeytanı zincire vurmuş, kendisi için cennetin kapılarını açmış ve yine kendisi için cehennemin kapılarını kapatmış olur. Hadis-i şerifi böyle anlarsak doğruya ulaştıran ilk adımı atmışız demektir.
Peygamberimiz (S.A.V.) bu ayda kendisini tamamen ibadete verir, hele Ramazanın son on gününü itikafla mescide kapanarak geçirirdi. İbn Abbas (r.a) Peygamberimizin ramazan hayatını şöyle anlatır: "Peygamberimiz insanların en cömertiydi. Bu cömertlik kendisine vahiy getiren melek Cebrail (a.s) ile Ramazan ayında karşılaştığı zaman doruk noktasına erişirdi. Cebrail (a.s) Ramazanın her gecesinde Peygamberimizle buluşup Kur'an okurlardı." (Buhari, Savm, 7; Müslim, Fedail, 12.) Hz. Aişe (r.a.) anlattığına göre ise: "Ramazan-ı Şerifin son on günü girince Peygamberimiz ibadet konusunda ciddi bir gayret gösterir, geceyi ibadetle geçirir ve ailesini de ibadet için uyandırırdı." (Buhari, Teravih, 5; Müslim, Itikaf, 3.) Şimdi her şeyde olduğu gibi Ramazan ayını değerlendirme konusunda da örnek alacağımız insan, Peygamberimizdir. Onu örnek alan yanılmaz ve zararlı çıkmaz. Bizi Ramazan ayına kavuşturan Rabb'imiz bu mübarek ayı en iyi şekilde değerlendirmeyi ve sağlık afiyet içinde hep birlikte bayrama kavuşmayı nasip etsin.