Allah tövbe ederek temizlenenleri sever

İzmir İl Müftülüğü Vaizi Zeynep Büdün, İslam dinindeki maddi ve manevi temizliğin önemine değinerek şunları anlattı: İslam'da manevi arınma ile beden ve çevre temizliği arasında sıkı bir bağın bulunması aynı zamanda temizliğe bir ibadet anlamı da kazandırmıştır. Kur'an'ı Kerim'de temizlik kelimesinin hem maddi hem manevi temizlik anlamında kullanılması İslam'ın temizliğe bakış açısını ortaya koymaktadır. Ayeti Kerim'de "Allah şüphesiz çokça tövbe edenleri ve çokça temizlenenleri de sever" (Bakara, 2/222) buyurulmuştur. Efendimiz (s.a.v) bu konuda bir hadisi şeriflerinde de temizliğin imanın yarısı (Müslim, Tahâret 1) olduğunu ifade etmiştir.

BİRBİRİNİ DESTEKLİYOR
İslam dininin temeli temizlik üzerine kuruludur. İslam'ın doğasında ruhun arınması kadar bedenin ve çevre temizliğinin paklığını da gerektiren iki yönlü bir temizlik anlayışının olduğu görülmektedir. Bu iki yönlü temizlik birbirini beslemektedir. Bu konuda Hz. Peygamber'in abdest ve namazla ilgili şu hadisi şerifi çok anlamlıdır: Hz. Peygamber (s.a.v) ashabına "Bir düşünün bakalım" buyurdu. "Evinizin önünde bir nehir olsa ve günde beş defa o suya girip çıksanız üzerinizde kir diye bir şey kalır mı?" Onun sözlerini pür dikkat dinleyen ashap için cevap çok kolaydı: "Hayır ya Resülallah, onun kirinden hiç iz kalmaz." Beklediği cevabı alan Hz. Peygamber, maksadını hemen aktardı: "İşte beş vakit namaz da böyledir; Allah onunla hataları silip süpürür."

MÜSLÜMAN TEMİZ OLMALI
Temizlik aynı zamanda sağlıklı yaşamın da bir gereğidir. Tıbbi veriler hastalıkların birçoğunun temizlik ile doğrudan ilgili olduğu gerçeğini ortaya koymuştur. Bedenimiz ve çevre Allah'ın insana verdiği değerli emanetlerdir. Bu yüzden insan sağlığını korumak için hem çevre temizliğine gereken önemi vermeli ve hem de beden temizliğine gereken özeni göstermelidir. Kendisine sağlıklı bir beden veren Rabbine şükretmek ve büyük gün geldiğinde emanet verilen bedeninin asıl sahibinin ona iyi bakıp bakmadığının hesabının sorulacağının farkında olarak emaneti koruyan kimse, hem sağlıklı bir yaşam sürecek ve hem de kendisini vicdanen rahat hissedecektir. Sağlıklı yaşayabilmenin yanında toplumda saygın bir insan olarak yerini alabilmesi için temizliğe özen göstermesi gerekmektedir.

PEYGAMBERİMİZ EN GÜZEL ÖRNEK
PEYGAMBER efendimiz insanların arasına temiz ve bakımlı bir şekilde çıkmayı kul hakkı bağlamında değerlendirmiş, sosyal sorumluluğun bir gereği görmüş ve bu konuda Müslümanlara en güzel örnek olmuştur. Peygamber Efendimizin her gün gusletmesi, günde en beş vakit abdest alması her abdest ve namaz esnasında dişlerini misvaklaması, temiz kıyafetler giyip güzel kokular sürünerek toplum içine çıkması, (Ebu Davud, Tereccül, 2) Efendimizin (sav) kendisine, ailesine ve yaşadığı çevreye saygısını gösteren sünnetlerindendir.

TOPLUMA SAYGININ GÖSTERGESİ
TOPLUM içine kirli ve bakımsız bir vaziyette çıkan kişiler topluma karşı saygısızlık yapmakta, böylece insanı içtimaı bir varlık olarak yaratan Allah'ın hakkını çiğnemiş olmaktadırlar. Resülullah'ın, arkadaşlarını soğan veya sarımsak yedikten sonra camiye yaklaşmamaları yönünde uyarması, (Müslim, Mesacid, 73) toplu halde ibadetin zorunlu olduğu cuma günü gusledip güzel kokular sürünmeyi, ağız ve dişleri temizlemeyi kesin bir dille istemiş olması (Müslim, Cum'a, 7) meselenin kamu hakkını ilgilendiren bir yanı olmasından kaynaklanır. Sonuç olarak dinimiz temizliğe büyük önem verir. İnsanın bedenini ve yaşadığı mekânları çevreyi temiz tutması dinimizin gereğidir.