Bursa'nın Araplar Mahallesi'nde 1490'da dünyaya gelen Üftade Hazretleri'nin adı Mehmed, lakabı da Muhyiddin olarak biliniyor. Bursalı ünlü sufi, yazar ve halk şairi Üftade Hazretleri, tasavvuf hayatına Hızır Dede'nin müridi olarak başladı. Gençlik yıllarında Ulu Camii ve Doğan Bey Mescidi'nde fahri müezzinlik yaparken Ulu Camii'nin vakfını yöneten mütevellinin takdir ettiği ücreti aldığı günün gecesi rüyasında şeyhi Hızır Dede'nin "Mertebeden üftade oldun (düştün)" hitabına maruz kalan Üftade Hazretleri, maaşı terk ederek üftade ismini daha sonra yazacağı şiirlerde mahlas olarak kullandı. Bu isim o kadar yaygınlaştı ki esas ismi unutuldu, mahlasıyla anılır oldu. Kanuni Sultan Süleyman ve devrin ileri gelenlerinin Üftade Hazretleri'ne büyük saygı göstererek, onun duasını aldıkları biliniyor. İnşa ettirdiği cami ve tekkede irşad faaliyetini sürdürürken 1529-1536 yıllarında Emir Sultan Camii hatipliğine tayin edilen Üftade Hazretleri, bu görevi vefat ettiği 1580 yılına kadar sürdürdü. 1579 yılında Üftade Hazretleri tarafından yaptırılan Üftade Camii, 1855 depreminde büyük zarar gördü ve 1859'da onarıldı. Caminin yanında bulunan türbede ise Üftade Hazretleri ile çocuklarından Mustafa, Mehmet, Hayrettin ve Ahmed'in mezarlarının yanında müritleri ve tekke şeyhlerine ait 19 sanduka bulunuyor. Türbede, Sultan Abdülmecid'in 1845'te Bursa'yı ziyaretinde hediye ettiği bir Kabe örtüsü yer alıyor. Uludağ sırtlarında, Kestanelik bölgesinde yer alan Üftade Tekkesi de Üftade Mehmed Muhyiddin Hazretleri tarafından inşa ettirildi. 16. yüzyıl yapılarından olan tekke birçok kez onarım gördü. En son Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan restorasyonun ardından burada Üftade Hazretleri'nin hırka, yelek, baston, asa, takunya, kap kacak, takke gibi bazı eşyaları sergileniyor. Üftade Tekkesi'nde cami, semahane, harem, çilehane ve çeşme bulunuyor.