İslam, yardımlaşma ve dayanışma dinidir
- Ramazan
- Haber Merkezi
- Giriş Tarihi: 28 Mart 2024
İzmir İl Müftülüğü Vaizi Adem Çıplak, infak, sadaka ve zekat gibi İslam dininde önemli bir yere sahip olan ibadetler hakkında şunları anlattı: Yüce Allah Bakara Suresi'nin ilk ayetlerinde: "Onlar gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler." (Bakara Sûresi, 2/3) Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği şeylerden infak ederler. Bu ayeti geniş açıdan düşünecek olursak infak lafzı, geniş kapsamlı bir kelimedir. Yardımlaşma, dayanışma ve Allah için vermenin genel adıdır. Zekat ve sadaka ise infaka nispetle daha özeldir. Aslında infak, sadece mal ile yapılan yardım değil, kişinin sahip olduğu her türlü nimetlerden başkalarını da yararlandırması demektir.
Kur'an da 14'ü Mekke'de, 11'i Medine'de inen toplam 25 surede ve doğrudan 80 küsur ayette infak üzerinde durulmaktadır.
İnfakın farz olanına zekat adı verilir. Zekat'ın ilk anlamı "artma ve çoğalma", ikinci anlamı "arı duru hale getirme."dir. Yardım meselesi Kur'an da şu üç ana kavram ile anlatılır: İnfak, Sadaka ve Zekat.
SAHABELERDEN ÖRNEKLER
Dini ve ahlaki bir terim olarak genellikle: "Allah'ın hoşnutluğunu elde etme amacıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara ayni veya nakdi yardımda bulunması" demektir. İnfak; fakirin, muhtacın gönlüne ve dünyasına girebilmenin en önemli yolu, yakınlaşmanın en isabetli köprüsü ve yürekten yüreğe kurulan manevi bir tüneldir. İnfak, sadece para ve eşya ile değil, Allah'ın insana verdiği her türlü rızık üzerinden yapılmalıdır.
İnfakın, Allah'a, insanın kendi kalbine, ruhuna ve hayata bakan yönleri, yani faydaları vardır. İnfakın Allah'a bakan yönü, kulun şükrünü yerine getirmesidir. İnfakın kalbe bakan yönü, kulun imanının kuvvetlenmesidir. İnfakın ruha bakan yönü, kulun takvayı tam anlamı ile kuşanmasıdır. İnfakın hayata bakan yönü, kulun diğer kullarla kardeşlik hukukunu tam anlamı ile tesis etmesidir. Ebû Hüreyre ra.den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Her Allah'ın günü iki melek iner. Bunlardan biri: "Allah'ım! Malını verene yenisini ver! diye dua eder." Diğeri de: "Allah'ım! Cimrilik edenin malını yok et! diye beddua eder." Buhârî, Zekât, 27; Müslim, Zekât, 57) Sahabe hayatına baktığımızda, infakta yarış ettiklerini görürüz. Hz. Osman'ın 100 deveyi İslam ordusuna infak etmesi, Abdurrahman b. Avf'ın 700 deveden oluşan ticaret kervanını bütün yükleri ve hayvanlarıyla birlikte Allah yolunda infak etmesi vs. (Hayat'üs Sahabe)
DOĞAL AFETTE YARDIMLAŞMA
Doğal afet durumlarında bu yardımlaşma kardeşlik duyguları çok daha fazla öne çıkmaktadır. Müslümanlar adeta O Sahabe dönemindeki gibi kendi ihtiyaçları varken bile, doğal afette mağdur olan kardeşlerini öncelemektedir.
Bunun canlı örneğini Kahramanmaraş depreminde yaşadık, bizzat o bölgeye gönüllü giderek de buna şahit olduk. Kendisi depremde mağdur olduğu halde, mağdur olanların yardımına koşanları gördük. İslam Dininin Müslümanlara öğrettiği bu infak ve kardeşlik bilinci sayesinde, en kısa zamanda mağdur olan kardeşlerimizin acil ihtiyaçları giderildi, yaraları sarıldı. Ev ve benzeri, yapımı uzun süren ihtiyaçlarının giderilmesi için de büyük bir gayretle çalışmalar devam ediyor. Afet durumlarında, infak bilinci sayesinde yardımlaşma daha da fazlalaşıyor.
Bu yardımı yaparken karşıdaki mağdur olanın diline dinine ırkına bakılmadan yardım ediliyor. Bu bilinci bize veren ve bizi Müslüman kılan Allah'a sonsuz şükürler olsun.