Anne-baba hakları ve yaşlılara hürmet
Ailede çocukların anne ve babaları üzerinde hakları olduğu gibi anne babaların da çocukları üzerinde hakları vardır. Ancak anne ve babaların çocuklar üzerindeki hakları daha önemli ve önceliklidir. Anne ve baba haklarına riayet, İslâm dininde hem itikâdi hem de ahlâki sorumluluklar arasında yer almaktadır.
- Ramazan
- Haber Merkezi
- Giriş Tarihi: 08 Nisan 2024
CENNETE BİR ADIM
İnsana ebeveynine karşı iyi davranmasını emreden Allah (C.C.), anne ve babanın aklının ermediği zamanlara vurgu yaparak, annesinin onu zahmetle taşıdığı, dünyaya getirdiği ve beslediği hatırlatmıştır. Bir yaşlının da çocuk gibi bakıma ve şefkate muhtaç olduğu göz önüne alınırsa, şimdi,"Bana ve anne babana şükür/teşekkür et!" buyruğunun muhatabı olarak vefa borcunu ödemenin tam zamanıdır. Evet, insanı ilk sarmalayan kucak, anne kucağı âdeta cennet bucağıdır. Annesinin onu dünya hayatına taşırken ne kadar yorulduğundan habersiz, bu kucakta huzuru ve güveni öğrenir bebek. Allah, Firavun'un sarayı gibi lüks içinde büyüyebileceği bir ortamda bile, sırf bu nimetten mahrum kalmaması için Hz. Musa'yı annesine kavuşturmuştur. Annenin sütüyle beslenip terbiyesiyle büyüyen insan, ömrü boyunca onun desteğini yanı başında hissetmek ister. Adı fedakârlık ve sevgi ile özdeşleşen bir anne ise, Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle "kendisine iyilik yapılmasını en çok hak eden kişi"dir. Allah Resûlü(S.A.S.), farklı bir dine mensup olsa bile çocuğu ile güzel bir ilişki sürdürmek isteyen anneye engel olunmaması, hatta evlâdın ona izzet ve ikramda kusur etmemesi gerektiğini belirtir.
İKİSİNİ DE NASIL AĞLATTIYSAN ÖYLECE GÜLDÜR
Bir adam uzun bir yolculuğun ardından Rasulullah'ı görmeye Medine'ye gelmişti. Önce onun Allah'ın son elçisi olduğuna inandığını söyleyecek, imanını biat ile perçinleyecekti. Sonra da İslâm ile coşan ruhuna cihadı tattıracak, canını dini uğruna feda etme arzusu ile Peygamber'in ordusunda saf tutacaktı. Geride ailesini bırakmıştı. Desteğine muhtaç, gözleri yaşlı anne ve babasını... Belki de kalbindeki ateşi bildiklerinden, bu gidişin dönüşü olmayacağını hissedip gönül koymuşlardı. Şimdi Hz. Peygamberin karşısındaydı işte. Niyetini anlatırken söylemeden edemedi: "Anne babamı ardımdan ağlar bırakıp sana geldim yâ Rasûlallah!" Dini için elinden geleni yapmaya nasıl da azmettiğini göstermek ister gibiydi. Oysa Peygamberimizin cevabı zihnindekileri alt üst etmeye yetmişti:"Onların yanına geri dön ve ikisini de nasıl ağlattıysan öylece güldür!"