RAMAZAN ayında farz olan oruç tutulduğu için bu ayda kefaret orucu tutulmaz. Diğer ayların hepsinde kefaret orucu tutulabilir. Ramazan ayında, hiçbir özür yokken, niyet ederek başlamış olduğu bir orucu, bile bile bozan bir kimsenin kefaret cezâsı olarak iki ay oruç tutması gerekir. Bir senenin Ramazan'ında veya başka senelerde birden fazla bu şekilde oruç bozan bir kimseye tek kefaret icap eder. Şâyet oruç tutmaya güç yetiremiyorsa altmış fakire yemek yedirir. Kefaret orucu iki Kamerî ay tutulur. Yani meselâ cemâziyelâhir ve Recep ayında iki ay üst üste oruç tutan kimse kefaret borcunu ödemiş olur. Yani burada mutlaka altmış günü bulması gerekmez. Meselâ cemâziyelâhir otuz gün, Receb ayı da yirmi dokuz gün çekse toplam elli dokuz gün tutacaktır. Buna bir de kaza ekler, böylece altmış günü bulmuş olur. Fakat kefaret orucunun ilk gününe ayın birinci günü olarak değil de 5'inde veya 10'unda başlasa, artık bundan sonra aylar kaç çekerse çeksin altmış günü tamamlaması gerekir. Bir de kaza orucu tutarak toplam altmış bir günü bulmuş olur. Kefaret orucunu hiç kesmeyip ara vermeden iki ay veya altmış gün tutmak gerekir.
Nafile oruçta niyeti en son ne zaman yapabiliriz?
İŞVEREN nafile oruç tutmanıza müsaade ettiğine göre, bu konuda herhangi bir uygunsuzluktan söz edilemez. Kendi kanaatinize göre hareket edebilirsiniz. Ramazan orucuna, zamanı belirlenmiş adak orucuna ve nafile oruçlara; akşamdan itibaren ertesi günü kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir.
Pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmak sünnet midir?
RASULÜ Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) bazı zamanlarda ibadet ü taata daha çok özen gösterir, diğer vakitlerdekinden daha hassas davranırdı. Hz. Aişe (ra) de bu mevzu ile alâkalı olarak şöyle buyurmaktadır: "Allah Rasulü, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çokça özen gösterirdi" Allah Rasulü'nün (asm) hususiyle bu günlerde oruç tutmasının sebebi ise, bu günlerin insanların amellerinin Cenab-ı Hakk'a arz edildiği günler olmasıdır.