Türkiye'de her 10 kişiden 3'ünde hipertansiyon görüldüğünü söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Beyza Vural Öten, "Oluşumunda aşırı tuz tüketiminin önemli bir etken olduğu hipertansiyon, dünyada önlenebilir ölüm nedenleri içerisinde önemli risk faktörüdür. Önlenebilmesi için yaşam tarzı değişikliği ve tuz alımını azaltmak oldukça etkili. İnsan vücudunun bazı fonksiyonları için sodyuma ihtiyacı varken fazla alınması hastalıklarına neden olabilmektedir. Vücutta sıvı ve kan basıncı dengesinin düzenlenmesi, kas ve sinir sisteminin düzgün çalışması için sodyum gereklidir. Ancak aşırı tuz tüketiminin hipertansiyon dışında mide kanseri, böbrek hastalıklarının gelişimiyle de yakından ilişkili olduğu belirlenmiştir. Vücuttan kalsiyum atımını artırarak, kemik erimesinin (osteoporoz) ilerlemesinde rol oynayarak özellikle menopoz sonrası kadınların bilinçsiz tuz tüketimine dikkat etmesi gerekiyor" dedi.
"YETİŞKİNLERİN GÜNDE 1,5 GRAM SODYUMA İHTİYACI VARDIR"
Dünya Sağlık Örgütü'ne ( WHO) göre bir yetişkinin sağlıklı bir biçimde yaşantısını sürdürebilmesi için günde 1,5 gram sodyuma ihtiyacı olduğunu belirten Diyetisyen Beyza Vural Öten, "Bilinen sofra tuzu ana maddesi sodyum klorürdür. Bir de doğal besinlerden gelen tuz var o ise sodyumdur. Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre bir yetişkinin sağlıklı bir biçimde yaşantısını sürdürebilmesi için günde 1,5 gram sodyuma ihtiyacı vardır. Bu sayıyı 2.5 ile çarpınca ihtiyacımız olan tuz miktarını elde etmiş oluruz ki bu da 5-6 gram, yani 1 çay kaşığı tuz eder. Yapılan çalışmalar Türkiye'de kişi başı ortalama tüketilen tuz miktarının tam 18 gram, yani tavsiye edilenin 3 katı olduğunu göstermektedir. Bu miktarın yüzde 56'sı yemek tuzundan, yüzde 32'si ekmekten, yüzde 13'ü sofra tuzundan geliyor. Bunun dışında paketli gıdaların, abur cubur ürünlerin, hazır soslar, fast foodlar, tütsülenmiş etler, salamura zeytin peynirler, hazır salçalar da gizli tuz kaynakları olarak tuz tüketimimizi artırıyor" ifadelerini kullandı.
"NEYİ TÜKETTİĞİMİZDEN ÇOK NE KADAR TÜKETTİĞİMİZ ÖNEMLİDİR"
Diyetisyen Beyza Vural Öten sözlerine söyle devam etti: "Sofra tuzu, Himalaya tuzu ya da kaya tuzu kullanılması konusunda kafalar karışık. Şunu bilmeliyiz ki aralarında mineral farklılıkları, rafine edilme, temizleme farklılıkları olmasına rağmen hepsinin ana maddesi sodyum. Dolayısıyla neyi tükettiğimizden çok ne kadar tükettiğimiz önemlidir. Dikkat edilmesi gereken sadece sofradaki tuzluk değil. Fazla tuz tüketimini azaltmak için yemeklerde kullanılan tuz miktarının azaltılması, yemekleri lezzetlendirmek için tuz yerine çeşitli baharatlar, aroma verici bitkiler, limon ve sarımsak gibi sebzeler kullanılması, sofradan tuz ve tuzlu sosların kaldırılması, hazır besinleri satın almadan arkasındaki besin etiketlerinin mutlaka okunması ve daha az tuz içeren, 'sodyumu azaltılmış', 'düşük sodyumlu' gibi ibarelerin yer aldığı ürünlerin tercih edilmesi, turşu, konserve, salamura zeytin ve peynir gibi besinlerin tüketilmeden önce mutlaka suyla yıkanması veya suda bekletilmesi ve daha fazla taze sebze ve meyve tüketilmesine dikkat edilmelidir."
Kaynak: İHA