Ekol Hastanesi'nden KBB Uzmanı Doç. Dr. Ender Şahin, uyku apnesinin uyku sırasında üst solunum yollarında tekrarlayan, tam ya da kısmi çökmeler nedeniyle meydana gelen uykuda nefes durmaları ve solunumun yüzeyelleşmesi/solunum eforuyla ilişkili uyanmalar ile karakterize bir hastalık olduğunu belirterek, uyku apnesinin tedavisi hakkında bilgiler verdi. Hastanın gün içinde uykululuk hali hissetmesi, eşlerin hastada horlama ve tıkanmalar olduğunu bildirmelerinin ana şikayetler olduğunu belirten Doç. Dr. Şahin, eşlik eden bulguların sabah baş ağrısı, ile veya nefes nefese uyanma, ağız kuruması veya boğaz ağrısı ile uyanma, huysuzluk veya sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, cinsel isteksizlik veya iktidarsızlık, gece idrar kaçırma, göğüs ağrısı ile uyanma, hipertansiyon, Tip 2 diyabet hikayesi olması olduğunu söyledi.
KAZA RİSKİ AZALIR
Uyku apnesi tanısında altın standart tanı yönteminin uyku laboratuvarında yapılan uyku testi olduğunu belirten Doç. Dr. Ender Şahin, "Uyku apnesinin tedavisinde cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemler uygulanabilir. Davranış değişiklikleri tedavinin ilk basamağıdır. Bu aşama kilolu hastaların egzersiz yapmalarını ve kilo vermelerini, alkol, sigara ve bazı ilaçlardan kaçınmayı, yatış pozisyonlarının ayarlanmasını içerir" dedi.
TIKANIKLIK GİDERİLİR
Doç. Dr. Şahin şöyle konuştu: "Orta ve ileri uyku apnesi olanlarda pozitif havayolu basıncı sağlayan cihazlar ilk seçenektir. Ancak uyku apnesine yol açabilen üst solunum yollarındaki tıkanıklık yapan durumlar, örneğin bademciklerin büyük olması, geniz eti gibi hastalıklarda ilk tedavi seçeneği ameliyat ile burun veya boğazdaki tıkanıklık noktalarının giderilmesidir. Tedavi ile eşler arasındaki uyum korunabilir, uyku kalitesi normale döner ve kalp damar hastalıkları riski düşürülür."