Ağır bir virüs türü ile karşı karşıyayız
Konuk Yazar Harun Aygün yazdı.
- Sağlık
- Giriş Tarihi: 22 Aralık 2022
Her yıl sonbaharın gelmesi ile birlikte bir takım enfeksiyon hastalıkları kış uykusundan uyanır. Pandemi nedeniyle yaklaşık 2.5 - 3 yıldır maske, mesafe, hijyen derken anormal şekilde vücut direnci yeni enfeksiyonlara karşı savunmasız kaldı. Bu yıl gerçekten çok ağır bir virüs türü ile karşı karşıyayız. Geçtiğimiz gün bu konuyla ilgili bilgisine ve tecrübesine inandığımız Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, şöyle bir açıklamada bulunmuştu: "Yaklaşık 2 yıldır COVID-19 nedeniyle özellikle solunum yoluyla bulaşan enfeksiyon hastalıklarını daha az görmemiz hatta gribi hemen hemen hiç görmememiz nedeniyle, grip aslında kış uykusundan uyandı gibi görünüyor. Kış uykusundan uyanarak, bu kış sezonunda yaygın olarak sahada hem çocukların, hem erişkinlerde solunum yolu enfeksiyonlarına sebep olmaya başladı. Şu anda grip tek başına değil, el ele vermiş pozisyonda, gribin içerisinde alt gruplar var. Domuz gribi, mevsimsel grip gibi beraberinde parainfluenza var. Gribin bir değişik türü RSV var. Özellikle solunum yolunda çocuklarda hastaneye yatışa sebep olabiliyor. Bu viral enfeksiyonların hepsi bir arada, iki yıldır görmediğimiz için yeniden gündeme geldi. Bağışıklık sistemimiz bunları yeniden hatırlamaya başladı."
KIRIP GEÇİRİYOR
Hocamızın gayet net bir şekilde açıkladığı gibi grip ortalığı kırıp geçiriyor. Hastaneler bu konuda oldukça yoğun. Özellikle devlet hastanelerinde bu dönemlerde doktor sayısının artırılmasında yarar var. Özel hastanelere büyük iş düşüyor. Katkı payları da vatandaşın cebini yoruyor. Bunu da söylemeden edemeyeceğim. 35 yıldan fazla oldu. Sağlığı basın alanında takip ediyorum ve bir çok hastalıklar hakkında haberler yazdım. Yüzlerce sağlık haberini basında okuyucu ile bilgilendirmeye çalıştım. En kritik ve de özenle üzerinde durduğum haberler ise açık kalp ameliyatlarıdır. Yıllar önce bir açık kalp ameliyatının çekimlerinde bir hastanın göğsünün nasıl açıldığını o incecik tıkalı damarların ayaktan nasıl kalbe nakledildiğini izlemiştim. Gerçekten bu ameliyatları yapan cerrahların sabrına ve becerisine hayranım. İşte bu denli zor ve riskli bir kalp ameliyatında, kısa sürede hastanın normal hayatına kaldığı yerden devam etmesi günümüz kalp cerrahlarının büyük başarısı. İşte bu tür ameliyatları yapan Türk doktorlarından hem de İzmir'den bir ekip. Özel Gaziemir Akut Kalp Damar Hastanesi'nden Doç. Dr. Necmettin Yakut ekibi ile bu tür ameliyatları başarı ile yapan bir doktorumuz. Yine ekibin doktorlarından Doç. Dr. Tevfik Güneş bu başarılı kapalı ameliyatını şöyle anlattı: "Bu kısa kesi ile yapılan ameliyatlar teknolojinin gelişmesiyle birlikte son yıllarda kalp ameliyatları da gelişerek küçük kesilerle yapılır hale geldi. Kapalı kalp ameliyatlarından sonra iyileşme süresi kısalmakta. Böylece hastanın konfor seviyesi arttı. Küçük kesi yöntemi hem işlem sırasında hem de işlem sonrasında yaşam kalitesini yükselten önemli avantajlar sağlamakta" diye konuştu.
KAPALI YÖNTEM
Klasik yöntemlerle yapılan kalp ameliyatlarının, hastanın göğüs kemiğinin tamamen açılarak yapıldığını küçük kesi (kapalı ameliyat) ile yapılan kalp ameliyatlarında ise, meme altı veya meme yanından göğüs kemiğine doğru açılan 6-7 cm'lik kesi yardımıyla kaburgalar arasından girilerek hasta sağlığına kavuşabildiğini anlatan Doç. Dr. Güneş, "Kapalı kalp ameliyatları özellikle kalp damarlarına by-pass'ta, kalp kapakçıklarının değişimi ve tamirinde, ayrıca bazı kalp deliklerinin kapatılmasında, kalp içi tümörlerin çıkarılmasında başarıyla yapılabilmekte" dedi. İşte bu başarılı yöntemi uygulayan Doç. Dr. Necmettin Yakut başta olmak üzere ekibini kutluyoruz.