Deprem sonrasında, başta depremzedeler olmak üzere bu afete uzaktan şahit olanlar da psikolojik olarak farklı süreçlerden geçti. Bu sürece destek olmak adına, Yaşar Üniversitesinde "Afet Zamanlarında Sürdürülebilir Psikolojik İyi Oluş" adlı bir seminer düzenlendi. Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Klinik Psikolog Doç. Dr. Oya Mortan Sevi, yaşanan süreç hakkında bilgiler verdi. Depremin ardından ilk 24 saatte ortaya çıkan tepkilerin şok tepkileri olduğunu anlatan Sevi, "Daha sonra öfke, yoğun bir çaresizlik, kaygı, suçluluk, mutsuzluk, olayı hatırlamada güçlük, huzursuzluk, uykusuzluk, iştah artışı ve azalışı gibi stres tepkileri ortaya çıktı. Bu şekilde bir afet yaşadıktan sonra hayatımıza devam edebilmek zaten beklenemezdi. Anormal bir duruma normal tepkiler veriyoruz" dedi. Çocukların deprem sonrası süreçte yetişkinlerden daha fazla etkilendiğinden bahseden Sevi, "Bu süreçte çocukların nörogelişimsel süreçleri ve psikososyal gelişimleri de sekteye uğruyor" diye konuştu.
AİLELER BİLİNÇLENMELİ
Sevi, "Çocuklarımızın ne yaşıyor olduğunu güvenli ortamlarda gözleyebilmek çok önemli. Öncelikle onlara güven alanı oluşturmak çok önemli. Sadece deprem bölgesine oyuncak gönderip onlara oynatmak değil mesele, şu an ihtiyaçları olan şey aslında bir yetişkin gözetiminde oyun oynarken yaşanan etkinin gözlemlenmesi.
DUYGULARINIZI BASTIRMAYIN
Kişilerin strese dayanma seviyelerinin farklılığından bahseden Sevi, "Hali hazırda psikiyatrik rahatsızlığı olan, desteği az olan, tek başına çocuk büyüten, düşük sosyoekonomik düzeyden gelen bireyler var. Maalesef biz yası yaşamak ve konuşmak yerine, bastırmayı, ötelemeyi, kapatmayı tercih ettiğimiz için yeme ile ya da bir madde ile uyuşmak gibi işlevsel olmayan yollar geliştiriyoruz. Yasımızı yaşamak, acımızı paylaşmak için öncelikle zor duygulara izin vermeliyiz" diye konuştu.