DEHB nedir? Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtileri nelerdir?
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, kısaltılması DEHB olarak geçen nörogelişimsel bozukluk, erken yaşlarda başlayan ve yetişkinlik dönemine kadar devam ederek gündelik yaşamda sıkıntılar yaşatabilmekte. Peki DEHB nedir, kimlerde görülür, belirtileri nelerdir, tedavisi nedir? İşte tüm merak edilenler...
- Sağlık
- Haber Merkezi
- Giriş Tarihi: 22 Ağustos 2023 12:55
- Güncelleme Tarihi: 22 Ağustos 2023 12:56
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuklarda ve gençlerde davranışsal ve ruhsal hastalıklar sınıfına girmekte. Dikkat eksikliği; dürtüsel davranışlar, otokontrol bozuklukları ve ek olarak hiperaktivite ile kendini gösterir.
Genellikle çocukluk çağı hastalığı olarak görülmekle birlikte erişkinlerde görülme oranı %4'tür. Hiperaktivite, bu sendromun önemli bir parçası olmasına rağmen tek başına dikkat eksikliği de oldukça sık görülür. Çocuklarda hiperaktivite varlığında tanı daha kolay konulabilirken sadece dikkat eksikliği olan hastalarda tanı daha geç koyulabilir. Dikkat eksikliğine sahip birçok birey, hastalığın farkına varmadan hayatını sürdürür.
DEHB BELİRTİLERİ NELERDİR?
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu DEHB'nin 3 farklı tipte belirtilerinin olduğu bilinmektedir.
DEHB'NİN DİKKAT EKSİKLİĞİ TİPİ BELİRTİLERİ;
Odaklanmakta zorluk çekmek
Dikkatini sürdürememek
Göz teması kurmamak
Aynı faaliyette uzun süre devam edememek
Çabuk sıkılmak
Detayları gözden kaçırmak
Unutkanlık
Karşısındakini dinlemekte güçlük çekmek
Özel eşyaları ve emanetleri kaybetmek
Basit yönergeleri akılda tutamamak
Sık hata yapmak
DEHB'NİN HİPERAKTİVİTE TİPİ BELİRTİLERİ;
Fazla hareketlilik
Yerinde duramamak
Otururken bile eller ve ayakları sürekli hareket ettirmek
Hızlı konuşmak
Kelimeleri hatalı söylemek ve cümleleri birbirine bağlayamamak
Dinlemekte zorluk çekmek
Karşısındakinin sözünü kesmek
DEHB'NİN DÜRTÜSELLİK TİPİ BELİRTİLERİ;
İsteklerin hemen karşılanmasını istemek, dayatmak
Sabırsız olmak
Düşünmeden hareket etmek
Aceleci davranmak
Sıra bekleyememek
Tepkileri kontrol edememek
DİKKAT EKSİKLİĞİNİN NEDENLERİ NELERDİR?
Dikkat eksikliği bozukluğunun nedenleri araştırılırken, beyin anatomisi ve fonksiyonlarında bozukluklar saptanmıştır. Özellikle dikkati toplamayı sağlayan beyin bölgelerinde, diğer bireylere göre düşük fonksiyon ya da küçülme izlenmiştir. Bunun haricinde genetik geçiş de bu hastalığın nedenleri arasında yer almaktadır.
Anne babasından birinde DEHB olan çocukların DEHB geliştirme oranı diğer popülasyona göre daha yüksektir. Aynı zamanda rahatsızlığın, kardeşte de ortaya çıkma ihtimali topluma kıyasla daha yüksektir. Prematüre doğum ve ciddi kafa travmalarının da DEHB nedenleri arasında olduğu kabul edilmektedir. Annenin gebelik sırasında alkol ve sigara tüketiminin de DEHB'ye sebep olabileceği bildirilmiştir
DEHB TANISI NASIL KONULUR?
Çocuğun günlük yaşamında veya okul hayatında herhangi bir soruna sebebiyet vermediği sürece DEHB için bir muayene yapılması gerekmeyebilir. Zaten DEHB için tanı koyulacak basit veya anlamlı bir test mevcut değildir. Kesin bir tanı koyulması için genelde çocuk psikiyatri uzmanına başvurulur. Psikiyatri uzmanının uygulayacağı bir takım ayrıntılı testlerden sonra tanı koyulması mümkün olabilmektedir. Rahatsızlık duyulan davranışların olası nedenlerinin incelenmesi için tıbbi muayenede bulunulabilir. Ailenin geçmişinden ve bireyin okul hayatından edinilen bilgilerden yola çıkılarak teşhiste yardımcı bilgiler edinilebilir. Çocuk ile yakın olan ve çocuğun çevresinde olan öğretmen, bakıcı, antrenör, yakın arkadaşları vs. kişilerden bilgi alınabilir. Bütün bu bilgiler ayrı ayrı elde edilse de bazen tek başına bir anlam ifade etmeyebilir.
Böyle durumlarda edinilen bütün bilgilerin uzman tarafından etraflıca değerlendirilmesi gerekir. Ancak tüm bu bilgilerin bütünlüğü, yapılacak değerlendirmeler sonucunda teşhise elverişli olabilir. Çünkü henüz dil gelişimini tamamlayamamış bireylerde de DEHB benzeri sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu da hastalığın tanısının koyulmasında zorluk çıkartır. DEHB derecelendirme ölçekleri kullanılarak kesin tanıya ulaşılmaya çalışılır ve tanısı konulan bireylerin hızlı bir şekilde tedavisine başlamak önemlidir.
HİPERAKTİVİTEYLE BİRLİKTE HANGİ SORUNLAR ORTAYA ÇIKABİLİR?
Hiperaktivite ve dikkat eksikliği bozukluğu tek başına bulunmayabilir. Beraberinde özgün öğrenme sorunları (harfleri eksik okuma yazma, eldeyi unutma, toplama işareti yaptığı halde çıkartma yapma), incemotor gelişiminde gecikmeler (yazı yazarken yorulma, ince işlerde beceriksizlik, ayakkabı bağlama, çorap giyme, düğmelemede güçlükler), duygu-durum sorunları (tutturma, çabuk ağlama, doyumsuzluk, çok gülme, memnuniyetsizlik), davranım sorunları (agresif davranma, küfür etme, gerçeği söylememe, vurma, eşyalara zarar verme, otoriteyle sorunlar yaşama), anksiyete bozuklukları (anneden ayrılma güçlüğü, sınav kaygısı, başarısız olma korkusu, takıntılar, saplantılar), sosyal ilişkilerde zorluklar (utangaçlık, özgüven eksikliği, göze bakma kısıtlılığı, destursuzluk) bulunabilir.
DEHB TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Dikkat eksikliği bozukluğu tanısı alan kişinin tedavisi, kişinin yaşı, cinsiyeti, var olan diğer hastalıkları ve bulguları doğrultusunda düzenlenir. Dikkat eksikliğine eşlik eden hiperaktivite varlığında farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. İlaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri bulunan dikkat eksikliği rahatsızlığında genellikle her iki tedavi yöntemi bir arada uygulanır. İlaçsız tedavide mental ve fiziksel egzersizler önemli bir paya sahiptir.
Psikolojik destek türlerinden biri olan terapi de süreç boyunca uygulanabilir. Çocuklarda ilaçsız tedavi, çocuğun aldığı terapi ve eğitimlerin yanı sıra ebeveyn eğitimi de gerektirir. Ailenin tedavi süreci boyunca anlayışlı ve sabırlı olması gerekir. Çocuğun yaptığı eylemlerin yaramazlıktan değil bir rahatsızlıktan kaynaklandığı unutulmamalıdır. Tüm bunlarla birlikte hekim, tedaviyi desteklemek amacıyla bazı ilaçlar reçete edebilir. İlaçların düzenli ve önerilen dozda kullanımının yanı sıra tedavi süreci boyunca ailenin öğretmenlerle ve ailenin hekimle sürekli olarak irtibat hâlinde olması, tedavinin sürdürülebilirliği ve etkinliği açısından önemlidir.