Fitoöstrojen besinleri duydunuz mu?
Çalışmalar, fitoöstrojenlerin kalp rahatsızlığı riskini azaltmak ve kemik sağlığının korunmasına yardımcı olmak da dahil olmak üzere sağlığa birçok faydası olabileceğini göstermiştir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehlika Öktem, fitoöstrojen kaynaklarını, yararlarını ve dikkat edilmesi gerekenleri Yeni Asır okurları için yazdı.
- Sağlık
- Giriş Tarihi: 27 Ağustos 2023
Fitoöstrojenler bitkilerde bulunan kimyasal bileşiklerdir ve östrojen hormonuna benzer yapıları vardır. Bu bileşiklere bitkisel kaynaklı östrojenlerdir diyebiliriz. Fitoöstrojenler vücuttaki östrojen hormon reseptörlerine bağlanarak hormon dengesini değiştirebilirler. Yani östrojen hormonunun etkilerini taklit edebilir veya engelleyebilirler. Çalışmalar, fitoöstrojenlerin kalp rahatsızlığı riskini azaltmak ve kemik sağlığının korunmasına yardımcı olmak da dahil olmak üzere sağlığa birçok faydası olabileceğini göstermektedir. Ancak fazla tüketilmesinin, vücudun hormon dengesini bozabileceği konusunda da bazı endişeler vardır. Gelin fitoöstrojen kaynaklarını, yararlarını ve dikkat edilmesi gerekenleri konuşalım.
HANGİ BESİNLER FİTOÖSTROJEN KAYNAĞI ?
Fitoöstrojenler kimyasal yapılarına göre izoflavonlar, izoflavanlar, flavanonlar, lignanlar, kumestanlar ve steroller gibi farklı gruplara ayrılmıştır. Etkileri nedeniyle üzerinde en çok çalışılan fitoöstrojen izoflavonlardır. İzoflavonların bilinen en iyi kaynakları bezelye, mercimek, nohut gibi kurubaklagiller ve soya fasulyesidir. Bunun dışında soya sütü, keten tohumu, tofu, yulaf ezmesi, brokoli, brüksel lahanası fitöostrojen kaynaklarındandır. Uzak doğuda sıklıkla tüketilen miso, tempeh gibi soya ürünleri de izoflavon yönünden çok zengindir. Çünkü bu gıdalar üretilirken fermentasyon sürecinde mikroorganizmalar fitoöstrojen konsantrasyonunu ve biyoyararılılığını artırmaktadır. Genel olarak bitki bazlı bir diyet sağlıklı miktarlarda doğal fitoöstrojenler açısından zengindir ve bu besinlerin antioksidan etkileri sayesinde sağlık üzerinde potansiyel pozitif etkileri bulunmaktadır.
MENOPOZ BELİRTİLERİNE DOĞAL ÇÖZÜM
Menopozun belirtileri vücuttaki östrojen seviyesinin düşmeye başlamasıyla ortaya çıkmaktadır. Fitoöstrojenler bu konuda bir tür doğal hormon replasman tedavisi gibi çalışabilirler. Vücudun kendi östrojenini taklit ederek sıcak basmaları, gece terlemeleri ve hormonal dalgalanmaları hafifletebilirler. Menopoz döneminde azalan östrojenle birlikte kemik sağlığı da olumsuz etkilenmektedir. İlerleyen yaşlarda artan kemik erimesinin en yaygın sebeplerinden biri budur çünkü östrojen hormonu kemik yoğunluğunun korunmasında önemli bir rol oynamaktadır. Fitoöstrojenler dolaşımda azalan östrojen seviyesini dengeleyerek kalsiyumun kemikten kana geçişini engeller ve kemik sağlığını da olumlu etkiler.
KANSER RİSKİNE KARŞI KORUYUCU ETKİ
Yapılan bazı araştırmalar, fitoöstrojenlerin meme, rahim ve prostat kanseri gibi hormonla ilişkili kanserlerin riskini azaltabileceğini söylemektedir. Bu etki, özellikle fitoöstrojenlerin östrojen reseptörleriyle etkileşime girerek anti-östrojenik etki göstermesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü östrojene uzun dönem maruz kalmış olmak yani erken adet görme, emzirme süresinin kısa tutulması gibi durumlar hormona duyarlı kanser riskini artırmaktadır. Özellikle Asya ülkelerinde düşük meme kanseri oranlarına sahip kadınların geleneksel olarak soya ürünlerini daha fazla tükettikleri gözlenmiştir. Ancak bu ilişki henüz kesin değildir. Fitoöstrojenlerin aynı zamanda kolon kanseri riskini azaltmada olumlu etkileri olabileceğine dair bazı araştırmalar bulunmaktadır.
BAZI GRUPLAR DİKKAT ETMELİ!
Fitoöstrojenlerin hormonal etkileri nedeniyle, meme kanseri, rahim kanseri veya östrojen duyarlılığı gibi sağlık sorunları olan kadınlar için özellikle sakıncalı olabilmektedir. Fitoöstrojenler hormona bağlı kanser türleri için oluşmadan önce koruyucu olabilir. Fakat aktif kanser hastaları veya kanseri atlatmış bireyler bu konuda dikkatli olmalıdır. Yüksek fitoöstrojen alımının östrojen duyarlı tümörlerin büyümesini destekleyebileceği veya meme kanserini yenen bireylerde yenileme riski oluşturabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle hormon duyarlı aktif kanser hastaları ve kanser geçmişi bulunan kişiler fitoöstrojen içeren besinlerin tüketimi ile ilgili bir uzmandan destek almalıdır.
Sonuç olarak, fitoöstrojenlerin sağlık üzerinde olumlu etkilere sahip olabileceği düşünülmektedir. Ancak her besin maddesinde olduğu gibi, dengeli ve çeşitli bir beslenme planının parçası olarak fitoöstrojen tüketimine odaklanmak en iyisidir. Fitoöstrojenlerin yoğun tüketiminin uzun vadeli etkileri tam olarak bilinmediğinden aşırı tüketimine karşı dikkatli olunmalıdır. Sağlık durumunuzu ve bireysel ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurarak bir beslenme uzmanından destek almanız, doğru yolu bulmanıza yardımcı olacaktır.