Son dönemde, dünya genelinde birçok toplum İnfluenza, Covid-19 ve domuz gribi gibi bir dizi salgınla mücadele ediyor. Bu salgınlar, artık hepimiz için endişe kaynağı haline gelmiş durumda. Geçen haftalarda influenzaya ben de yakalanarak maalesef salgınlardan payıma düşeni almış oldum. Düzenli ilaç kullanımı ve sağlıklı beslenme düzenim ile neyse ki çok uzun sürmeden atlatabildim. Herkesin çevresinden bağışıklık kürleri, takviyeler duyduğu bu dönemde bir beslenme uzmanı olarak bu konuyu ele almak istiyorum.
C VİTAMİNİ ÖNEMLİ
C vitamini en iyi antioksidan vitaminlerden biridir. Turunçgiller çok iyi bir kaynak olarak bilinse de kırmızı biber bir portakalın neredeyse 3 katı kadar C vitamini içermektedir. Bunu kahvaltıda omletlerinize ekleyebilir veya söğüş olarak tabağınızda bulundurabilirsiniz. Diğer yüksek C vitamini kaynakları arasında domates, roka, nar, kivi, mandalina, greyfurt, kuşburnu gibi besinler bulunur. Hastalandığınızda, bağışıklık sisteminizin bir enfeksiyonla savaşması için yeterli sıvı alımı çok önemlidir. Günlük su ihtiyacınızı hesaplamak için kilogram cinsinden ağırlığınızı 30-35 ml ile çarpabilirsiniz. Ayrıca idrar renginiz ne kadar koyulaşıyorsa o kadar çok su içmeye ihtiyacınız var demektir.
BİTKİLERİN GÜCÜ
Vücutta hidrasyonu sağlamanın en iyi yollarından biri de bitki çaylarıdır. Yalnızca hidrasyonu sağlamakla da kalmaz içerisinde antioksidan veya rahatlatıcı etki gösteren hatta bağışıklığımızı destekleyen birçok bitki bileşikleri bulundururlar. Grip ve soğuk algınlığı denildiğinde belki de aklımıza ilk gelen bitkilerden biri ekinezya olmalıdır. Yapılan çalışmalar, ekinezyanın soğuk algınlığına yakalanma riskini azaltabildiğini, hastalığa yakalandıktan sonra ise semptomlarına iyi geldiğini gösteriyor. Eğer mide bulantınız ve geçmeyen öksürüğünüz varsa nane çayı tercih edebilirsiniz. Papatya, rezene, melisa gibi sakinleştiren çaylar hastalık sürecinde dinlenmenizi teşvik eder.
Bunlar dışında zencefil, yeşil çay ve limon çayı gibi seçeneklerden de faydalanabilirsiniz. Hastalıklardan koruyucu besinlere değinelim. Doğal antibiyotik besinler olarak bilinen soğan, sarımsak doğru adres olabilir. İçerisindeki anti-inflamatuvar, anti bakteriyel ve anti fungal etki gösteren allisin ve diğer kükürt bileşikleri sayesinde mikroplarla savaşmakta çok etkilidir. Zencefil koruyucu iyi bir ajan olabilir. Kefir, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiler gösterir. Sonuçta, iyi bir beslenme, vücudun hastalıkla mücadele etme kapasitesini artırabilir ve iyileşme sürecini hızlandırabilir. Koruyucu besinler olarak bahsettiğim gıdaların da tüketilmesi, hastalıklardan korunmada yardımcı olabilir. Beslenme alışkanlıklarının hastalık süreçlerinde ve bağışıklık sistemi üzerinde kritik bir rol oynadığı unutulmamalıdır. Herkese sağlık dolu günler diliyorum.