Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada yaklaşık 50 milyona yakın Alzheimer hastası olduğunu belirten İzmir Özel Gazi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ozan Akyürekli Alzheimer hastalığının ilerleyici, kesin bir tedavisi olmayan hastalık olduğunu söyledi.
KONTROL EDİLEBİLİR
Dr. Akyürekli, "Bu hastalık hem hastayı, hem de yakınlarını etkiliyor. Diğer hastalıklarda olduğu gibi kesin tedavi edilemez ancak erken tanı ile kontrol altına alınabilir. Hastanın hayat konforu arttırılarak yaşam standartları yükseltilebilir. Genelde alzheimer hastaları izole oluyor. Hastaların bir bölümü doktorla karşılaşmıyor. Hastalar, çevrenin olumsuz sözlerini duymamak için kendini izole ediyor ve kimse, kendisine ya da çevresine Alzheimer tanısını yakıştıramıyor. Tanı alan hastaların ise yaklaşık yüzde 50'si bir süre sonra tedaviyi bırakıyor" diye konuştu.
FARKINDALIK OLMALI
Alzheimer hastalığına karşı toplumda farkındalık yaratılmasının önemli olduğunu belirten Dr. Ozan Akyürekli, "Alzheimer 40-60 yaş arasında başlayabiliyor. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artıyor. Aslında bu hastalıkta tanı evde başlar. Çünkü hastalar, hasta olduklarını kabul etmezler. Genelde başkaları fark eder. Mesela her yıl küçük bir test yapılarak hastalık basitçe taranabilir. Eğer verdiğiniz cevaplar sizi şüphelendiriyorsa doktora başvurulmalıdır.
TEDAVİ NASILDIR?
Alzheimer'ın şu anda kanıtlanmış, kesin bir tedavisinin olmadığını belirten Dr. Ozan Akyürekli, "Hastalar medikal tedavi ile takip edilir. Ancak hastalığın tedavisinde bence en önemli kısım yaşam standartlarının değişmesi, hayatın renklenmesidir. Bizim toplumuzda büyüğümüzdür diye yaşlılara hizmet edilir. Ancak hasta zarar görmeden yapabildiği her işi yapması beyin fonksiyonlarının çalışmasına katkıda bulunur. Örneğin bazı hastalar lego yapıyor. Bazıları örgü örüyor. Yemek hazırlamada yardımcı oluyor. Artık bu hastalara yönelik merkezler var. Buralarda aktif hayatın içinde yer alıyorlar. Kişilerin aktif bir yaşam sürmesi alzheimer riskini azaltmaktadır" şeklinde konuştu.