Ağız kanserleri içinde en çok görülen kanser türünün dil kanseri olduğunu, yanakta, dudakta, dilin altında ve diş etinde de görülebilen tüm kanser türlerini ağız kanseri olarak tanımladıklarını belirten Orhan, çok ihmal edilen bu hastalığın can kaybı riskine dikkati çekti.
"KARNABAHAR ŞEKLİNDE YARALAR"
Dünyada her yıl 370-380 bin, Türkiye'de ise 2 bin yeni ağız kanseri vakasının kaydedildiğini bildiren Prof. Dr. Kaan Orhan, şöyle devam etti:
"Ağız ve çevresi kanserinde erken teşhis ilk etapta çok önemli fakat insanlarımız tarafından çok atlanıyor. Belirtiler, ilk başta hafif ağrıyla, hafif kızarıklıklarla başlıyor. Daha sonra beyaz lezyonlar çıkıyor. Sertleşmeler meydana geliyor. Karnabahar şeklinde yaralar çıkmaya başladığında o zaman hastalar bize geliyorlar."
Erken tanıda yakalanması halinde kanserli lezyonu aldıklarını, radyoterapi ve kemoterapi uyguladıklarını anlatan Orhan, şöyle konuştu:
"Geç tanıda ağız kanseri hastaların yaşam şansı yüzde 20. Yani 10 hastanın 8'inde 5 yılda yaşam şansı tükeniyor. Eğer erken tanı olursa tam tersine dönüyor, 5 yıllık yaşam şansı yüzde 80'e çıkıyor. Bundan dolayı diş hekiminizin 6 ayda bir yapacağı kontroller büyük önem arz ediyor. Bu sebepten dolayı diş hekiminizde 6 ayda bir yapılacak kontroller çok önem arz ediyor."
Orhan, özellikle sigara ve alkol tüketenlerin ağız kanserine yakalanma riskinin daha fazla olduğunu da kaydetti.