Ah doktor ah
Sağlıkta öyle garip şeyler yaşanıyor ki inanın profesör doktoru dinlerken kelimeler boğazımda düğümlendi. İçimden sadece "Ah doktorum ah" demekten başka söz bulamadım... Konuk Yazar Harun Aygün yazdı.
- Sağlık
- Giriş Tarihi: 30 Mayıs 2024
Sağlıkta öyle garip şeyler yaşanıyor ki inanın profesör doktoru dinlerken kelimeler boğazımda düğümlendi. İçimden sadece "Ah doktorum ah" demekten başka söz bulamadım. Gelin üniversite hastanesinde yaşanmış bu garip ama tamamı gerçek skandalı anlatayım. Bir pazar sabahı genelde insanların pazar keyfi ailesiyle ve sevdikleriyle birlikte günün keyfini yaşarken, doktorumuza bir mesaj gelir: "Hocam servise acil bir hasta geldi durumu bir hayli ciddi ve hayati tehlikesi var görmenizde yarar var" diye. Doktor kahvaltısını bırakır ve hemen hastaneye koşar. Hastanın durumu gerçekten ağır. Şah damarında ciddi daralma ve pıhtılaşma var, "Bu durumda bir hastanın beynine pıhtı atmasına bağlı geçici felç durumu oluşabilir." Yani acil ameliyat gerekli. Önce tetkikler ve ciddi bir muayene yapılır. Sonrası cerrahi ekibe havalesi yapılıyor derken o günü yoğun bakımda geçiren hasta ertesi gün ilk ameliyata alınır.
AMELİYAT BAŞARILI
Zorlu ve hayati bir risk taşıyan ameliyat başarıyla tamamlanır, hasta normal hayata yeniden merhaba der. İki günlük yoğun bakım sonrası normal servise alınması gerekiyor. Buraya kadar her şey normalmiş gibi gözüküyor. Bunca hasta arasında bu hastaya verilen önem ve doktor ekibinin üstün gayretleri ve son derece riskli bir amaliyatı başarıyla tamamlamış cerrahi ekibi tebrik ve teşekkür yerine bakın bu başarılı cerrahi ekibin başına gelenlere. Hasta yakınları iki günlük yoğun bakım sonrasında normal servis yerine özel bir oda talep ederler. Kamu hastanelerinde ve üniversite hastanelerinde özel oda talebi tamamen yönetimin ve döner sermayenin himayesinde. Boş oda var ise belli bir ücretle hastaya tahsis edilir. Özel odayı kesinlikle ameliyat ekibi tahsis edemez ve ücret almaz, alamaz. Hastaya Nöroloji servisinde iki kişilik boş oda bulunur ve hasta yakınlarının talebi üzerine bu servise alınır. İşte ne oluyorsa bundan sonra oluyor. Yaşananlar inanılır gibi değil. Hasta birkaç gün sonra hayata yeniden tutunmuş bir şekilde yürüyerek taburcu olur.
YORUM SİZLERİN
Önce ilk muayene eden doktor, sonrası cerrahi ekibinin başarılı müdahalesi bir hayatın kurtuluşu. Hasta taburcu olduktan sonra ne yapsa beğenirsiniz? Hadi buyurun bakalım. Bu zat doktorlara defalarca teşekkür edeceğine CİMER'e hayatını kurtaran doktorları şikayet ediyor. Vay efendim beni ameliyat eden doktorlar benden oda parası aldılar. hem de iki kişilik. Peki sağlığı yöneten bizim iş bilir yöneticiler ne mi yapıyor? Doktorları hizaya çekip siz nasıl bu hastadan oda parası istersiniz? Yahu hastayı taburcu eden servis doktorları mı? Hastayı özel odaya yatıran bu fedakar doktorlar mı? Hastaya özel oda isteyen ve tahsis eden bu doktorlar mı ? Alınan özel oda parası doktorun cebine mi girdi? Bu nasıl bir anlayış ki hayat kurtaran, pazarını feda edip hastasına koşan bu fedakar sağlık ekibine teşekkür yerine sorguya çekiyorsunuz? Oysa devlet sizlere her türlü imkanı ve yetkiyi vermiş. Bu doktorlar değil mi daha dün dünyada pandemi yüzünden insanlar ölürken bizim doktorlarımız gece gündüz demeden çalıştılar. Yorumu siz okuyuculara bırakıyorum. Hastane ve doktor ismi bende saklı.
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SEÇİMİ
Özel Atagöz Tıp Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Onur Aydın, yılın her mevsimi kullanılan ancak özellikle yaz ayalarında kullanımı artan güneş gözlüklerini seçerken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Güneş gözlüğünün öncelikli görevinin gözü zararlı ışınlara karşı korumak olduğunu kaydeden Op. Dr. Aydın, "Yaz mevsimine girdiğimiz şu günlerde güneşin daha çok kendini hissettirmesiyle beraber şapka, güneş gözlüğü gibi aksesuarların önemi artıyor. Güneş gözlüğü alırken nasıl bir tercih yapmamız lazım ya da nelere dikkat etmemiz gerektiği noktasında ise seçtiğimiz güneş gözlüğünün camlarının ultraviyole ışınlarına karşı koruyucu olması en önemli fonksiyonudur. Kaliteli bir güneş gözlüğünde öncelikle UV ışınlarını engelleyip engellemediği önem taşımaktadır. Gözlüğün cam renginin ne olduğunun pek önemi yoktur, güneş gözlüğünün mutlaka UV koruyuculuğu ya da mor ötesi dediğimiz ışınlara karşı koruyucu olması, bu kapsamda da sertifikası olması gerekmektedir" dedi.