Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehlika Öktem anlattı...
10 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrıldığı gün olarak tarihe geçse de yalnızca 10 Kasımlarda değil aslında yılın her anı O'nu saygı ve sevgiyle anıyoruz. Bu gün aynı zamanda onun fikirlerinin ve reformlarının her yönüyle hayatımıza yansıdığını hatırlamamız gereken bir gündür. Atatürk yalnızca ülkemizin siyasi geleceği üzerine değil, aynı zamanda halkının sağlığı ve refahı üzerine de önemli adımlar atmıştır. Atatürk, güçlü bir devletin temelleri için sağlıklı bir toplumun şart olduğunu biliyor ve bu anlayışı her fırsatta dile getiriyordu. Bu bağlamda, Atatürk'ün sağlıklı yaşamı teşvik eden yaklaşımı ve beslenme alışkanlıklarına verdiği önemi anlamak, uzmanlarımız için günümüz sağlıklı yaşam ilkelerini ve olanaklarını şekillendirirken de ilham kaynağı olmalıdır.
SAĞLIK REFORMLARI
Atatürk, sağlığın sadece bireysel değil, toplumsal bir değer olduğunun farkındaydı. Cumhuriyetin ilk yıllarında halk sağlığını iyileştirmek amacıyla bir dizi reform gerçekleştirildi. Bu reformlardan biri de halkın doğru beslenmesi ve sağlıklı yaşam biçimlerinin benimsenmesiydi. Atatürk, "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur" sözüyle, fiziksel sağlığın, zihinsel sağlığı doğrudan etkilediğine dikkat çekmiştir. Günümüzdeki beslenme alışkanlıkları ile Atatürk dönemini kıyasladığımızda, onun sağlıklı beslenme anlayışının aslında oldukça modern ve ileri görüşlü olduğunu görebiliriz. Atatürk, vücudun sağlıklı kalabilmesi için dengeli ve besleyici gıdaların tüketilmesini savunmuş, bunun yanı sıra Türk mutfağının zenginliğinden faydalanarak, geleneksel beslenme alışkanlıklarını da benimsemiştir. Özellikle yumurta, et, süt, yoğurt, ayran, zeytinyağı, sebze ve meyve gibi doğal ürünlerin vücut için gerekli olan besinleri sağladığının altını çizmiştir. Atatürk'ün sağlık reformlarından en önemlilerinden biri de, halkın genel sağlık seviyesini iyileştirebilmek amacıyla yapılan eğitim ve sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasıydı. Bu süreçte beslenme eğitimi de önemli bir yer tutmuştur. 1920'li yıllarda, tarım reformları ile birlikte gıda üretiminin arttırılması hedeflenmiş, sağlıklı ve besleyici besinlere daha kolay ulaşılması sağlanmıştır.
VİZYONUN ÖNEMİ
Ayrıca, Atatürk'ün spora verdiği önem de sağlıklı yaşam anlayışının bir parçasıdır. Spor, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal dengeyi de sağlamada önemli bir araçtır. Atatürk, gençlerin spor yaparak bedenlerini ve zihinlerini güçlü tutmalarını teşvik etmiştir. Bu anlayış, günümüzde de sağlıklı yaşam tarzı oluşturan bireylerin temel motivasyon kaynaklarından biridir. Atatürk'ün sağlıklı yaşam ve beslenme anlayışı, bugünün dünyasında da geçerliliğini korumaktadır. Beslenme biliminin ilerlediği bu dönemde, doğal ve yerel besine yönelme Atatürk'ün vizyonu ile örtüşmektedir. Sağlıklı bir yaşam için gerekli olan temel unsurlardan biri de, işlenmiş gıdalardan kaçınmak, taze ürünleri tercih etmek, yeterli miktarda su içmek ve fiziksel aktiviteyi hayatın bir parçası haline getirmektir. Atatürk'ün beslenmeye olan bu yaklaşımı, günümüz diyetisyenleri ve sağlık uzmanlarının önerdiği temel ilkelere de paraleldir ve yol göstericidir. Bugün, dünyadaki sağlık trendlerinde de görülen "organik ürünler ile doğal beslenme, paketli ürün tüketmeme" anlayışı, Atatürk'ün dönemin ötesine geçen bir yaklaşımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüksek kaliteli, organik ve yerel gıdalara yönelmek, vücudun gereksinim duyduğu besin öğelerini alırken aynı zamanda çevreye duyarlı olmayı da destekler.
ATATÜRK'ÜN İZİNDEN
10 Kasım, Atatürk'ü anma ve onun mirasını yaşatma günü olmasının yanı sıra, onun halk sağlığına verdiği önemin de hatırlanması gereken bir gündür. Atatürk, sağlıklı bir toplumun ancak dengeli beslenme, spor ve sağlık reformlarıyla mümkün olabileceğine inanmış ve bu konuda sayısız yenilikçi adımlar atmıştır. Bugün bizler, Atatürk'ün sağlıklı yaşam anlayışından ilham alarak, kendi hayatımıza daha sağlıklı alışkanlıkları dahil etmeliyiz. Unutmayalım ki; "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur." Atatürk'ün bu özlü sözü, sağlıklı bir yaşamın temel taşlarını oluşturan beslenme ve fiziksel aktiviteyi içeren, bütünsel bir anlayışa işaret etmektedir. Hep birlikte, sağlıklı bir toplum için Atatürk'ün izinden gitmeye devam etmeliyiz.