Peki, bu sonuçlar ne anlama geliyor, gelin bu bulguları birlikte inceleyelim. Fiziksel sağlığın ruh sağlığıyla güçlü bir ilişkisi olduğu bilinen bir gerçek. Depresyon gibi ruhsal hastalıkların tedavisinde yaşam tarzı değişikliklerinin destekleyici bir rol oynadığı düşünülüyordu. Ancak Avustralya'da yapılan bir araştırma, beslenme düzeni ve egzersiz gibi faktörlerin depresyon tedavisinde ilaçlardan bile etkili olabileceğini gözler önüne serdi.
DAVRANIŞÇI TERAPİ
Kovid-19 pandemisi döneminde yapılan yakın tarihli bir araştırmada, hafif veya orta derecede depresyon yaşayan 182 kişi üzerinde bir inceleme yapıldı.
Katılımcıların yarısı, diyetisyenler ve fizyoterapistler tarafından yürütülen bir "yaşam tarzı terapisi" aldı. Diğer grup ise bilişsel davranışçı terapi aldı. Yaşam tarzı terapisi, Akdeniz diyeti temelli beslenme önerileri ve düzenli egzersiz yapmayı içeren bir programdan oluşuyordu. Davranışçı terapi ise bu önerileri içermeyen bir programdı. Araştırmanın sonuçları oldukça dikkat çekici ve çarpıcıydı. 8 hafta süren terapiler sonrasında, yaşam tarzı değişiklikleri uygulayan grubun depresyon semptomlarında tam yüzde 42 azalma gözlemlendi. Bilişsel davranışçı terapi uygulanan grupta ise bu oran yüzde 37 oldu. Yani, depresyon tedavisinde sadece beslenme ve egzersiz alışkanlıklarını değiştirmek bile semptomları azaltmada oldukça etkili. Bu sonuçlar, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkların tedavisinde yaşam tarzı değişikliklerinin potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Maalesef toplumumuz hastalıklara karşı verilen önerilerde sadece ilaç kısmını dikkate alıyor. Oysa ki yaşanan soruna bütünsel yaklaşmak sorunu hem çözmeye hem de tekrar yaşamamaya yardımcı olacaktır. Aksi takdirde anlık baskılanan semptomlar ile hastalıklar kendisini bize başka versiyonları ile tanıtıyorlar. Bu nedenle eğer kendinizi mutsuz hissediyorsanız sadece sizi mutlu edecek şeylere odaklanmak yerine mutsuz eden şeyleri de çözüme kavuşturmayı hedeflemelisiniz.
İşte bu noktada atacağınız ilk adım beslenmenizi düzenlemek olmalı.
İÇ SAĞLIĞIMIZ İYİLEŞSİN
Yediğimiz her şey, vücudumuz üzerinde doğrudan bir etki bırakır; çünkü besinler, sağlığımızı şekillendiren temel yapı taşlarıdır.
Ne yediğimiz, enerjimizi, ruh halimizi, cildimizi ve genel sağlığımızı belirler. Bu nedenle, doğru besinleri seçmek, sadece dış görünüşümüzü değil, aynı zamanda iç sağlığımızı da iyileştirir. Kısacası, "ne yersek oyuz". Bu nedenle sağlıklı bir yaşam için doğru besinleri tercih etmenin ne kadar kritik olduğunu unutmamalısınız.
Akdeniz diyeti, özellikle depresyon semptomlarını azaltmada faydalı olabilecek besin öğeleriyle zengin bir diyettir.
Aynı zamanda düzenli egzersiz yapmak da endorfin salgılar ve stresle mücadelede önemli bir rol oynar. Bu iki faktör, beynin kimyasını olumlu yönde etkileyerek, depresyon belirtilerini hafifletebilir. Bu tür bir yaklaşım, depresyon tedavisinde geleneksel terapilerle birleştiğinde çok daha etkili olmaktadır. Ancak uzmanlar, yalnızca egzersiz yaparak veya beslenme alışkanlıklarını değiştirerek tek başına depresyonu tamamen tedavi etmenin mümkün olmadığına da dikkat çekiyor.
Terapi, düşünce kalıplarını değiştirmeye yönelik önemli bir adım olup, kişilerin ruhsal sağlıklarını yönetmeleri için rehberlik sağlar. Bu nedenle, egzersiz ve beslenme değişiklikleriyle birlikte bilişsel davranışçı terapi gibi psikoterapi yöntemlerinin de uygulanması semptomların hafiflemesinde başarıyı arttırıyor. Sağlıklı bir yaşam tarzı, sadece fiziksel sağlığımızı değil, ruhsal sağlığımızı da olumlu yönde etkiler. Depresyon tedavisinde, diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri, git gide önem teşkil eden bir tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkmakta. Yani depresyonla mücadelede sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, ruhsal iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır. Ancak depresyon tedavisi kişiseldir ve en iyi sonuçları almak için profesyonel destek almak her zaman önemlidir. Unutmayalım ne yersek oyuz, bu yıl ki mottomuz 'İçten dışa güzellik.