Ankara Devlet Tiyatrosu'nda 25 yıl görev yaptıktan sonra 'Vizontele' adlı sinema filmi ile şöhrete kavuşan ve bugüne kadar 'Vizontele Tuba', 'Güneşi Gördüm', 'O... Çocukları' gibi pek çok film ve dizide rol alan Altan Erkekli, şu sıralar 'Aşk Geliyorum Demez' filmiyle ve TRT'de yayınlanan 'Bahar Dalları' adlı diziyle seyirci karşısına çıkıyor. Bir sanatçının komplekslerinden arınmış, tüy gibi olması gerektiğini söyleyen Erkekli'ye göre 'artist'lik aşağılanacak bir iş değil...
Yeni bir sinema projeniz var mı?
Önümüzdeki günlerde 'Güneşi Gördüm'le ilgili olarak Amerika'ya gideceğiz. Filmler yapılıyor ama 70 film yapıldı diye herkes telaşta. 700 film olsa 'tamam' derdim, ama altı üstü 70 film! 71 milyonuz ama 70 filme bile hazırlıksızız, kendimize çok görüyoruz. İşin gerçeği şu; bazı filmler yok olup gidecek.
GRİP SANATI VURMAMALI Domuz gribi nedeniyle sinema ve tiyatroya gidilmemesi çağrısına ne diyorsunuz?
Bir de şimdi domuz gribi çıktı, "Tiyatroya, sinema salonuna gitmeyin" diyorlar. Ama otobüse, metrobüse biniliyor, camilere gidiliyor. Bunlar niye söylenmiyor, niye ilk darbeyi kültür-sanat yiyor? Maçlara da gidilmesin o zaman. Sinema ve sanat, hayatın en önemli işlevini anlatıyor yaşam adına. Salonları hiç boş bırakmamız lazım. Sanatın devamı için çaba sarfetmemiz lazım. Bunun için büyükşehir belediyesi ve Kültür Bakanlığı da destek vermeli.
Mahsun Kırmızıgül'ü başarılı buluyor musunuz?
Neyi anlatmakla, istemekle ilgili bu başarı. Müzisyen olduğu için ritm duygusu çok önde, senaryo içersindeki akıcılığı bundan kaynaklanıyor bence. Ayrıca bugüne kadar çektiği klipler sayesinde açıları çok iyi çözmüş, kadraj yapmayı öğrenmiş. Oyuncularıyla girdiği diyalog da çok insani. İnsan olmak bütün her şeyi çözüyor. Samimi ve komplekslerden arınmış biri.
TİYATRO, BAL YAPAN KOVAN Siz mütevazısınız ama şöhret ile mütevazılık yanyana pek gelmiyor genelde...
Sanatın doğumuyla terstir bu. Sanatçının bütün komplekslerden arınmış, tüy gibi olması gerekir. Ezmek duygusu, sanatın yapısına aykırı. Bunun tersi davrananlar mı unutulmayacak yoksa biz mi unutulmayacağız, bilmiyorum.
Tiyatro yapacak mısınız bu yıl?
Hayır. Bal yapan kovandır tiyatro. Hayata dair öğretemediğimiz birçok şeyi insanlara üç saatte öğretiyoruz tiyatroda. Çiçekleri koparmayın tabelası asacağımıza, çocukları tiyatroya götürüp, çiçeklerin kopartılmaması gerektiğini orada öğrenmesini sağlamalıyız. Tiyatroyu, artistliği aşağılıyorlar. Bir olay oluyor, 'artistlik yapma' deniyor. 'Burayı tiyatro salonuna çevirdiniz' diyorlar. Aşağılanacak bir yer değil ki tiyatro... Tiyatro antik Yunan döneminde insanlığı idare etmiş. Böyle bir sanat dalı ile bu kadar dalga geçilmemesi ve küçümsenmemesi gerekir bana kalırsa...
Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?
Otobüs şoförü olmak, insanları, sevdiklerine huzur içinde ulaştırmak isterdim. Beşiktaş Belediyesi'nde CHP Meclis üyesiyim. Bu yönde çalışmalar yapıyorum. Bir milletvekili gibi halkın sıkıntıları dinleyip, Beşiktaş adına yapılması gerekenleri başkana ulaştırıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki işleyişin sağlıklı olduğu konusunda kuşkularım var. 'Güneşi Gördüm'de de bir babanın derdini anlattım. Benim görevim böyle daha kolay, daha onurlu, daha çabuk ulaşıyor hedefe
VARŞOVA'DAN GELMEDİM Kİ Hayatın içinde yer almaktan hoşlanan bir oyuncusunuz. Ancak bazı oyuncular fanus içinde yaşıyor...
Hiç o fanusun içine girmemek lazım. Girerseniz, hayattan koparsınız. Ortaköy pazarına giderim. Arabam var ama her gün olmasa da gerektiğinde otobüse de biniyorum, akbilim var. Ben pazardaki ahengi yaşamazsam, oradaki cümleyi, tonlamayı duymazsam o rolün güzelliğine erişemem.
'Vizontele' filminden sonra keşfedildiniz... Şansa inanır mısınız?
Beni 'Vizontele'den önce hiç kimse tanımıyordu. 25 yıl tiyatrodaydım, filmde görünce "Kim bu adam?" dediler. Polonya'nın Varşova kentinden gelmedim, Türkiye'nin başkentinden, Ankara'dan geliyorum. Siz görmek istemediniz... Bir şeye emek verirseniz, şans gelir. Ben çalışarak, emeği şansa dönüştürdüm.
- Sinirli bir insan mısınız?
Sinirlenirim ama kendimi tedavi etmeyi öğrendim. Yoksa hasta olurum. En basiti trafik. Öyle saygısızlıklar oluyor ki... Solluyor beni; herhalde doktor, operatör olduğu için ameliyata yetişecek deyip kendimi rahatlatmaya çalışıyorum.
"Dayanışma ve aşkın erdemi var" Son filminiz 'Aşk Geliyorum Demez'i seyirci çok sevdi. Bu projede nasıl yer aldınız?
Senaryoyu okuyunca; filmde dostluk, arkadaşlık kavramının, sevgi uğruna emek vermenin, doğrudan yana olmanın anlatılmak istendiğini gördüm. Çünkü 80 sonrası kuşakta bireycilik oluştu. Köşeyi dönme politikası, böl ve yönet durumu... Ama şu anda bizim omuz omuza olmamız gerekiyor. Bu filmde bir dayanışma var. Ayrıca hikaye, dayanışmayla beraber aşkın erdemini ortaya koyuyor. Tüm bunların Yeşilçam nostaljisi tadında anlatılması da çok hoşuma gitti. Bu projede yer almak istedim. Ben filmde 'Miran Dayı' karakterini canlandırıyorum. Tespih ustası Ermeni bir vatandaşımız kendisi...
Rolünüzle ilgili nasıl bir çalışma yaptınız?
Ben çocukken komşularımız Ermeniler ve Rumlardı. Dolayısıyla bu role hazırlanırken, özel bir çalışma yapma ihtiyacı duymadım. Bizim şansımız, herkesin mozaik dediği ülkenin tam göbeğinde büyümüş olmamız.
"Bahar Dalları çok farklı bir dizi" 'Bahar Dalları' diziniz nasıl gidiyor?
Malını satan satıcı gibi olmayayım ama çok farklı bir dizi... Senaryosu milimetrik doku içinde yazılmış. Dizinin başında, 77'nci bölümde ne olacağını sorduğumuzda, cevabını almamız çok önemli. Bu, bir oyuncu için çok görülen bir şey değil çünkü. İkincisi; yönetmenimiz Hakan Gürtop, Yeşilçam'dan geldiği için sinema ışığını bilen, kamerayı da ona göre kullanan, oyuncuyu nasıl yönetmesi gerektiğini bilen bir arkadaşımız. Genel anlamda baktığımızda reyting sıralamasında biraz başarısızız ama...
Reyting ne kadar önemli?
İngiltere'de reytingler altı ayda bir yayınlanırmış. Burada her gün olması çok acımasızca geliyor bana. Birinci bölümden sonra dizi kaldırılıyor. Bu kadarı hiçbir yerde görülmemiş. Onun için bu sektördeki herkesin çelikten bir sinir sistemi olmalı.
