O bir gol kraliçesi
Bilgin Defterli: Hiç bir zaman saha içindeki kimliğimle saha dışındaki kimliğimi karıştırmadım. Yeşil alandaki Bilgin ne kadar savaşçı bir ruha sahipse, futbol dışında özel hayattaki Bilgin de o kadar dişi ve evcildir
- Sarmaşık
- Giriş Tarihi: 13 Mart 2010 15:48
- Nerde doğdun, futbola nasıl başladınElinden kimler tuttu, kimler teşvik etti?
1980 Erzurum doğumluyum. Futbolu mahalle aralarında erkeklerle oynadım. O zamanlarda, yani 12- 13 yaşlarında bir kızın futbol oynayabileceği takım Türkiye'de yok denecek kadar azdı. Mahalledeki kız arkadaşlarım evcilik oynar, örgü örmeye çalışırlarken, ben sabahtan akşama kadar erkeklerle birlikte top peşinde koşturuyordum. Bir de atletizm dalında spor yapıyordum. Bu sayede vücudum daha da esnek kaldı. Sonra okulda öğretmenimin yönlendirmesi ve aileminde desteğiyle profesyonelliğin yolu açıldı. Futbola 1996 yılında Dinarsu bayan futbol takımında başladım. A takıma yükseldim. Çok hızlı olduğum ve pozisyonlardaki başarımdan dolayı hoca beni hiç takımdan kesmedi. Böylece takımın gözde forvet oyuncusu olmayı başardım. Dinarsu ile 6 lig şampiyonluğu yaşadım. Uluslararası futbol turnuvalarında da başarılı sonuçlar almıştık.
- Hangi takımlarda oynadın?
Bir sene Feriköyspor'da kiralık oynadım. Oradan Kuzeyspor'a transfer oldum ve ilk senesinde şampiyon olduk. Sonra Deltaspor'da da ilk senesinde şampiyon olduk. Sonra İskenderun Sanayispor'a transfer oldum.
- Türkiye'de hala bayan futboluna ilgi yok, tepki gördüğün olmuş muydu?
Ailem sağolsunlar, futbol oynamam konusunda desteği sonsuzdu. Bana mahallede, "Senin erkeklerle ne işin var. Git evinde bulaşığını, çamaşırını yıka"' diyenler, şimdi gelip başarılarımdan dolayı tebrik ediyorlar. Şu an bunun gururunu yaşıyorum. Sonuçta yapılan bir spor. Kötü bir spor değil. Futbol hep erkeklerin branşı olarak nitelendirilir ancak, inanın çoğu erkek futbol oynamasını bile bilmiyor. Bunun yanında bayanlarda boksör olanlar da var, halterci olanlar da. Bunlar daha sert sporlar. Yani bunlarla çok karşılaştım. Şunu belirteyim; hiç bir zaman saha içindeki kimliğimle saha dışındaki kimliğimi karıştırmadım. Yeşil alandaki Bilgin ne kadar savaşçı bir ruha sahipse, futbol dışında özel hayattaki Bilgin de o kadar dişi ve evcil.
- Almanya maceran nasıl başladı?
Türkiye'de 2002 yılında bayan futboluna ara verildi. O olaylardan bahsetmek istemiyorum. Tabi milli takım düzeyinde de bayan futbolu durdurulmuş oldu. Yine de futbolu bırakmak istemedim. Çünkü 8 yıl Türkiye'de bayan futboluna milli takımlar bazında da emek vermişim. Gol kraliçesiydim. Yurtdışının hayalini kuruyordum. Yurt dışında nasıl futbol oynayabilirim çok araştırdım. Almanya'daki bayan futbolunu takip ediyordum. 2004 senesinde Almanyada'ki bayan takımlarına bir CV'mi hazırlayıp yolladım. Almanya 1. Lig takımlarından olan FSV FRANKFURT takımından bana cevap geldi, denediler ve başardım takıma alındım. Takım hocası bana " şaşkınım, Türkiye'den böyle bir yetenek beklemiyordum açıkçası. Bazı eksikliklerin var ama doğru çalışmayla bunları kapatırız" dediğinde çok mutlu olmuştum. Bir yıl Frankfurt takımında oynadıktan sonra Brauweiller Pulheim takımına transfer oldum. Brauweiler Pulheim'da birinci ligdeydi o dönemde. Tabi kötü bir sezon geçirdik, birinci ligden ikinci lige düştük. İkinci ligden ise bir anda kendimizi 3.ligde yani Regionalliga'da bulduk.... Bu sene 2.ligde FC KÖLN de futbol oynuyorum... Bu sezonda büyük başarılara imza attık. 12 maçta 23 puanla şu anda üçüncü sıradayız. Gol sıralamasında ise birinci sıradayım. Oynadığım takımda benden başka Türk yok. Ve şu bir gerçek, Almanlar'a kendimi sevdirip kabullendirdim. Türkiye'de de iyi sezonlar yaşadım. Ama buradaki çok daha farklı. Burada bayan futboluna olan ilgi daha fazla ...
- Bayanların futbol oynamasına Türkiye'de ve Almanya'daki bakış açısı nasıl? Zorluklar nelerdir?
Türkiye'deki bayan futbolu ile Almanya'dakini kıyaslarsam; Türkiye'de de bayan futbolu ilerlemekte. Benim ilk başladığım dönemler ile şimdiki zaman çok farklı. Çünkü simdi bayan futbolu hem okullarda hem de köy okullarında yapılmakta. Şimdi bütün kız öğrencileri toplayıp kamp yapıyorlar milli takım hocalarımız. Duyduğum kadarıyla liseler arasında, erkek takımları arasında bir tane kız futbolcu oynatmak zorunluluğu getirildi. Yani bunlar güzel gelişmeler. Türkiye'de büyük kulüpler bayan futbol takımları kurmalı, takım çalıştıracak bayan teknik direktörler yetiştirilmeli bence... Almanya'da bayan futboluyla ilgili her hafta dergiler yayınlanıyor. Türkiye'de ise bir gazeteye çıkmak için kavga ya da bir olay olması mı yeterli. Kız çocukları ancak sokaklarda futbol oynayarak bir şeyler öğrenmeye çalışıyor ama Almanya'da sokak futbolundan çok, kulüp düzeyinde futbol oynanmakta....
- Türk futboluna bir bayan golcü olarak ve Milli takım Kaptanı olarak bakış açın nedir? Mesela ülkemizde oynayan yabancı golcüler olan Guiza, Baroş, Bobo vb. için neler düşünüyorsun?
Türkiye'de oynayan yabancı futbolcular için pek fazla iyi şeyler söyleyemem açıkcası ama tek üzüldüğüm şey neden o kadar yetenekli Türk futbolcuları varken sürekli yabancğ futbolcular transfer ediliyor. Guizza'nın Baros'un durumu belli. Bizim yerli futbolcularımız çok daha kaliteli. Eskiden sadece 1. liglerde görürdük, şimdi 2. lig ve 3. ligde de görmeye başladık. Demek ki Türk futbolu yavaş yavşs kayboluyor. Daha fazla gençlere önem verirsek verirsek, yerinde yatırım yapmış oluruz. Yoksa ne Avrupa'da ne de dünya futbolunda ses getiremeyiz.
- Almanya'da günün nasıl geçiyor? Özlemlerin var mı?
Çok yoğun bir tempo ile çalışmaktayız. Özel hayatım kalmadı diyebilirim. Bu sene oynadığım Fc Köln takımı, daha iyi Almanca öğrenmem için kursa gönderiyor. Hem kurs hem idmanlar çok yoğun ve milli takım maçları da olunca, nefes alamaz hale geliyorum açıkçası. Arada sırada sinemaya gidiyorum o kadar. Özlemlerim var tabiki. En başta ailem. Sonra da dostlarım. Özluyorum hepsini, çünkü ben Almanya'da yalnızım. Ne kadar burada da çevre edinmiş olsam da kimse onların yerini dolduramaz. Ülkemde oynayan bayan futbolculara ve ailelerine bir şeyler söylemek istiyorum; Ben çok küçük yaşta futbola başladığım için dışarıdaki insanlardan çok büyük tepkiler alıyordum ama zamanla bunları aştık diye düşünüyorum. Küçük yaştaki kız oyuncular ilk başta hedeflerini belirleyip ondan sonra bu yola baş koymalılar bence. Çünkü spor yapmak öyle bir şey ki yeri geliyor dört gün, beş gün idman yapmak zorunda kalıyorsun, yapıyorsun, bazen de kamplara gidiyorsun. Çok özverili bir spor dalı futbol, sakın mücadele etmekten vazgeçmesinler. Özveri ile zorluklar yaşayarak çoğu şeyi başarabilirler. Hiç birşey kolay değil...
Ailelere gelince; spor yapmak hiçbir zaman kötü değil, en azından sağlıklı yaşamayı ve kötü çevrelerden kurtulmayı sağlar. Onun için aileler sadece çocuklarını desteklesinler, geleceklerinin önlerini kesmesinler.
Fenerbahçe'nin başına geçerim
- Hedefin nedir, yani futbolu bıraktıktan sonra ne yapmayı planlıyorsun?
"Ben 13 yaşımda futbola başlarken çok büyük bir hedeflerle başladım. İlk önce hedefimi belirledim zaten. Öyle başladım futbola. Hepsi hayaldi ama gerçekleştirdim. İlk kurduğum hayal, futbol oynamaktı, bayan takımında bunu gerçekleştirdim. İkincisi büyük stadyumlarda dolu dolu seyirci karşısında oynamaktı, bu da oldu. Üçüncüsü; Milli Takım'da oynamaktı, bunu da gerçekleştirdim. Dördüncüsü Milli Takım'a kaptan olmaktı ve kaptanım. Beşincisi yurtdışında futbol oynamaktı bunu da gerçekleştinmliş oldum. Son hayalim çok iyi antrenör olmak, futbolu bıraktıktan sonra olacağım. Bakarsınız Fenerbahçe'nin başına ben geçmiş olurum ileride