"Son kral" fuar günlerini anlattı
İzmir Fuarı, en ihtişamlı günlerini Türkiye'nin ünlü sanatçılarını ağırlayan gazinolarla yaşamıştı. Eğlence dünyasına damgasını vuran gazinocular hep "kral" olarak anıldı. Bugün, 5 kraldan, geriye sadece 82 yaşındaki Nuri Yalçuk kaldı. Nam-ı diğer Bornovalı Nuri...
- Sarmaşık
- Giriş Tarihi: 08 Kasım 2011 17:28
1950'lerden itibaren fuardaki gazinolar öyle büyük ilgi gördü ki Türkiye'nin eğlence hayatının adeta referansı haline geldi, ünlülerin doğduğu yer olarak kabul gördü. Kapalı gişe hizmet veren gazinolara girmek için binlerce kişi kapı önünde kuyruklar oluşturdu. O dönemin gazinocular kralı olan Fahrettin Aslan, Hasan Ekici, Osman Kavran, Atalay Noyaner ve Nuri Yalçuk arasındaki tatlı sert rekabet, en az sanatçılar kadar eğlence hayatının da gündemini oluşturdu. 5 kraldan geriye bugün yalnızca Bornovalı Nuri kaldı. Lunapark Gazinosu, Dalyan Gazinosu, Golf Restoran ve Şifne'de hizmet veren Kıyı Balık Restoran'ın sahibi olan Nuri Yalçuk, hem hayat arkadaşı hem de sektördeki tek patroniçe Zühre Yalçuk ile birlikte Çeşme'deki evlerinin kapısını Yeni Asır'a açtı. İşte Bornovalı Nuri'nin sanat dünyasının ünlü isimleriyle olan anıları ve İzmir Fuarı için düşünceleri.
Annem babam Azerbaycan'dan İzmir'e gelmiş ve ben Bornova'da doğdum. Onları erken kaybettim, o tarihlerde kardeşlerim okuyordu, bu yüzden kahvelerde çalışmaya karar verdim, arkasından Alsancak'ta kumarhane açtım. 1967'de Ekici Över'in sahibi Hasan Ekici, Lunapark Gazinosu için bana ortaklık teklif etti; yüzde 35'lik hisse önerdi, yarı yarıya olması şartıyla kabul ettim. Sonra Göl Gazinosu'nun sahibi Osman Kavran ile ortak oldum ve 1975'de yola tek başıma devam ettim. Fahrettin Aslan ile tanışınca da Dalyan Gazinosu'nu aldım. Türkiye'de ne kadar artist varsa hepsini ben çıkardım, etten püften olanları da başkaları çıkardı.
DELİKANLI FATMA GİRİK
-Lunapark'ta çıkardığınız sanatçı kimdi?
İlk çıkardığım sanatçı Fatma Girik idi. Onunla başladık ve aldığı parayla gündeme oturdu. 5 bin lira yevmiye verdim, Türkiye ayağa kalktı. O dönemde Emel Sayın 750, Ajda Pekkan 750 lira alıyordu. Fatma Girik 5 bin lira aldı ama gazino doldu. Tam 7 bin 300 kişilik salon full çekti. Kaprisi yok, güzel mi güzel, kabadayı bir kızdı. Onun için ilk çıkmış son çıkmış hiç farketmez, itiraz da etmezdi. Ancak parasını da alırdı.
FİLİZ AKIN İŞ YAPMADI
-Anlaşamadığınız sanatçı oldu mu?
Gazinocular arasında sanatçı rebaketi vardı. Hepimiz en iyi işi yapabilmek için hep en iyi sanatçıları getirmek istiyorduk. Filiz Akın'ı getirdim ama sahnede iş yapmadı. Ahmet Özhan ile de takıştı, onu istemedi. Bu durumu duyunca Filiz Akın'a "Sen gidersin ama o kalır" dedim. Nitekim öyle oldu, sonra araya barışalım diye 50 kişi soktu ama ben kabul etmedim.
ZEKİ MÜREN GİBİSİ YOK
-İzmir Fuarı'na damgasını vuran sanatçı Zeki Müren'dir. Sizinle çalıştı mı?
Türkiye'ye bir daha öyle bir sanatçı gelmez. Fahrettin Aslan'dan Dalyan'ı ilk aldığımda burayı Zeki Müren ile açmak istedim. Şakir Öner Günhan (THM Sanatçısı) ile ben, Zeki Müren'in evine gittik, bir deste de kırmızı gül yaptırdık. 'Ben Dalyan'ı aldım, Ekim'de seninle açmak istiyorum' dedim. Zeki Müren'in o dönemde Fahrettin Aslan ile arası iyi değildi. Bana, "Fahrettin Aslan ile ortak mısın, değil misin?" diye sordu. Olmadığımı söyleyince "O zaman benimle açma ama Nisan ayında benimle kapat. Sen Emel Sayın'ı al" dedi.
-Siz isteyince Emel Sayın hemen geldi mi?
Emel Sayın İstanbul Lunapark'ta çalışıyordu, işi de çok güzeldi. Gittik onunla konuştuk, o tarihte 10 bin lira yevmiyeye anlaştık. Ama Osman Kavran, Emel Sayın'ı bırakmak istemedi. Emel Sayın "gidiyoruz" deyince de Osman Kavran, kocası İsmet Kasapoğlu'na bir kül tablasıyla vurdu. Sonunda bize geldi. 38 gün çalıştık, gazinonun her gecesi doldurdu üstelik matine de hiç boş geçmedi.
-Dalyan'ın kapanışı nasıl oldu peki?
Dalyan'ın sezon kapanışı olacak ama Zeki Müren gelmedi. Hasta olduğunu söyledi, inanmadım. Telefon açtım, "Nuri abi Allah aşkına birini gönder, gelsin beni görsün" dedi. Yine inanmadım, kardeşim gitti gördü; gerçekten yatak döşek yatıyormuş. Bu kez telefonda "Zeki, özür diliyorum" dedim. Ama Zeki, sözünde durdu. Temmuz'da ben Menekşe Çay Bahçesi'ni yapmaya başlamıştım. Bu sırada Efes Oteli'nin müdürleri geldi, "Zeki Müren, Ajda Pekkan, Orhan Boran'ı getiriyoruz. Bu iş için seni ortak alacağız" dediler. Komik geldi, çünkü kadro zaten muhteşem, iş yapmaması mümkün değil. "Siz enayi misiniz? neden beni ortak alıyorsunuz" dedim. Öğrendim ki Zeki Müren onlara "Tek bir şartla gelirim, Nuri abiyi ortak alacaksınız" demiş. Ortak olduk, Zeki Müren benim ortak olmamı sağlayarak böylece sözünde durmuş oldu, Oradan aldığım parayla Menekşe'yi bitirdim.
-Fuarın bir diğer önemli ismi Bülent Ersoy ile çalıştınız mı?
Elbette, bir gün Bülent Ersoy'un annesi telefonla aradı, "Bülent Ersoy seninle çalışmak istiyor" dedi. Kaç para istiyor dedim, 200 bin yevmiye 2 milyon avans dediler. Yarısına anlaştık. Onun gelişini hiç unutmam, Menekşe Çay Bahçesi'nde oturuyordum. Birden sandalyeler ayakkabılar havada uçuşmaya başladı. Fuarın açılışına henüz 4 gün var. Ne oluyor diye baktım, gördüm ki Bülent Ersoy gelmiş. Hemen biletleri satışa çıkarttık, inanır mısınız 32 günlük biletleri bir günde sattım. Karaborsa yapsak büyük para kaldırırdık.
Tatlıses, Hülya Avşar'ı kovdu Sibel Can'ı aldı
-Çalıştığınız bir diğer isim İbrahim Tatlıses, diğer sanatçılarla arası nasıldı?
İbrahim Tatlıses gibi bir adam bir daha gelmez. Gelmiş geçmiş en güzel okuyan adam. Bana bir sürpriz yaptı ki inanılmaz. Fuar açılacak, Hülya Avşar ile İbrahim Tatlıses bizde çalışacak. Ben hanımla Çeşme'deki evdeyim. O dönem Yeni Asır'a da ilan veriyoruz, sabah gazeteyi alıp ilana baktım, programda İbrahim Tatlıses-Sibel Can yazıyor. Şok geçirdim, acaba yanlışlık mı oldu diye gazinoyu aramak için telefona gittim. Bu sırada İbrahim aradı. "Baba, sürprizimi beğendin mi?" dedi. O gece Hülya'yı kovmuş, Sibel Can'ı almış. Halbuki Sibel Can, Fahrettin Aslan'da çıkıyordu. Sibel Can'ı almak için Fahrettin Aslan'a "Sen Sibel Can'ı bu gece gönderdin gönderdin. Göndermezsen bir daha senin gazinolarının hiçbirisine çıkmam" demiş ve onu almış.
Ajda Pekkan'ın bileziği Semra Özal'ı kızdırdı
Devlet büyükleri gelir miydi gazinolara?
Gelirdi tabi, Semra Özal bir gün telefon açtı, "Suareye geleceğiz" dedi. O zaman başbakan eşi ve Ajda Pekkan da bizde sahneye çıkıyor. Gazino hıncahınç dolu, sahneden inen Ajda Pekkan, Semra Hanım'a bir bilezik taktı. Semra Hanım hemen sonrasında bana ,"Derhal bileziği iade ediyorsun, yanlış anlamaya neden olabilir" dedi. Konser sonrası kulise Ajda Hanım'a gittim, o da "Benim içimden gelmiş, verdim ne var bunda" diyerek şalını attı ve çıktı gitti. Semra Hanım da, kuliste ziyaret etmek istediği Ajda Pekkan'ın gittiğini öğrenince sitem etti.
'Fuarın süresi uzasın gazinolar hayat bulsun'
Gazinolar için fuar süresinin önemli olduğuna dikkat çeken Nuri Yalçuk, "Menekşe Çay Bahçesi tam 5 dönümlük bir alandı. Bir bayram 9 gün tatile denk geldi ve 9 gün 9 gece ben kendime oturacak sandalye bulamadım. İnanın gazoz kutusunda oturdum. Bayram sonunda 3.5 ton çöp topladım. İnsanlar açık, ferah yerler istiyor" diyor. Zühre Yalçuk ise "Fuar ışıklandırılsın, cep sinemaları koyalım, alışveriş merkezi koyalım, insanlar rahat ve güvenli bir yer istiyor" diye konuştu.
Muazzez Abacı'dan "Batsın bu dünya"
Bornovalı Nuri Yalçuk'un hayat arkadaşı Zühre Yalçuk da o dönem en önemli solistlerinden Muazzez Abacı'yı İzmir'e kazandıran isim oldu. Zühre Yalçuk, bu hikayenin arkasında Yeni Asır'ın derin bir izi olduğunu aktardı. Patroniçenin ağzından Abacı'nın hikayesi:
Muazzez Abacı, evde Orhan Gencebay'dan eserler seslendiriyordu ama sahnede tüm ısrarıma rağmen bunları söylemiyordu. Bir gece Yeni Asır'ın magazin muhabiri Güngör Öcal, "Sayın Abacı bir şey söylemek istiyorum" dedi ve Atilla Kurtbaş'ın bir başka kadınla olan evlilik fotoğrafları gösterdi. Bunları gören Muazzez gözyaşına boğuldu, "Bu gece sahneye çıkmam" dedi. Teselli olsun diye içmeye başladık. İlerleyen saatte, "Sahneye çıkmazsam ayıp olur değil mi" dedi. Mikrofonu eline alınca salondakilere "ilk kez söyleyeceğim" diyerek 'Batsın Bu Dünya'yı seslendirdi. O gazino ne oldu biliyor musunuz? Yıkıldı, yıkıldı. Sahneye çıktım yanaklarından öptüm.