ALİ KAYADİBİ
Ciğerlerinizi temiz havayla doldurabilir, zihninizi dinlendirebilir, gönlünüzü ferahlatabilirsiniz. Gözünüzün önüne yeşilliklerle bezeli ağaç denizini getirin ve yollara düşün. Çok değil, İzmir'den 70 kilometre kadar gittiğinizde bunlardan fazlasını bulacaksınız. Bu hafta, İzmir'in, "gözünün önünde" diyebileceğimiz bir mekana yolculuğa çıkarken, aslında Ege'nin pekçok köşesinin böyle güzellikler barındırdığını da söylemek isterim. Gizli değil, çok açık. Yeter ki, gezip görmek isteyin. İşte karşınızda Dağtekke köyü ve güzellikleri..
DOĞASI BOZULMAMIŞ
Bu coğrafyayı tanıtmak için önce, "dört bir yanı ormanla çevrili" tabiri uygundur. Doğal yapısı bozulmamış Dağtekke köyünün temiz havasını ciğerlerinizde hissedeceğinizin garantisini verebilirim.
Yazın, serinlersiniz, kışın gözünüz gönlünüz açılır, ruhunuz arınır. Yani her mevsim bir başka güzel. İçinde bulunduğumuz sonbahar mesela.. Bakır rengine dönen ağaçların sunduğu görsellik, dereboyu suyun üzerinde yüzen sarı yaprakların kimi ağaç köklerinde kümelenmiş. Yaydığı koku başınızı döndürür. Zaten vadiye inerken kuşların ahenkli ötüşleri, horoz sesleri, köy köpeklerinin gördüğü her yabancıya, 'hoş geldin' der gibi kesintisiz havlamaları, keçi melemeleri, hepsi ama hepsi size bir köye geldiğinizin habercisidir.. O ana kadar? Yok, o bildiğiniz eski köy yolları artık buralarda yok. Bu yüzden köye ulaştığınız duygusunu uyandıran ilk şey bu manzara.
HER MEVSİM GÜZEL
Dağtekke'de zamanın nasıl geçirdiğiniz size bağlı. Kimisi için bir saat uzun gelebilir. Kimisi, "Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım" diye yakınır. Bu yüzden dedim ya, kimi birkaç saatte kimi daha uzun zamanda buradan nasiplenir. Şöyle ki; güneşin durumu size farklı manzaralar sunar. Sabah kahvaltıyı burada yaparsanız; çiğ kalkarken genzinize köy havasını zerkeder. Öğleyin hafif bir nem kokusuyla ılık bir ortama kavuşursunuz. Öğleden sonra esinti gelir. Öyle ki, yaz ortasında bile vadi boyunca yayılan ağaçların arasındaki serinliğin bedeninize işlediğini farkedersiniz.
OT VE SU
Doğanın canlılara her türlü sağlığı sunduğuna inananlardanım. Ancak, test edilmeden, bilimsel dayanağı olmadan; "Her derde deva"ya karşıyım. Her neyse, buranın suyu sağlık açısından iyi geliyor diye gelenlerin haddi hesabı yok. Bu yüzdendir ki, geçen hafta kaldığım süre içinde su sırası bekleyenlerle neredeyse ahbap olduk. Söylenenlere göre, bu su şeker hastalığı dahil, mide, bağırsak, yüksek tansiyon gibi hastalıklara iyi geliyormuş. Her derda deva diyorlar yani.. Bir de Dağtekke'nin dağlarında yetişen her ot şifalı. Bu kesin. Zeytin, kekik, çam fıstığı, çörekotu, ebegümeci ve maydanoz doğrudan vatandaşa satılıyor. Pekmez, ceviz, incir, elma, armut, domates, biber hepsi doğal. Bal ve yöresel ürünler de burada bolca tezgahlarda satılıyor. Eliniz boş dönemezsiniz.
Dönüşüm çalışmaları
Dağtekke köyündeki dönüşüm çalışmaları çoktan başladı. Muhtarlığın kendi bütçesiyle sürdürülen çalışmalarına Torbalı Belediyesi de destek veriyor. Köy meydanında dağlara yamacı olan istinat duvarları desenli doğal kayrak taşı döşeniyor. Açık alanda hizmet veren ve köy halkının kurduğu tezgahlar için ise üzeri kapalı ahşaptan tezgahlar yapıldı. Tarımsal sulama için yıllardır mücadele veren muhtarlığın çabaları sonuç verdi. Karadere mevkiine çakılan artezyen ile tarlalara su sağlanacak. Çevre güzelliğini sağlamak için köy meydanında bulunan ve dağlardan oluşan bölümlerin yamaçlarına 2,5 metre yüksekliğinde desenli doğal kayrak taşlar örülüyor.
Nasıl gidilir?
Çok kolay... Torbalı'dan Kemalpaşa yoluna girip 4 kilometre ilerliyorsunuz. Sağa bakın, "Dağtekke 18 km." tabelasını izleyin. Önce Karakuyu beldesinin içinden geçeceksiniz. Taş döşeli dar sokakları, kayrak taşından evleri izleyerek Korucuk (Dirmil) köyünün içine girin. Köy kahvesinde oyalanabilirsiniz. Sonra iki tarafı ormanla kaplı yolu geçip, Ormanköy'e ulaşıyorsunuz. Kıvrımlı yolları da tırmandıktan sonra hafif inişe geçiyorsunuz ama çok değil. İlk kıvrımın ardından karşınıza Dağtekke köyü çıkıyor.