HİNDİSTAN'IN FAZİLETİ / IŞILAY SAYGIN - ZELİHA SAPMAZ
Jaipur'a 11 km uzaklıkta olan Amber Kalesi'ne sabah erkenden ulaştık. Yolda giderken yoksul ve ilkel koşullarda yaşayan insanları daha bir çıplaklığıyla görebildik. Çorak Aravalli tepelerinde ve Çin Seddi'ni andıran setler daha kaleye varmadan Hintlilerin Moğollar'dan korunmak için aldıkları tedbirlerin haberini veriyordu bize. Bu dev kale, aşağıda yol kenarındaki Maota gölünün telaşsız suyuna yansıyor. Bu kurak bölgede Muson yağmurlarının suyu dış avluda korunaklı bir yerdeki sarnıçta biriktiriliyor.
FİLE BİNME PERONU
Çok renkli ve süslü fillerin alınlarının "Swastika" denilen gamalı haçlarla boyandığı görülüyor; Hindularda kusursuzluk anlamına geliyor. Okları sağa doğru olan gamalı haçı nazarlık olarak kullanmışlar. Hindular fillerin vücudunda yürümesi, durması, koşması için komut alacağı noktaları bulmuşlar. Filler kaleye sırtlarında iki turist ve bir sürücü ile çıkıyorlar. Filden inerken 2 Amerikan doları vermeniz yeterli.
GÜNEŞİN KAPISI
Burada uzun bir yokuşu dilerseniz yürüyerek çıkabiliyorsunuz, alternatif olarak fil üstünde iki kişi 2 dolar karşılığı çıkmak da mümkün. Bizler de öyle yaptık... Epeyce sarsıntı ve korku yaşayarak çıkarken, filimizi bize tanıştıran sürücü 19 yaşındaki Baharat oldu. "Bu Sandy, 22 yaşında bir bebek" derken, o sırada fil bize su püskürterek ürkütünce, Baharat'ın şiirsel bir şekilde "Size hoş geldiniz parfümünü sıkıyor" demesiyle, kahkalara boğulup durumu benimsemeye başladık. Surlar boyu heyecanlı yolculuk sürerken fil desenli kumaşlar Işılay Hanım'ın üstüne fırlatıldı, kıyasıya eğlenceli pazarlıklar yapıldı. Ancak satıcı çok ısrarcı ve sevimsiz diye reddettik çok beğenmemize rağmen masa örtüsünü. Bir daha da benzerini almak istediğimizde bulamadık. 1639'dan beri hiç restorasyon görmemiş olmasına rağmen iyi durumdaki Sarayın avlularından 7 kapı ile avludan avluya geçiyoruz. Zamanında burayı 2000 asker korumuş. Yüksek Surajpol- Güneşin Kapısı Kemeri'nin altından geçerken sarayın geniş avlusu dev avlu Jaleb Chowk'a geldiğimizde turistik butikler ve işi taciz derecesine vardıran çocuk satıcılarla karşılaşıyoruz. Buradan sağ tarafa ilerlerken, Kali'ye (Hinduizm'de savaşçı tanrıça) ithaf olunmuş, Shila Devi Tapınağı'nın gümüş oymalı muhteşem kapıları açılıyor.
MİHRACENİN ÖZELİ
İkinci avluya (2.kata) geçtiğimizde, göz alıcı Diwan-i-Aam/ halkla toplantı salonu çıkıyor karşımıza. Çift tarafı mermer sütünlar üzerine ve kırmızı kumtaşı fil figürlerden sütün başlığı, güzel freskler ve dehliz şeklinde kafes pencereleri güçlü bir şekilde Türk-Moğol esintisi sunuyor. Sağ taraftaki, iki kat yüksekliğinde Ganesh Pol, tören kapısı üstünde taşkın çiçek motifleri, renkli mozaikler, freskler, kafes pencereleriyle kapatılmış koridorlar ve bir Ganesh (öğreti ve şans tanrısı) resmi ile bizi karşılıyor. Üçüncü katta Mihrace'nin özel yaşam sarayı bulunuyor. Burada yine geniş bir avlunun ortasında Aram Bagh-Moğol tarzı bahçenin etrafında üç bölüm bulunuyor. Sağda, sandal ağcından yapılmış fildişi kakmalı kapısı olan Sukh Niwas- dinlenme kasrı; dışarıdaki depoda biriken yağmur suyu kanal sistemiyle çağlayarak, sıcak havalarda serinletmek amacıyla salona geliyor ve buradan tüm odaları dolaşarak bahçeye dökülüyor. Bu bahçedeki çeşitli bitkiler de ortama parfüm salıyor.
ÖZEL DAİRELER
Bahçenin karşı tarafında Divan-i-Khas sarayı bulunuyor. Burası Jai Singh'in özel dairelerinin bulunduğu yer. Racistan bölgesinde görülebilecek en çok süslemesi olan yer. Duvarlar ve tavanlar çok ince bir işçilikle mermer üzerine oyulmuş çiçek ve savaş sahneleriyle kaplı. Duvar oyuklarında şamdanlar ve yine duvarlara kakılmış cam, yarı değerli taşlar. Hindu-Müslüman stilinin mükemmel uyumunu görmenin ötesinde o dönemdeki zanaatkarların üstün ustalıklarını sergiliyor adeta. Sarayın bazı duvarları yeşim, mercan, turkuaz gibi değerli taşlarla süslenmiş.
AYNALI SALON
Sheesh Mahal- Aynalı Salon ise tamamen ayna kakmalı duvarlarıyla küçük bir ışıkta gökyüzündeki yıldızları çağrıştırıyor. Burada özel konuklar ağırlanırmış. Hemen ötede, Jai Mahal'in giriş katı kemerler, kelebekler ve çiçeklerle süslü. Üst kat ise cam kakma duvarlarıyla ünlü. Tavanının kabartmaları kaymak taşından ve kafes pencereleri tek parça mermer üzerine dantel gibi işlenmış sanki. Bu küçük deliklerden çok yüksekten kaleyi çevreleyen aşağıdaki Maota gölüne ve Dilaram Bagh bahçesine dalıyor insan.
HİNT USULÜ HAREM
Haremlik "Zenana" Mihrace'nin 12 eşinin yaşadığı bölümler. Mihraceler birbirlerini kıskanmazmış. İç avludan dar geçitlerle dördüncü avluya (4.kat) geçtiğimizde, Raca Man Singh'in salonu avlu boyunca uzanıyor ve "Zenana" denilen Hint usulu haremlik de hemen yanı başında. Burada koridor boyunce 12 "kraliçe"'nin oturduğu 12 daireye rastlıyoruz. Bu yapılar Amber'in en eskileri ve en belirgin özelliği de sadelik ve Müslüman mimarisinin kapalı balkonları, kafes gibi pencereleri ve sütunlu kapalı bölümleri. Geceyi hangisiyle geçirdiği bilinmediği için herhangi bir kıskançlık ortaya çıkmazmış! Haremin ayrıca bir hamam alanı var yüksek duvarlarla çevrili. Şah, gözetleme kulelerinden banyo yapan kadınını yıkanırken izlermiş.
