ŞEKÜRE BOZ
Bu hafta Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün ile söyleşi yaptık. Asıl mesleği doktorluk olan Mehmet Füzün hocamızın, kendi alanında Türk tıbbına kazandırdıkları, yaşam tarzı, ikinci kez rektörlük görevine seçilmesi ve daha pek çok konuyu samimi bir atmosferde konuştuk. Narlıdere'deki Essi Güzellik Polikliniği ve Estetik Merkezi'ni gezerek bilgi alan Füzün, kurum hakkındaki görüşlerini de bizlerle paylaştı.
Mehmet Füzün kimdir?
MF: 1951'in Kasım ayında Akhisar'da doğdum. İlkokulu Akhisar'da bitirdikten sonra ortaokulu Buca'da ve ardından İzmir Atatürk Lisesi'ni okudum. Ege Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra 1975'te doktor oldum. Eğitim hayatım boyunca hiç sınıfta kalmadım. 1986'da doçent olduktan sonra 1988'de Dokuz Eylül Üniversitesi'ne (DEÜ) geldim. 1993'te profesör oldum. 2008'in Ağustos ayında üniversiteye rektör olarak atandım.
Profesörlüğünüz zamanında Türkiye'de tıp alanında büyük adımlar attınız. Bunlardan söz eder misiniz?
MF: DEÜ'de laboroskopik cerrahiyi ilk başlatan kişilerdenim diyebiliriz. Kendi mesleğimde Türkiye'ye kazandırdığım iki şey var. Birincisi kanserli hastaların ameliyat sonrasında takip edilmesini sağlayıp, hastalığı nükseden kişilerin tekrar ameliyata alınarak tedavisinin yapılmasını sağladım. Türkiye'de nüks cerrahisi tedavilerini yapan ilk doktor olarak tıp tarihine geçmişimdir. Diğeri de karın zarı kanserlerinin ameliyatını Türkiye'de ilk kez başlatan kişi benim. Türkiye'nin pek çok yerinden gelen hastaların ameliyatlarını yapıyoruz.
- 2008- 2014 arasındaki 6 yılı harmanlarsak, bu sürede neler değişti ve daha neler değişecek?
MF: Üniversiteler çok dinamik kurumlardır. Benden önce de üniversitemiz çok güzel bir ivmeyle gelişimini sürdürüyordu. Benle beraber bu ivme daha da hızlandı diyebiliriz. Ben göreve geldiğimde 40 bin civarında öğrenci varken, bu sene itibariyle 68 bin öğrenci oldu. Öğrenci sayısı bakımından yüzde 60 büyümüş olduk. Bu tablo bizi İzmir'deki en büyük üniversite yaptı. Bunun dışında okullarımızın ve fakültelerimizin sayısı artmış oldu. O dönemde 10 fakülte varken şu anda 14 oldu. Şimdi biz yapılan bilimsel çalışmaların, ürettiğimiz bilgilerin ticarileşmesi ve insanların yararlanması için adımlar atıyoruz. Yaptıkları ar-ge çalışmaları sonucunda cihaz, ilaç ve aşı gibi yararlı şeyler üretiyorlar ve bütün dünyaya satıyorlar. Türkiye'de bu tip çalışmalar çok azdı. Bu bağlamda Türkiye'deki en büyük biyomedikal ar-ge merkezini bitirmek üzereyiz. 20 bin metrekare alana sahip olan merkezimizi bu yılın sonunda dünya tıbbının hizmetine sunacağız. Burada aklınıza gelebilecek olan aşı, ilaç ve gen çalışmaları başta olmak üzere birçok çalışma yapılacak ve yeni buluşlarla insanlığın hizmetine sunulacak.
Onun dışında yine bu dönemde teknoloji geliştirme bölgesi açtık. İki yerde teknoparklarımız var artık. Birisi Balçova'daki sağlık teknoparkı. Bu Türkiye'de ilk kez yapıldı. Diğeri de Tınaztepe'de açtığımız çok amaçlı teknopark. Buralarda üniversite hocalarıyla sanayi işbirliğinde, yapılan çalışmaların ürüne dönmesi sağlanıyor. Bilginin ticarileştirilmesi yönünden baktığımızda teknoparklar çok önemli. Türkiye'de büyük bir ihtiyaç ve DEÜ bunu en iyi yapanlardan bir tanesi.
- Essi hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum.
MF: İnsan hep iki şey ister. Birincisi ölümsüzlük, diğeri de haz almak, mutlu olmak. Ölümsüzlük mümkün değil. Ölümsüzlüğü vaad eden tek şey dindir. Mutluluğun temel yollarından bir tanesi de kendisiyle barışık olmasıdır. İnsanlar kendisini güzel ve yakışıklı görürse, hissederse çok mutlu olurlar. Bu bağlamda Essi Güzellik Polikliniği ve Estetik Merkezi'nin çok büyük emeği var. Dolayısıyla insanların kendini fit, zinde ve güzel hissedebileceği yerlere gitmesi çok önemli. Essi'nin verdiği estetik ve güzellik hizmetlerinin sağlık hizmetleri kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu sene Yeni Asır'ın 120. yılı. Sizden birkaç yorum alsak.
MF: Gazetenin yayını sonsuza kadar sürer inşallah. Yeni Asır ile sohbet etmek daima güzeldir. Çocukluğumdan beri takip ettiğim bir gazete olduğu için, çok sıcak gelmiştir bana. Bu yüzden gerek televizyon gerekse gazete röportajlarını severek yapmışımdır hep.