SELAMİ KALAY
Orta Anadolu'nun en büyük kentlerinden biri olan Kayseri, Kızılırmak ve Zamantı ırmaklarının hayat verdiği bir coğrafyada yer alıyor. İlk yerleşim 3917 mt. yüksekliği ile Türkiye'nin beşinci dağı olan Erciyes'in eteklerine kurulmuş. O zamanki adı Mazaka. İlk çağlardan bu yana ana ticaret yollarının kavşağında bulunan Kayseri günümüzde de önemini koruyor. Tarihi, doğası ve kültürel değerleriyle turizm alanında da hak ettiği yeri almak istiyor. Kent içerisinde restore edilmiş Kale, Gevher Nesibe Hatun Medresesi, Camiler, Kiliseler, Konaklar, Kümbetler, Kapalıçarşı-Bedesten gibi yüzlerce yapı tarihin derinliklerine götürüyor bizi. Erciyes Dağı'nda kayak, tırmanış, trekking yapılırken, Soğanlı ve Erdemli Vadilerinde peribacaları arasında tarihi kiliseler ve güvercinlikler gezilir. İncesu ilçesinde Kara Mustafa Paşa, Bünyan ilçesinde Sultanhanı ve Karatay kervansaraylarını, İpek Yolundan gelecek kervanları beklerken görürsünüz. Sultansazlığı'nda göçmen kuşlara selam verdikten sonra, Develi'de "Develi Cıvıklısı" yemenin zamanı gelmiştir. Yahyalı'da dünyaca ünlü Yahyalı Halısı'nın motifleri arasında kaybolmuşken Kapuzbaşı Şelalelerinde gözünüzü açarsınız. Evet bu kente mutlaka zaman ayırmak gerekiyor. Gelin bir bölümünü beraber gezelim.
TALAS
Kayseri'ye 7 km. uzaklıktaki tarihi ilçenin eski adı Mutalaski. Erciyes Dağı'nın uzantısı olan ve 1869 mt. yüksekliğindeki Ali Dağı'nın (Asis) eteklerine kurulmuş olan Talas, temiz havasıyla Kayseri'nin sayfiye yeri. Ali Dağı'nda yamaç paraşütü ve trekking yapılıyor. Bir zamanlar Ermeni, Rum ve Türklerin birlikte yaşadıkları Talas, geçmişte önemli bir ticaret merkezi olması nedeniyle birçok tarihi yapıyı da içinde barındırıyor. Günümüze kadar gelebilmiş olan bu yapılar, Kaymakam Yasemin Çetinkaya ve belediye'nin gayretleriyle turizme kazandırılıyor. Ali Dağı sarnıçlı yer altı şehri gezilebiliyor, Kiçiköy'deki yer altı şehrinin çalışması ve sokaktaki tarihi evlerin onarımı devam ediyor. Kayalara oyulmuş Tol Kilise açığa çıkarılmış. 1888 yılında Osmanlı devletinin Seraskeri Ali Saip Paşa tarafından yaptırılan caminin giriş kapısında taş oyma Osmanlı Arması görülebiliyor. 1886 yılında Hz. Meryem'in ölümü anısına yapılmış Panaya Rum Kilisesindeki taş işçiliği başka kiliselerden farklı. Kırmızı, Beyaz ve Siyah olmak üzere üç çeşit taş kullanılmış. İkinci kattaki tel örgü korkuluklar oya gibi işlenmiş ve ilk haliyle duruyor. Kilise 1925 yılından bu yana cami olarak kullanılıyor. 1882 yılında açılan Amerikan Koleji ve Hastanesi yukarı mahalledeki yerini koruyor. 19.yy. da yapılmış olan kuyumcular çarşısı kentin o dönemdeki önemini ortaya koyuyor. Bu saydıklarım daha bir kısmı, en iyisi siz Talas'a zaman ayırıp ayrıntılı bir gezi yapın derim. Eskiden koyun besiciliği yaptıkları evlerinde halen yaşayan son ermeni ''Kabadayı Sarkis'' ile sohbet edip, kayalar oyulmuş kemerli ağılları da ilk haliyle görebilirsiniz.
MİMAR SİNAN'IN KÖYÜ AĞIRNAS
Melikgazi ilçesine bağlı Ağırnas, Mimar Sinan'ın doğduğu ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği köy. Doğduğu ev, neslin son temsilcisi bir taş ustası tarafından Mimar Sinan Evi olarak korunmuş. Köydeki diğer bütün evlerde olduğu gibi bu evin de altında yer altı şehri var. Kapadokya'da bölge bölge yer altı şehirlerine karşılık burada her evin altında yedi kat var ve ayrıca taş kemerler örülmüş. Ağırnas'da Bezir Yağı üretimi önemli bir yer tutmuş. Kayseri'deki 54 adet ezme sistemli bezirhaneden 28 adedi Ağırnas'da işletilmiş. Izgın, Belemir ve Zeyrek bitkilerinin tohumları karıştırılıp ezildikten sonra ağır bir taşla preslenerek Bezir Yağı elde ediliyormuş. Yemeklik ve sanayi ürünü olarak kullanılmış. Köyde Agios Prokoptos kilisesi boş olarak korunuyor.
GESİ BAĞLARI- GERMİR
Gesi bölgesinde bulunan Kayabağ'da kule şeklinde yapılmış yüzlerce güvercinlik mevcut. Kapadokya'daki yüksek kayalara yapılan güvercinliklerden farklı olarak bunlar yer altına oyulmuş ana toplama merkezi ve toprak üstüne 3-4 metrelik, güvercin girişi için kesme taştan bacalar şeklinde çok güzel görüntülü yapılar oluşturulmuş. Bölgedeki bağcılıkta kullanılan güvercin gübresinin fazlası da ihraç edilmiş.
Germir ise mutlaka görülmesi gereken bir köy. Her ne kadar yeni yapılan çirkin binalar vadinin tepesinde görülmeye başlasa da burası halen eski görüntüsün bir kısmını saklayabilmiş. Bir zamanlar zengin tüccarların malikanelerinin bulunduğu Germir'de bir eczane ve bir diş hekimi bile varmış. Daha sonra bu konakların taşları Kayseri'deki evlerin yapımında kullanılmak üzere yağmalanmış. Köyde günümüze ulaşan üç tane kilise var. İki tanesi özel mülk olmuş, koyun besleniyor içinde, diğeri karşı yamaçta sağlam ve boş olarak duruyor. 20 adet Bezirhane de köyde üretim yapmış.
YARIN: YAHYALI KAPUZBAŞI ŞELALELERİ-SULTANSAZLIĞI
