Genelde sıcak havalarla birlikte arı vb böceklerin faaliyetleri artar ve bizim ve evcil hayvanlarımızın yaşam alanlarına gelmeye başlarlar. Arılar daha çok yemek kaplarında bırakılan yaş veya kuru gıdalara meraklıdırlar. Bal arıları rastlantısal olarak evlere girdikleri zaman sorun olabilirken, eşek arısı dediğimiz birçok arı türü et ve organik artıklarla beslendiği için evimizdeki ve çevresindeki her türlü gıda onlar için besin kaynağı teşkil eder. Böyle olunca biz arılar konusunda dikkatli olurken hayvanlarımız ise arıyı veya böceği yemeğinden uzaklaştırmak için onu ağzıyla veya patileri ile yakalama eğilimindedirler. Hatta bazı köpekler sinek ve arıları çok seri ve ustaca hareketlerle ağzıyla kapıp yiyebilirler. Kediler ise avlanma içgüdüleri ile arı dahil eve giren her canlıyla köpeklerden daha dikkatli de davransalar yine de oynama eğilimindedirler.
BOĞULMA VEYA ŞOK
Bu yakalama işlemi sırasında eğer yakalanan bir arı veya ısırabilen zehirli bir başka böcekse evcil hayvanımızda çok ciddi sorunlara neden olabilir. Ağzıyla yakaladığı arı vb tarafından dilinden veya boğaz bölgesinden ısırılan veya sokulan köpek veya kedilerde bu bölgelerde gelişen ödem ile şişme sonucu nefes almada güçlük hatta boğulmalar oluşabilir. Ayrıca evcil hayvanınızın alerjik yapısına göre aniden gelişen anaflaktik şok oluşabilir. Bu şok durumunda evcil hayvanınızın solunum, kalp vb ciddi organlarında fonksiyon bozuklukları oluşabileceği gibi yüzünde aşırı şişme, vücutta ürtiker dediğimiz şiddetli kaşınma ve kabartılar oluşabilir.
MAMA KABINDAKİ ARTIKLAR
Evcil hayvanınızı bir arı veya başka bir böceğin soktuğundan şüphelendiğinizde öncelikle hemen veteriner hekiminizle bağlantıya geçmelisiniz. Çoğu zaman alışılmış amonyak vb uygulamaları her zaman işe yaramayabilir ve müdahale etmekte gecikilebilir. Veteriner hekim sizden alacağı bilgiler ile yapmanız gereken acil uygulamaları size anlatacak veya gerekiyorsa acil kliniğine gelmenizi isteyecektir. Evcil hayvanlarınızın bu tür sorunlar yaşama ihtimalini azaltmak için mümkün olduğunca mama kaplarında yiyecek bırakmayınız. Zaten beslenmede her zaman tavsiye ettiğim gibi bir defada bitirebildiği miktarda mamayı tabağına koyup sonrasında yemediğini kaldırmak en iyi yöntemdir.
Kuşların sindirim sistemi bize benzemez
Genelde Kafes kuşlarında tohumlarla beslenen türlerde sindirim memeli hayvanlardan çok farklıdır. Muhabbetkuşu, hint bülbülü (ve diğer finchler), kanarya, papağanlar gibi kuşlar keten tohumu, akdarı vb sert tohumlarla beslenirler. Dolayısı ile sindirim sistemleri de bizimkinden farklıdır. Bu yüzden tohumla beslenen kuşlarınızın beslenmesine dikkat etmelisiniz.
1- Kafes kuşlarının tohumla beslendiğini unutmayarak onlara kuş yemi ve arada ishal yapmayacak yeşilliklerden çok az miktar vermek dışında asla diğer besinleri vermemelisiniz. Ekmek, cips, bisküvi, pilav vb bizim besinlerimizden tohumla beslenen kuşlara verilemez.
2- Taşlık dediğimiz bölümdeki öğütülmeyi sağlayan küçük taç ve kumları kuşların dışarıdan aynı yem gibi yutması gerektiğini unutmayınız. Doğada gün içinde beslenirken içgüdüsel olarak uygun taşları toplarken kafeste bunlara ulaşması mümkün değildir. O yüzden siz uygun mama kaplarında bu karışımları onlara vermelisiniz. Küçük granit parçaları, midye kırıkları, sindirim sistemi için özel hazırlanmış kil vb den oluşan karışımları ben kliniğimde hazırlayıp kuşların sağlıklı bir sindirime kavuşması için ilaç gibi veriyorum. Böylece kuşlardaki hastalıklarının içinde en büyük oranda görülen sindirim sistemi hastalıklarına karşı koruma oluşturuyoruz.
Kedi evini sever
Bir kedinin yanında yolculuk kelimesini bile kullansanız tüyleri diken diken olur, tıslayarak saklanacak bir yer arar. Kedi yerleşik hayatı sever. Evini benimser ve o evde düzeni hiç bozulmadan yaşamak ister. Hatta evini o kadar çok benimser ve sahiplenir ki, zaman zaman size bile tahammül edemez. Kışın evinizin konforunda baş köşede hayatını sürdürürken, yaz ve tatil aylarının gelmesi ile yazlığa götürülmesi gerektiği zaman bir çılgına dönüştüğünü göreceksiniz. Sanki evinden ayrılırsa hayatı son bulacakmış gibi taşıma kutusuna girmemek için elinden geleni yapar. Tüm uğraşlarınızla kutusuna koyabildiğinizde ise sizi yolculuk sırasında çok daha hoş! sürprizler beklemektedir.
PROTESTONUN ÜST SEVİYESİ
Hiç durmadan yüksek sesle ve acıklı miyavlar, yolculuk biraz uzun sürerse dayanamadım kaçırdım numarası ile hem çişini hem de kakasını yapar hatta bunlar yetmez gibi bir de güzelce kusar. Bir kedi için bunlar protestonun en üst seviyesidir. Zaten başka yapabileceği bir şey de kalmamıştır. Bir de kutunun içinde bol bol tepinerek her yerini pisletir ki onu yolculuğa çıkardığınız için iyice pişman olun da evinden bir daha ayırmayın! Bu arada artık Türkiye'de de kedilerin yolculuk sırasında sorun yaşamaması için onları uyutmadan sakinleştirme ile rahat yolculuk yapmalarını sağlayan doğal, bitkisel kaynaklı ilaçlar vardır. Bu tip ilaçları yolculuğa çıkmadan yarım saat önce kullandığınızda kedinizde yolculuk sırasında gelişebilecek gerginlikler azalacak veya tamamen ortadan kalkabilecektir.
Yaşlı köpeklerin de egzersize ihtiyacı var
Tüm köpeklerin gün içinde bol bol gezme, yürüyüş yapma hatta koşturma ihtiyaçları vardır. Köpeklerde egzersiz sadece yavrularda, genç ve yetişkinlerde değil yaşlanmış köpeklerde de önemlidir. Aynı insanlarda olduğu gibi yaşlandıkça tansiyon, kalp, damar sertliği vb birçok hastalığın risk oluşturduğu ve metabolizması yavaşlayan yaşlı köpeklerimizin sağlıklı bir yaşlılık geçirmesi için onları belki çok yormadan ama yine de sık sık yürüyüşlere çıkararak gezdirmeliyiz. Unutmayın gezen köpekler depresyona girmez ve her zaman daha sağlıklı olurlar.
