İyi pazarlar, umarım bu pazar hepinizi baharın vediği güzel enerji ile yakadım.
Şu an ne yalan söyleyeyim, karşımda daha doğrusu yanımda gökdelenler, karşımda New Jersey ve de en önemlisi fonda Tarkan'ın 'Ahde vefa'sı çalıyor. Yine döktürmüş Tarkan...
Tabii ki o dantel gibi işlnmiş eserlerle hasretler tepelerde.
Hasret, sanat derken dün akşamı anlatayım ilk önce. Burada oturduğum dairenin hemen karşısında Amerika'nın en mühim müzikhollerinden, dünya çapındaki tüm önemli sanatçıların geçtiği Carnegie Hall var. Günde bir kaç kez önünden geçmeme rağmen he geçişimde aylık program afişlerini inceler benim için önemli olanları kafama yazar biletlerimi temin ederim. Dün geceki günlerdir heyecanla beklediğim bir eventti. 3 yaşında piyano ile tanışan, Ankaralı, Paris Konservatuarı'nda öğrenimini 15 yaşında 3 ödülle bitirmiş dünyaca ünlü ender duayenlerden biri olan İdil Biret'imizin konseri idi. Biret, 16 yaşında Boston Senfoni, Leningrad Filarmoni, Londra Senfoni vb. gibi önenli yerlerde ayakta alkışlanmış bir iftihar kaynağımızdır.
Yale Senfoni Orkestrası ve ünlü Orkestra Şefi Toshiyuki Shimada'nın şefliğinde öyle bir konser verdi ki gözyaşlarımızı tutamadık.
Ardından Yale Senfoni'nin 400 kişilik orkestra ve vokalistlerinden oluşan gencecik istidatların bölümüyle de geceyi noktaladı. Muhteşem bir geceydi, başta İdil Biret ve tüm sanatçılara alkış dolusu teşekkür ve tebrikler....
İFTİHARLIK BİR TÜRK KIZI
Geçenlerde NY'a gelen İzmirli gerçek hanımefendi, gerçek dost Demet (Irkdaş) buraya ihtisas için bir kaç günlüğüne gelen arkadaşının kızından bahsetti. Besim abisini görmesini söylemiş. Bir kaç kere aradı, yaşından okul meşguliyetinden beklenmeyecek bir durum. Buluştuk Pelin ile. Bir de güzeller güzeli imiş. İnanın yaşından beklenmeyecek kadar ciddi, esprili... Aile terbiyesine kendi güzel karakteri de katılınca yıllardır Milano'da okuyan Pelin Ulcay'a pazar mektubumuzda yer vermeyi borç bildim. Mimarlık okulu son sınıfta. Sohbetimizde herkese sorduğum 'keşken?'e düşününüp "umarım yoktur' diye cevap verdi ağzım açık kaldım. Klasik müzik, bale seven güzel kızımız "Milano'ya geldiğinizde mutlak 'Sacala' ya gidip bir opera izleyelim diyen ilk genç kız.
'Beraber çalışmak istediğin bir mimar var mı?' diye sodum. Ne cevap geldi biliyor musunuz? "Yok.
Şimdilik kendim çizip, yapayım.
Ama beğendiğim mimarlar var tabii, mesela Gökhan Avcıoğlu...' dedi.
Ben hala şoktayım. 3 yabancı lisan konuşan kızımıza, İzmir? diye sorduğumda 'Tek kelime huzur, İzmir dışında NY'ta yaşayabilirim' diyen güzeller güzeli Pelin, boş zamanlarında spor yapıyor fotoğraf çekiyormuş.
Aynı sanatçıyı beğenmemiz de pek hoşuma gitti. Andrea Bocelli...
Bocelli'nin 19 Ağustos'ta Toscana konseri olacağını söyledi. Umarım beraber izleriz. Kendime yaş günü hediyesi yapacağım konseri.
Bu arada bu gün msafirlerim gelecek.
Konuşma arasında ne ikram etmem gerektiğini konuşurken bir menü yaptı ki bana, kalem kağıt alıp tarifleri yazdım. Acayip iyi bir de mutfak bilgisi var kızımızın. Başta ailesini tebrik ediyorum. İşte bu gençleri görünce insan iftihar ediyor.
Pelin'e candan başarılar, güzellikler diliyorum.
POSTOĞLU ÇİFTİ İLE
Hazır İzmir'den bahsetmişken, İzmir'in çok güzel bir ailesinin genç anne- babası geçtiğimiz hafta buradaydı.
Postoğlu ailesi... Gelen çoğu kişilere karşın o kadar (Fransızca'da bir laf vardır comme ils faut) gereken ne ise, o şekilde olan görgülü, insan insan, dost ve en mühimi mutlu bir çift. Her gittikleri yerden haz duyan Nur ve Hadi Postoğlu. O kadar mutlu oldum ki onlarla birkaç yere gitmekten. Doyamadım desem?
Başta boncuk misali torunları, kızları, damatları ve ardından konuştuğumuz herkesi seven pozitif ışınlar dağıtan bir çift. Seyahati seyahat için yapmak bu çifte ait. Gittiğmiz yerlerden çok haz duyduk.
Başta, son günlerin (geçenlerde de bahsetmiştim) Baccara Lounge ve 'Le Bilboquet'... Ama bir Central Park pazar sefamız var ki... Onu geçemeyeceğim.
Hava güzel, beyaz, pembe çiçeklerini açan dev ağaçlar güzel, tesadüfen Nur Postoğlu'nun içinde kaldığı 'kadınlar koşusu', 'boat house'ta muhteşem brunch...
Tüm güzelliklerin yanında enerji güzeldi. İkinizi de candan özledim, Alaçatı'da buluşmak üzere... Bu arada wwwblackdress.com'a girdim.
Muhteşem, burada her gören soruyor. Kızımızın NY'a gelmesi farz oldu..,.
MUHTEŞEM LEZZETLER
Bir de restorandan söz etmeden geçemeyeceğim. Soho'da önünden geçiyorduk ki sıkı bir fren yaptık.
W.Broadway üzerinde kahvaltıdan, öğlen ve akşam yemeğine her menüde süper. Genel müdür Andres Valbuena ile kısa bir görüşme yaptık.
Pırıl pırıl mutfağı gezdik, balık, et apayrı yerlerde pişiyor, salatalar mükemmel ama her şeyin üstünde dekor yıkılıyor. Önümüzdeki günlerde mutlak yiyeceğim yemekten sonra daha da detaylı bilgi vereceğim.
Asıl tiyatro ve müzikaller çok birikti. Onları da hafta toparlarım sizin için.
Bu arada Türkiye'ye dönen kardeşimiz Levent Urhan size çok yakına geldi. "Kırçiçeği"mizin Çeşme'deki sürpriz yerinde faaliyete başlıyor. Onu da haftaya yazacağım.
Bu arada buralarda arkadaşlarının yaptığı veda partileri bitmek bilmedi.
Darısı oradaki 'hoş geldin' partilerine...
Hepinizi bir an evvel görüşmek üzere kucaklıyorum, sağlıkla kalınız.