Bir insanın doğup büyüdüğü topraklardan başka bir yere göç zorunda kalması ne kadar büyük bir faciadır, hayatının büyük bölümünde yaralar sürekli kanar, durur, hatırlatır. Çünkü gitmek, gitmek zorunda kalmak, kolay kolay kabullenilemez. Türkiye'deki pek çok göç hikayesi gibi Urlalı Yorgo Seferis'in de hüzünlü bir hikayesi var. Ancak onun göçü, yazarın duyduğu hasretle daha önemli eserler yazmasını sağlamış. Hatta yazdığı şiirle Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış. Yani İzmir'in, Urla'nın Nobel Edebiyat Ödülü alan ilk şair-yazarı Seferis. 1900 yılında İzmir'in Urla ilçesi yakınlarında bulunan Klazomenai tarihi kentinde dünyaya gelir. Seferis ailesi Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Atina'ya göç etmek zorunda kalır. Göçün ardından yoğun bir özlem duygusu kaplar Yorgo'nun içini. 14 yaşına kadar İzmir'de yaşamıştır, çocukluğu burada geçmiştir. Her şeyi özlemeye başlar...Ve bu özlem yıllar sonra Nobel'e layık görülecek olan Yorgo Seferis'i yaratır.
KENT YOK EDİLMİŞTİ
Yunanistan'da eğitimine devam eden Yorgo, Paris'te üniversiteye gidip hukuk alanında eğitim alır. İlk şiirlerini 1918-1922 yılları arasında dil öğrenmek için gittiği İngiltere'de yazmaya başlar. Ünlü yazar Edmund Keeley ile yaptığı bir söyleşide şiirlerine ilham olan yerin çocukluğunun geçtiği İzmir ve Urla olduğunu söyler. 1922 yılında yabancı güçlerin yakıp yıktığı İzmir'de pekçok yer harap olur. Bu durum Yorgo için büyük bir yıkıma dönüşür.
Doğup büyüdüğü kent yok olmuştur çünkü. İzmir'in yaşadığı yıkıntıyı hazmedemez. 1963 yılında "Helen Dünyasının Kültüründen ilhamını alan seçkin ve lirik edebiyatı Yorgo Seferis'e Nobel Edebiyet Ödülünü kazandırır. Yıllar sonra doğup büyüdüğü topraklara, İzmir'e Urla'ya dönen Sferis'in şu mısraları dilinden dökülür: "Nasıl ki kalkar, doğup büyüdüğün şehregidersin bir gece ve bakarsın temelinden yıkılıp yeniden kurulmuş o şehir. Ve yakalamaya çalışırsın geçen yılları onları yeniden bulmanın umudu içinde"
EVİ MÜZE OLDU
Urlalılar, bağırlarından yetişen, unutamadıkları Nobel ödüllü yazar Yorgo Seferis'e gerekli vefayı gösterdiler. Seferis'in doğup büyüdüğü ev aslına uygun olarak yeniden inşa edildi, bir müze haline sokuldu. İçerisinde otel, restoran, sanat galerisi ve kafe bulunan bu yapının bulunduğu sokağa da Yorgo Seferis'in adı verildi.
Şöhretler, ünlerini Ümit Sayın'a borçlu
İzmir'de doğdu. İlk ve orta öğremini İzmir'de tamamladı, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İktisat Bölümü'ne yazıldı ama, müzik tutkusu öğrenimini yarıda bırakmasına neden oldu. Genç yeteneğin hayatı 1990 yılında Sezen Aksu'nun İzmir'de verdiği bir konser sırasında değişti. Cesaretle sahneye çıkıp Aksu'ya bir parçada eşlik etti, ünlü sanatçının vokalisti oldu. Bir süre Timur Selçuk'tan klasik gitar eğitimi aldı. Fuat Güner'in stüdyosunda 2 yıl çalışan sanatçı, 1991 yılında ilk bestelerini yapmaya başladı. 1992 yılında Harun Kolçak ve Sezen Aksu'ya vokalistlik yapan Ümit Sayın, aynı dönem Deniz Arcak'ı şöhrete kavuşturan "Zehir Ettin" ve "Vurur" adlı parçaların söz ve müziklerini yazdı. 1993'te Ajda Pekkan'a vokalistlik yaptı. Aynı yıl Emel Müftüoğlu, Leman Sam, Hakan Peker, Seden Gürel ve Burak Kut için söz ve besteler yaptı.
HERKESE ŞARKI VERDİ
Aksoy, 1994 yılında Tarkan'ın milyonları sarstığı "A Acayipsin" adlı albümünde yer alan "Dön Bebeğim" ve "Gitme" adlı parçalarını yazdı. İzel, Yeşim Salkım'ın albümlerindeki parçalardan bazıları ve Pınar Aylin'nin çıkış yaptığı "Sen Gidip De" adlı parçalar da yine sanatçıya ait. 1994-1995 yıllarında Tarkan'a vokalistlik yaptığı dönemde kendi albüm çalışmalarını yaptı. 1996 yılında "Hicran" adlı ilk albümünü piyasaya çıkardı. 1997 ve 1998 yıllarında Aşkın Nur Yengi, Deniz Seki, Asya, Bengü, Gökhan Tepe ve Zeynep Dizdar için birçok beste ve söz çalışması yaptı.
1999 yılında ikinci albümü "Ben tabi ki" müzik marketlerdeki yerini aldı. 2004 yılına kadar müziğe ara verdikten sonra dönüş yaparak "Mai" albümünü yayınladı.
Ödüllü modacı Hanife Çetiner
Aslında resim ve ev ekonomisi öğretmeniydi Hanife Çetiner ama dikiş dikme tekniğini Türkiye'ye ve uluslararası alana taşımasını bildi.
Miss Turkey yarışmasına katılan 64 güzel için 134 adet kıyafet dikip dünya çapında ödüller kazanmıştı. Geleneksel Türk motiflerini kullanarak hazırladığı bu elbiseler ona Miss Universal, Miss World, Miss Europe, Miss International yarışmalarında 9 adet "Best In Evening Gown" ve 4 adet "National Costume" ödülünü kazandırdı.
SİVİL TOPLUM ÇALIŞMALARI
Harife Çetiner, 1998 yılında Şırnak'ta ilk defileyi düzenledi ve bölgenin yok olmaya yüz tutan şal şepik dokumalarından hazırladığı "İzmir'den Şırnak'a Sevgi Bağları" adlı koleksiyonunu sergileyerek bunu Türkiye'ye tanıttı. Hanife Çetiner modacı kimliği dışında birçok sivil toplum örgütüyle birlikte etkinliklere imza atardı. 1995 yılında Ege Orman Vakfı ile 'Ateşsiz Piknik' adında bir etkinlik başlattı. Her yıl Mayıs ayından başlayarak değişik sivil toplum örgütleri ve okullarla birlikte piknikler düzenleyerek bunu yaygınlaştırmaya çalıştı, son derece olumlu işler yaptı. 73 yaşında hayata gözlerini yumdu.