Rahmi Koç taburcu oldu, müzesine koştu
Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, “Müzelerin canlı olması lazım. Statik olmamalı. Müzeler, ziyaretçilerinin nabzını devamlı tutmalı ve ona göre de yenilikler getirmeli. Bu gibi müzeleri yurt dışında da görüyoruz. Onlar tabii bizimkilerden daha zengin ve büyük” dedi
- Sarmaşık
- Giriş Tarihi: 06 Eylül 2018 16:40
SUAT SALGIN
Her yıl yüz binlerce kişi tarafından ziyaret edilen Rahmi Koç Müzesi, bu yıl 100 bininci ziyaretçisine yılın bitimine 5 ay kala ulaştı. Ayvalık'ta bulunan Koç Grubu'nun Onursal Başkanı Rahmi Koç da kendi adını taşıyan Cunda Adası'ndaki müzeyi gezenler arasındaydı. Cunda Adası'ndaki tarihi Taksiyarhis Kilisesi'nin restore edilerek Türkiye'nin ortak kültür mirasına kazandırılmasını sağlayan Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından açılan müzeyi ziyaretinde Rahmi Koç'a Müze Müdürü Zehra Jale Güven de eşlik etti. Ziyaret sırasında müzeyi gezen vatandaşlarla sohbet eden ve onlarla hatıra fotoğrafları çektirmeyi de ihmal etmeyen 89 yaşındaki dev sanayici ve koleksiyoner Rahmi Koç ile Yeni Asır okuyucuları için özel bir röportaj gerçekleştirdik.
KİLİSEYİ RESTORE ETTİRDİ
- Ayvalık'ta harabe durumundaki Cunda Taksiyarhis Kilisesi'ni yeniden restore ettirip Türkiye'nin en önemli kültür varlıklarından biri haline getirdiniz. Bununla yetinmeyip, adınızı taşıyan bu büyük eseri, içinde çok büyük değerlerin olduğu bir müzeye dönüştürerek halka açtınız.
Bunu neden yaptınız?
Efendim, biliyorsunuz ilk müzemiz İstanbul'da deniz kıyısındaydı.
İkinci müzemiz, Ankara'da Çengelhan'daydı.
Üçüncü müzemiz de burada, 1830 yılından kalma Ortodoks Kilisesi içinde. Bütün müzelerimizde eski mekanları seçiyoruz. Tabi bizi keyiflendiren,
- Sizce Türkiye'de müzecilik nasıl olmalı?
Müzelerin canlı olması lazım. Statik olmamalı. Müzeler, ziyaretçilerinin nabzını devamlı tutmalı ve ona göre de yenilikler getirmeli. Bu gibi müzeleri yurt dışında da görüyoruz. Onlar tabii bizimkilerden daha zengin ve büyük.
'KOLEKSİYON YOK'
- Peki, ülkemizde müzelerde sergilenecek kadar çok koleksiyon ve eser var mı? Siz bu eserleri nasıl temin ediyorsunuz?
Maalesef Türkiye'de fazla bir koleksiyon yok. Bunların çoğu yurt dışından temin ediliyor. Atölyelerimizde restore ve tamir ediliyor.
Hazır, tamir edilmiş, restore edilmiş eserler çok pahalı. Dolayısıyla mezatlardan, eskicilerden, antikacılardan alıp, buralara getiriyoruz. Tanındığımız için batı Avrupa'da umumiyetle bu gibi eserleri satmak isteyenler bizimle temasa geçiyor. Bize teklif ediyorlar. Bundan memnun oluyoruz.
4 Müzenizi birlikte gezdik. Vatandaşlar çok memnundu ve size böylesi bir dev eseri ülkemize kazandırdığınız için teşekkür ettiler. Bu konuda neler düşünüyorsunuz? Bir de bu müze için hayal ettiğiniz bir hedef var mı?
Hedefimiz, Ayvalık'taki müzemizde yılda bir milyon kişiye ulaşmak.
Yapabilir miyiz, yapamaz mıyız bilmiyoruz ama nihai hedefimiz o. Bu kadar ziyaretçinin gelmesi, beni gördükleri zaman tebrik ve takdir etmeleri fevkalade memnun ediyor. Ümit ediyorum ki Türkiye'nin başka bir yerinde daha bir müze açarız. Oradaki mahalli ve ziyaretçileri, kişi, kuruluş, eş, dost, turist ve yabancılar da gelsin onları görsün.
ÇOCUKLAR ÇOK ÖNEMLİ
Burasının 'oyuncak müzesi' kimliğinin de olması nedeniyle özellikle çocuklar tarafından yoğun ilgi görüyor. Bunu nasıl açıklarsınız?
Ben çocuklara bayılıyorum. 'Müze' dediğiniz zaman 7'den 77'ye herkesi ilgilendiren bir tarafı olması lazım.
Burası tek başına oyuncak müzesi değil. Burası çok taraflı bir müze.
'Sanayi' diyebilirsiniz. 'Transport müzesi' diyebilirsiniz. 'Antika değeri olan bir müze' diyebilirsiniz. Gayemiz, her gelen küçük olsun, büyük olsun ziyaretçinin alakasını çekebilmek. İnsanlar 5-6 dakika sonra sıkılıyor. Onun için her attıkları adım, her gördükleri vitrinde değişik bir şey görürlerse daha fazla vakit geçiriyorlar.
Tabi her müzenin de kendine göre küçük bir kafeteryası, hediyelik eşya kısmı olması lazım. İstanbul'daki müzemizde, mekanlar daha müsait olduğu için kokteyller, yemekler, toplantılar tertip ediyoruz. Deniz kenarı olduğu için, orada da Haliç'te römorkörlerimiz var. 1890'dan 1930'a kadar uzanan tarihe sahip bu römorkörlerle ziyaretçilerimize tur attırıyor.
- Yeni Asır okurları adına çok teşekkür ediyorum Sayın Koç, Allah size uzun ömürler versin. Sağolun, varolun.
Ben teşekkür ediyorum. Sizin aracılığınızla da okuyucularınızla, halkımızın geçmiş Kurban Bayramı ile Zafer Bayramı'nı kutluyorum.