HER İŞİN BAŞI SAĞLIK - MERT ALPDÜNDAR
Soğuk kış aylarına girdiğimiz günlerde insanların en çok muzdarip olduğu yaygın hastalıkların başında grip geliyor. Her yıl kendini yenileyen grip virüsü, 7'den 70'e herkesi etkisi altına alıyor. Grip, özellikle bağışıklık sistemi düşük bireylerin yataklara düşmesine sebebiyet veriyor.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Kış mevsiminin korkulu rüyası grip hastalığının nedenlerini, merak edilen soruları ve hastalıktan korunma yollarını İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk, Yeni Asır'a anlattı.
Prof Dr. Erk, "Grip, özellikle kış aylarında öksürme ve hapşırma ile diğer insanlara bulaşan viral bir hastalıktır.
Grip virüsünün A, B ve C olmak üzere 3 ana tipi; çok sayıda alt tipi mevcuttur.
A ve B tipleri insanlarda grip hastalığına neden olur. Grip hastalığında titreme, yüksek ateş, kuru öksürük, kas ve eklem ağrıları, kulak ağrısı, bazen burun akıntısı, boğaz ağrısı, ishal, bulantı, kusma gibi şikayetler ortaya çıkar" dedi. Gripli kişilerin mutlaka evde istiharat etmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr Osman Erk," Öksürme ve hapşırma esnasında ağız ve burun kağıt mendille kapatılmalı ve mendil çöp kutusuna atılmalıdır. Gripli kişilerden mümkün olduğunca uzak durulmalı, gripli kişi ile aynı ortam paylaşılıyorsa eller sık sık sabunlu su ile yıkanmalıdır.
ALKOL VE SİGARAYA 'HAYIR'
Grip virüsünün yayılmasını önlemek için masa, kapı kolları, mutfak tezgahları, oyuncaklar gibi yüzeyler deterjanla silinmelidir. Hasta kişilere ait çarşaf, çamaşır, havlu, çatal, bıçak, bardak gibi nesnelerle temas edilmemelidir.
Bu tür nesnelerin ayrı olarak yıkanmasına gerek yoktur. Grip mevsiminde kalabalıklardan kaçınmak, alkol ve sigara kullanmamak sağlık açısından faydalıdır" şeklinde konuştu.
Antibiyotiğin gribal infeksiyonlarda kullanılmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Osman Erk, "Herhangi bir nedenle antibiyotik kullanılması barsak florasını bozarak infeksiyonlara eğilimi arttırır" dedi.
AŞI NE ZAMANYAPILMALI?
Mevsimsel değişiklikler olduğu için grip mevsiminin hemen başında, gribe yakalanmadan aşı olunmasını tavsiye eden Erk, "Grip salgını günümüzde daha geç başladığı ve Mayıs sonlarına kadar devam ettiği için Ekim ayı sonu ve Kasım ayı başı aşılama için idealdir. Aşının koruyucu etkisi 6 ay kadar devam eder. Grip aşısı %70-90 oranında koruyucudur ve her yıl risk gruplarında yapılması gerekir. Aşı yapıldıktan 10-20 gün sonra bağışıklık sağlanmış olur. Her aşıda olduğu gibi grip aşısında da %100 korunma söz konusu değildir. 65 yaş üzerinde kişilerin bağışıklık sistemi tam çalışmadığı için aşıya yanıt yavaş ve daha az orandadır. Buna rağmen 65 yaş üzerinde aşının çok etkili olduğu ve ölüm oranının belirgin derecede azalttığı bilinmektedir" ifadelerini kullandı.
GRİPTEN KORUNMANIN YOLLARI
Bağışıklık sisteminin içinde yer aldığı kan ve lenf sıvılarının vücut savunmasında önemli rolleri vardır.
Kan, berrak sarı bir sıvı olan plazma ve içindeki kan hücrelerinden oluşur. Lökosit adı verilen kan hücreleri kan ve lenf sisteminde dolaşarak infeksiyon etkenlerine ve kanserleşen hücrelere karşı savaşırlar. Bağışıklık sisteminin normal çalışması için A, B, C, D ve E vitaminleri başta olmak üzere kalsiyum, selenyum, çinko, magnezyum, manganez, bakır gibi minerallere; sistein gibi aminoasitlere ihtiyaç vardır. Bu vitamin ve minerallerin her gün belirli miktarlarda ve birbirleriyle doğru orantılı olarak tüketilmesi bağışıklık için son derece önemlidir.
VÜCUT DİRENCİNİ NASIL GÜÇLENDİRİRİZ?
- Çinko tabletleri veya çinkodan zengin istiridye, organik kuzu et, susam, kabak çekirdeği, brokoli gibi yiyecekler tüketmeli.
- Sarı, turuncu, parlak kırmızı, sarı-yeşil sebze, meyve ve baharatlar.
(Havuç, marul, bal kabağı, ıspanak, domates, biber, kayısı, muz, limon, portakal, zerdeçal) Bu besinler bağışıklık sistemini destekleyen bol miktarda C vitamini, beta karoten ve flavinoid içerir. Bol bol yemeli.
- Yeşil, yeşil-beyaz renklerde brokoli, karnabahar, lahana, alabaş, şalgam, su teresi, roka, turp, sarımsak ve soğan gibi yiyecekler. Bu besin grupları bol miktarda sistein, selenyum ve diğer gerekli vitamin ve mineralleri içerir.
- Bol temiz su ve lifli besinlerin tüketilmesi, vücudun toksinlerden arınmasını sağlar.
- Rafine şeker ve unlu gıdalar, işlenmiş yağlar, asitli içecekler yerine taze sebze, meyve ve kuruyemiş tüketilmelidir.
- Mürver yemişi çözeltisi gribal infeksiyonlarda yaygın olarak kullanılmaktadır ve etkinliği kanıtlanmıştır.
- Sebze ve özellikle organik tavuk suyu çorbasının gribal infeksiyon belirtilerini hafiflettiği ve hastalığın daha kısa sürede geçmesini sağladığı kanıtlanmıştır.
- Yaz aylarında yeterli miktarda güneş ışığından yararlanmak D vitamini için elzemdir. Düşük D vitamini düzeyine sahip olanlarda gribal infeksiyon riski bir hayli artmıştır.
Yıl boyunca yeterli D vitamini düzeyinin devam ettirilmesi, bağışıklık için önemlidir.
- Alkol ve sigara bağışıklık sistemini çökerten olumsuz etkilere sahip maddelerdir ve bunlardan kesinlikle uzak durulmalıdır.
- Yeterli beslenemeyen ve stresli yaşamı olan kişilerin güvenilir, kalitesi belgeli, multivitamin, probiyotik ve omega 3 preparatları kullanmaları uygun olur.