Vücudumuzun bağışıklık sistemini güçlendirecek beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Hilal Yazıcı, "Bağışıklık sisteminin gardını kısıtlayıcı diyetlerle düşürmemek gerekiyor. Yeterli ve dengeli beslenerek sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmelidir. Uzun süreli açlıklar bu dönemde vücut direncimizi zayıflatacaktır. 3-4 saat aralıklarla öğün tüketmek kan parametrelerinin dengesi için uygundur" dedi.
OMEGA 3 YAĞ ASİTLERİ
Her gün bir yumurta ve bir porsiyon et tüketilebileceğini söyleyen Hilal Yazıcı, "Yeterli protein tüketimi yapım ve onarımda büyük rol oynuyor. Yoğurt, sarımsak, turşu gibi prebiyotik kaynakları ihmal etmemek bağışıklık sistemi için oldukça önem arz etmektedir. Her gün 2 porsiyon fermente süt ürünleri ve az tuzlu sarımsaklı turşu tüketilebilir. Haftada 2 gün mutlaka balık tüketilmelidir. Bitkisel omega 3 kaynağı olan ceviz de ara öğünlere ilave edilebilir. Omega 3 yağ asitleri vücut direncinin sigortasıdır" diye konuştu.
5 PORSİYON MEYVE SEBZE
Sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmesi gerektiğine de vurgu yapan Diyetisyen Yazıcı, "Birçok vitamin ve minerali içerisinde barındıran mevsim sebzeleri günde 4-5 porsiyon tüketilebilir. Bol yeşillikli salataları protein kaynaklarıyla birlikte tüketmeniz biyoyararlanımı daha da artıracaktır. Antioksidan özellikleriyle ve özellikle C vitamini içerikleriyle mevsim meyveleri de sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazlarıdır. Portakal, mandalina, kivi greyfurt gibi yüksek C vitamini içeren meyveleri ve antioksidan kapasitesi yüksek kırmızı meyveleri sıklıkla tüketmekte fayda var" diye konuştu.
KURU BAKLAGİL, FINDIK VE FISTIKTAN VAZGEÇME
Zencefil, zerdeçal, karabiber, çörekotu gibi fonksiyonel gıdaları yemeklerde baharat olarak kullanmak ya da kök-tane halinde demleyerek tüketmenin de yarar sağlayabileceğini belirten Diyetisyen Hilal Yazıcı şu bilgileri verdi: "Tam buğday ürünlerdeki rüşeym, kuru baklagiller ve fındık, fıstık, badem gibi kabuklu yemişlerin içerdiği çinko bağışıklık sisteminde önemli rol oynar. Vitamin mineral eksiklikleri bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etki gösterir. Aile hekiminize başvurarak gerekli tetkikleri yaptırmanız ve gerektiğinde takviye almanız önem arz etmektedir. Ayrıca sağlıklı bir beden için fiziksel aktivite de çok önemli. Kalabalık olmayan ortamlarda, açık hava yürüyüşleri yapılabilir ya da var olan imkânlar çerçevesinde hareketlilik artırılabilir."
BOL BOL NAR SUYU İÇİN YAŞLANMAYI DURDURUN
Kış mevsiminin en sevilen meyvelerinden biri olan nar; vitamin, mineral ve lif ile doludur. Nardaki antienflamatuar özellikler ve zengin polifenol içeriği DNA'yı mutasyonlardan korur, kanser hücresinin büyümesini engeller. Nar antioksidan bakımından zengindir ve bu nedenle vücudumuzu erken yaşlanmadan sorumlu olan serbest radikallerden korur. Ayrıca nar suyundaki antioksidanlar, alzheimer hastalığının ilerlemesini durdurmada etkilidir.
PIRASAYI PİŞMİŞ DE YİYEBİLİRSİNİZ ÇİĞ DE
Çiğ veya pişmiş olarak yenebilen pırasa, sodyum bakımından düşüktür ve neredeyse hiç doymuş yağ içermez. Kandaki yüksek homosistein, koroner arter ve ateroskleroz gibi kardiyovasküler hastalık risklerini artırabilir. Pırasa, kandaki homosistein konsantrasyonunu düşürdüğü gösterilen 5-metiltetrahidrofolat adı verilen biyolojik olarak aktif bir folat formu içerir. Pırasa nitrik oksit üretimini azaltarak kalbe de iyi gelir.
MİDE RAHATSIZLIKLARINA KARŞI LEBLEBİ TÜKETİN
Nohuttan elde edilmesi sebebiyle iyi bir protein kaynağı olan leblebi; kalsiyum, fosfat, magnezyum, çinko gibi minerallerin yanı sıra K vitamini ve B6 gibi vitaminlerince zengin bir atıştırmalık. Reflü, gastrit gibi mide rahatsızlıkları olanların leblebi tüketmesi yaşadıkları sıkıntıları azaltır. Mide öz suyunun emilmesine yardımcı olarak gastrit ve ağrılara da iyi gelir. Leblebi tokluk hissi de sağlar.