atv'nin ilgiyle izlenen dizisi Yalnız Kurt bu hafta 19'uncu bölümüyle ekrana geldi. Altay'ın, amcası Halit'le yüzleştiği bölümde, Fettah Dahhak'ın yıllar içinde çevresine topladığı çocukların zihinlerini nasıl kirlettiği net bir şekilde gözler önüne serildi. Yıllar önce Dahhak'tan bilgi getirmesi için Kumandan ve Yavuz Yıldırım tarafından hain yapılanmanın içine sızdırılan Halit, yıllar içinde Dahhak'tan etkilenmiş ve onun tarafına geçerek abisi ve daha birçok kişinin hayatını kaybetmesine vesile olmuştu. Halit görüşmelerinde yeğenine, "Biz yeni bir dünya kuracağız seninle" der demez Altay, amcasına çıkışarak, "Sen ihanet ettin, birlikte büyüdüğün tertemiz vatan evlatlarını sattın. Annemin, babamın ölmesine sebep oldun, beni de ölüme terk ettin" der.
DERGİYİ İNCELEMEYE BAŞLIYOR
1979'da Kumandan'ın evine gelen Yavuz ve Halit, Sıkıntı ismiyle yayın yapan Dahhak'ın dergisi ve İncil getirirler. Kumandan dergiyi inceler ve başlar konuşmaya: "İslam güneşse, bunlar ışığını güneşten almıyorlar. Dili yabancı, üslubu yabancı, tadı yabancı... Bu memleketin evlatlarına bu derginin her şeyi yabancı. Nerede Yunus Emre'nin arı, duru Türkçesi, tasavvuf düşüncesi, nerede bu gizli misyonerlerin çatallı, zehirli dili? Dahhak altın neslinin gözlerine Hristiyan ruhbanlarının gözünden bir gizlilik yüklemeye çalışıyor. Yazık..."
HRİSTİYAN MİSYONERLİĞİ
Bu sırada Şanlıurfa'da yapılan bir baskında ölenlerin haberleri radyodan duyulur. Kumandan, ülkenin karıştırılmaya çalışıldığını belirterek, "Doğu'da fitili ateşlediler. Memleketin evlatlarını bölüp parçalayarak köleleştirmek istiyorlar. Baktılar dışarıdan işgal edemiyorlar, içimize Truva atları sokuyorlar. Yangın başlatıyorlar. Bu yangınları bahane ederek yönetime el koyacaklar" der. Kumandan ile abisini dinleyen Halit ise, bu konuşmalardan hiç hoşnut kalmaz çünkü Dahhak'ın pençesine düşmüştür artık... Fettah Dahhak'ın ziyaretçisi ise Harun Karacabey'dir. Fettah'ın dergisini tebrik etmek için gelen Harun Karacabey, "İslami bir dergi yapıyoruz, deyip Hristiyan misyonerliği yapmak herkesin harcı değil. Ben sizi sıradan bir hoca olarak tahlil etmiştim. Dergide Arapça kökenli kelimelerle asıl maksadı çok iyi gizlemişsiniz. Muhteşem bir kolaj, muhteşem bir kamuflaj... Sizin elinizde din anahtarı var, benimkinde de para... Bu iki anahtarla büyük işler yapacağız." Dahhak'ın yanına gelen bir öğrenci, Davut Bahadır'ın çevrelerinde olduğunu haber verir. Dahhak ise Halit'i kastederek şok edici bir cümle kurar: "Nafile, ben ondan öyle bir parça kopardım ki, bu darbemi ömrü boyunca unutamayacak."
KUMANDAN DÖNDÜ
KULÜBEYE gittiğinde Kumandan'ı gören ve çok sevinen Kurdoğlu, "Neden beni bıraktın" diye sorunca Kumandan, "Kendi kendine yetebilmeyi tecrübe etmelisin. Başardıkça kendine güvenin artmaya başladı. Bizim ummadığımız şeyleri gördün, geçmişinle yüzleştin. Deşifre oldun seni bu görevde daha fazla tutamam. Sen üzerine düşeni yaptın. Bu yapının kuyruğunu tuttun ve elimize verdin. Bu kadarı da büyük hizmet" dese de Altay bunu kabul etmez. Salur kazan misali 7 başlı ejderhanın 7 başını da keseceğini söyler....
HALİT KİRLİ İŞLERE GİRDİ
KİRLİ yapının yurdunda eğitim gören Halit'i Fettah Dahhak yanına çağırır. Dahhak, "Seni bir süredir izliyorum. Zeki bir gençsin, çok temiz bir mezhepten geliyorsun. Ama yalanlarla dolu bir geçmişe takılı kalmışsın. Bizden korkma, Allah'ın veli kullarına düşmanlık etmekten kork.
BUNDAN SONRA BENİMLESİN
ŞİMDİYE kadar bizden kötülük gördün mü, elimize silah aldığımızı gördün mü? Uzun süredir ekmeğimizi yiyorsun. Bize bir şans vermenin zamanı gelmedi mi Halit efendi" der. Akşam saatlerinde Karacabey, Halit'in kaderini değiştirecek şu cümleleri kurar: "Fettah hoca senden övgüyle bahsetti. Bundan sonra benimle olacaksın, hocan öyle istiyor. Yalnız bir gün bana ihanet edersen o gün karşıma çıktığına pişman olursun."