‘Oldum’ diye bir şey yoktur
Kabul ettiği her rolü ustalıkla icra eden Erkan Petekkaya “Farklı rollerde oynamak beni çok mutlu ediyor. Benim mesleğimde ‘oldum’ diye bir şey yoktur. Oyunculuk biten bir meslek, sonu olan bir meslek değil. Ben oldum derseniz bitersiniz” dedi.
- Sarmaşık
- Nil Özer
- Giriş Tarihi: 19 Eylül 2023
'Her Şeye Rağmen' filminde neden olmak istediniz? Gerçek bir hikaye olması beni çok etkiledi. O kadar dramatik yönü var ki. Bunun içinde olmak benim için önemliydi. Oynadığım karakter su anda da yaşıyor. Öyle bir geçmişi, öyle bir hayatı var ki inanılamaz. Yani bu olaylar gerçekten yaşandı ve İlhan Doğan da şu anda yaşıyor. Onunla birebir oturup sohbet etme şansım vardı. Enerjisini birebir gördüm.
Fragmanda çok güzel diyaloglar var. 'Bırakırsam düşerim' gibi... Hayatınızın herhangi bir döneminde böyle bir duygu hissettiniz mi? Bir tek ben değil herkes bunu hisseder. 29-30 yaşlarında bende çok oldu. Ama bu mesleki bir şey değil. Hani o sendromu bilirsiniz. Bu da çok fazla insanın başından geçmiştir. O zaman hissiyatı aynı olan bir cümle kurdum kendime. Durmamalısın, yürümelisin gibi... Birden söylenince utanıyorum
Her rolün oyuncusu olmak size çok yakışıyor. Başarınızı neye borçlusunuz?
Tabii ki bununla gurur duyuyorum ama birden söylenince de utanıyorum. Çok çalışıyorum ve işimi de çok seviyorum. Farklı roller oynamak da çok hoşuma gidiyor. Bu sene 4 ya da 5 tane filmim girecek vizyona. Ama her rolü seviyorum. Farklı rollerde oynamak beni çok mutlu ediyor. Ben bu mesleğe 'Serseri' ile başladım. Yani çeşitli rollerde oynadım.
Benim mesleğimde 'oldum' diye bir şey yoktur. Bu düşünceye girdiğiniz anda sıkıntı yaşarsınız, yapamazsınız. Hiçbir zaman tam olamazsınız hep yenilenmelisiniz. Biten bir meslek, sonu olan bir meslek değil. Ben oldum derseniz bitersiniz.
Canlandıracağınız karakterlere nasıl hazırlanıyorsunuz? Kendime göre tekniklerim var. Okul sayesinde aslında. Ama oyunculukta illa ki bir okula gidilmesi gerektiğine inanan biri değilim. Bu tamamen yetenek işidir. Ama tiyatro bambaşkadır. Kamera karşısında da çok çalışmak gerekir. Kendime göre yıllar içinde geliştirdiğim yöntemler var. Ben mesela karakterin yürüyüşünü bulduğumda rolün yarısını çözmüş olurum. Geri kalanı da kendiliğinden gelir. Giydiğiniz ayakkabının altının nasıl olduğu bile son derece önemlidir. Bunlar da role hazırlığınızı etkiler. Eşim Didem'den destek alırım
Bir proje geldiğinde neye göre kabul edersiniz? Kriterleriniz nedir? Senaryoyu beğenip beğenmediğim önemlidir. Ben şuna inanıyorum: Önce senaryo gelir sonra yönetmen ve oyuncu gelir. En iyiler olsa bile senaryo olmazsa olmaz. Senaryo iyiyse sonrası çözülüyor. Özdeşleşebildim mii bu insanlara ne anlatıyor? Sonunda seyirci bir şey anlayacak mı? Bunları sorarım kendime. Bir de eşim Didem'e okutuyorum. Onun da öngörüsü çok iyidir. İyi bir okuyucu ve izleyicidir. Ama başkasına okutmam menajerim de yoktur. En zorlandığım ise 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisine karar vermekti. Çok zor bir roldü. Hayatımın en zor rolüydü aylarca uyumadım. Ama o dizi toplu bir başarıdır herkesin başarısıdır.
'Her Şeye Rağmen' izleyiciye ne mesajı verecek? Filmde çok iyi bir mücadele var. İlhan Doğan inanılmaz bir çocukluk geçirmiş. Almanya'da yaşanmış olaylar var. Çok enteresan bir hayat hikayesi. Mesaj ise şudur: Asla yılma ve hep devam et. Durursan arkandan koşarak gelen çok insan var.
İzmir'i seviyor musunuz?
İstanbul'da yaşamasaydım İzmir'de yaşardım. Çok seviyorum. En güzel yerlere yakın bir şehir. Çevresi de çok güzel. Bereketli topraklar üzerine kurulmuş. Mordoğan'da da evim var. Geliyoruz fırsat bulursak.
Yürüyüşü bulduğumda yarısını çözmüş olurum
Kendime göre yıllar içinde geliştirdiğim yöntemler var. Ben mesela karakterin yürüyüşünü bulduğumda rolün yarısını çözmüş olurum. Geri kalanı da kendiliğinden gelir
Boş vaktiniz oluyor mu? Nasıl değerlendiriyorsunuz?
OLUYOR tabii ki. Ama bizim iki dizi arasında falan boşluklar olabiliyor. O zaman güzel oluyor ama çalışırken altı gün boyunca çalışıyoruz. Set olmasa yayınlar çekimler falan mutlaka oluyor. Ailemle çok ilgilenemiyorum çalışırken. Onlara ayırmaya çalışıyorum zamanımı. Önceliğim onlar oluyor. Yüzmeyi severim, film izlerim ve ayrıca denizi çok seviyorum. Mavi suları gezmeyi seviyorum. Hatta 37 ye yakın ülke görmüşümdür.
Genç yetenekleri nasıl buluyorsunuz?
Hepsini çok yetenekli ve başarılı buluyorum. Onlar başka bir kuşaklar. Başka algılıyorlar. Onlar bilgisayarla doğdular ve dünyaya da çok kısa bir sürede ulaşabiliyorlar. Çok özgüvenliler. İnternetten her türlü bilgiye erişiyorlar ama kitap okumuyorlar. Bundan uzaklaşıyorlar buna çok üzülüyorum. Çok okumaları gerekiyor. Hayal dünyalarının çok geniş olması gerekiyor.
ÖZEL HABER