Diyet yapmak neden zordur?
Çünkü diyet yapmak demek kelime anlamıyla "bedel ödemek" demektir. Vücudunuza zaman içinde aldığınız fazla kaloriler içeride depolanan yağ dokunuzdur. Bu yağ dokusunu yakmak için mutlaka harcadığınız enerjiyi aldığınız enerjiden yüksek tutmanız gerekir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme programında kilo kaybı hedefleniyorsa elbette bazı yüksek kalorili ve zararlı besinlerin sınırlandırılması gerekmektedir.
İşte bu genellikle sevilen besinlerin kısıtlanması diyetin zorlayıcı bir süreç olarak nitelendirilmesine sebep olmuştur. Peki ya her istediğinizi yiyerek zayıflamak mümkün olsaydı? Belki gelecekte...
YÜKSEK YAĞLI DİYET DENEYİ
Yeni yayınlanan bir çalışma belki bu düşüncelere umut olabilir. Fareler üzerinde yapılan bu deneyde yüksek yağlı diyetin nasıl etki gösterdiğini incelemişler.
Yüksek yağlı diyetin farelerin mitokondrilerini daha küçük ve yağ yakma konusunda işlevi düşük mitokondrilere parçaladığı görülmüş. Mitokondrileri hücrenin enerji santrali gibi düşünebilirsiniz.
Eğer yeterince iyi çalışmazsa alınan besinleri yakmak ve kilo vermek de giderek zorlaşır. Bu çalışmadan yola çıkarak aşırı yağlı ve yüksek kalorili beslenmenin aynı zamanda enerji yakımının azalmasını tetikleyerek kilo vermeyi daha da zorlaştırdığını söyleyebiliriz. Peki araştırmacıların asıl büyük keşfi nedir dersiniz?
Mitokondrilerinin küçülmesine neyin sebep olduğunu bulmak! Yüksek yağlı diyetin mitokondrileri küçültmesinin tek bir gen tarafından kontrol edildiğini fark eden araştırmacılar bu geni sildiklerinde fareleri aynı yüksek yağlı diyet tüketseler bile aşırı kilo alımından koruyabildiler.
OLUMSUZ ETKİLERİ OLABİLİR
Elbette şu an için çok yüksek kalorili çok yağlı beslenerek ideal kilomuzu korumamız mümkün değil. Çünkü yüksek yağlı beslenmenin kalp ve damar sağlığına olumsuz etkilerini, kilo artışı ve obeziteye neden olduğunu biliyoruz.
Obezitenin de zamanla yol açabildiği metabolik sendrom, yüksek kan basıncı, yüksek kan şeker seviyeleri ve dislipidemi gibi birçok rahatsızlığı bir arada içermektedir. Ayrıca aşırı miktarda yağ tüketimi, karaciğerde yağ birikimine neden olarak yağlı karaciğer hastalığına yol açabilmektedir. Yüksek yağlı beslenmenin vücutta inflamasyonu da artırdığı bilinmektedir. Kronik inflamasyon, çeşitli inflamatuar bağırsak hastalıkları veya romatoid artrit gibi sağlık durumlarıyla ilişkili bulunmuştur. Bu nedenle beslenmenin düzenlenmesi bu hastalıklara karşı da koruyucu etki gösterir.
HANGİ YAĞI TÜKETİYORSUN?
Tabii ki burada yağ miktarından çok tüketilen yağ çeşidi daha çok öne çıkmaktadır. Özellikle hepimizin çok iyi bildiği paketli ürünler ve margarin gibi besinlerde bulunabilen trans yağlar kalp sağlığı için en kötü yağ çeşididir. Tereyağı, kırmızı et gibi besinlerde bulunan doymuş yağlar yine kalp sağlığı açısından sınırlandırılması gereken yağ türüdür.
Daha sağlıklı olarak bildiğimiz tekli doymamış yağlar (zeytinyağı, avokado, susam gibi) ve çoklu doymamış yağlar (balık yağı, keten tohumu, ceviz gibi) beslenmemizde ağırlıklı olarak bulunmalıdır.
Sağlıklı bir beslenme düzeninde toplam kalorinin yağdan gelen kısmı yüzde 25-30 olması gerektiği düşünüldüğünde yağ türü dağılımı da <\#60> yüzde 7'si doymuş yağ, yüzde 10'u çoklu doymamış yağ, yüzde 10'u tekli doymamış yağ düzenini sağlamakta yarar vardır.
Unutmayın belki ilerde istediğinizi yiyerek kilo vermeniz veya almamanız mümkün olacak. Ama o gün gelene kadar sağlıklı beslenmeyi ve kendinize iyi bakmayı ihmal etmemeniz gerekiyor.
Herkese sağlıklı haftalar diliyorum.
\#60>