Nice’te harika bir gece
Son yıllarda Cannes'a gidişlerimde transit geçiyordum Nice'den. Bu kez Nice'in kuzey bölgesinde ki o sihirli bölgeye, hem de bir akşam yemeğinde gitme şansım oldu. Picasso'nun Matisse'in tabloları altında yedim yemeğimi. Şarabımı yudumlarken gözlerimi kapatıp karşı masamda oturan Yves Montand ve Simone Signoret'i hayal ettim. Aşkları burada başlamıştı. Jacques PrDavid Niven, Orson Welles, Marlene Dietrich, Tyrone Power, Alain Delon, Romy Schneider, Roger Moore, Tony Curtis, Carlo Ponti ve Sophia Loren diğer masalara yayılmışlardı. Ben onlarla aynı havayı soluyordum ve harika geceyi paylaşıyordum...
EFSANE SANATÇILAR
Olağanüstü bir ambiyans içinde, muhteşem bir yemek yedik. Avrupa'nın en önemli telif avukatlarından biri, yurtdışında birlikte çalıştığımız Walter'ın misafiriydik ve Walter'dan dinliyordum "La Colombe d'Or" un ya da "Altın Kumru"nun 1920'lerde başlayan öyküsünü...
Tüm dünyanın tanıdığı bu efsane yerde hangi ressamlar, hangi heykeltraşlar duygularını hangi tuvallere, hangi taşlara ve mermerlere aktarmışlar ve ne eserler yaratmışlar... Hem dinledim, hem de gördüm... Sinema ve sanat dünyasının efsane isimlerinin buraya olan tutkularını öğrendim. Mest oldum ve Walter'ın hediye ettiği bir kitap o gecenin en büyük anısı oldu. Şimdi kütüphanemde lavanta kokulu Provence'in sanat eserleri müzesi "La Colombe d'Or"unun benim için hazine değerinde 148 sayfalık kitabı da var. Yukarda saydığım isimlerin siyah beyaz fotoğraflarıyla bakmaya doyamadığım...
RITA'NIN ŞARKISI
Haftalardır izlemek isteyip de bir türlü denk düşüremediğimiz Devlet Tiyatrosu'nun "Rita'nın Şarkısı" oyununu nihayet izleyebildik. Çetin Tekindor ve Tülay Günal'ın müthiş performansları kadar Sevgi Sanlı'nın harika çevirisine ve Işıl Kasapoğlu'nun yönetmenliğine de hayran kaldık... Bir de:
Tabiki "What A Wonderfull World" şarkısına...
1968 yılında 67 yaşındayken söylemişti bu müthiş şarkıyı Louis Armstrong. Bir numaraya çıkmıştı şarkı. Aradan 20 yıl geçti şarkı 1988'de "Good morning Wietnam" filmi ile yeniden gündeme geldi. 2000'lerin başında "Meet Joe Black" filminin ana temasıydı ve her gündeme gelişinde dinleyenleri etkiliyordu. Bu kez "Rita'nın Şarkısı"nda karşıma çıktı bu en sevdiğim şarkı. Tülay Günal çok naif bir biçimde seslendirdi. Sonra da bir gramofonda Armstrong'un sesinden verdiler. Hani "Cuk oturmuş" derler ya! İşte öylesine yakışmıştı oyuna.
Bir de bir cümle takılı kaldı aklımda: "Kendimi bulmaya çalışıyorum. Bu arada başkasını nasıl bulabilirim ki!"
Oyundan çıkışta bir kez daha mest olmanın hazzını yaşıyordum...
KİM KİMİNLE NEREDE?
Bir Woody Allen filmi. Filmin orijinal adıyla hiç alakası yok. Orijinali: Whatever Works. Verdiği mesaj ise: Kim, kiminle, nerede, nasıl mutluysa öyle yaşasın. Baştan sona ilgiyle izledik. Filmde huysuz bir ihtiyarı çok başarılı canlandıran Larry David'e hayran kaldım. Tam kafa dağıtacak ve zaman zaman güldürecek bir romantik komedi. Tavsiye ederim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.