Şerif Antepli
Rahmetli babamdan dolayı filateliye çocuk yaşlarımda çok meraklıydım. İlkokul öğretmenim Hatice Birkan'ın eşi Abdullah Birkan ve babam Recep Kocatepe iyi birer pul koleksiyonerleriydi. Her çıkan pulu blok olarak ve ilk gün damgasıyla alırlardı. Babam benim için de birer seri alırdı. Mücellit dayım Mehmet Ali Ersaraçoğlu'nun benim adıma ciltlediği pul defterime heyecanla yerleştirirdim kendi pullarımı... Zamanla yeni hobilerim ve özellikle müzik uğraşım ortaya çıkınca pulculuk heyecanım dindi. Babam ise koleksiyonunu yaşamının son aylarına kadar sürdürdü...
1978'de babamı kaybettikten sonra onun pul defterlerini sakladım. Cumhuriyet tarihinden itibaren başlayan kolleksiyonunun ne yazık ki bakımını yapamadım. Oysa pullar belli zamanlarda havalandırılmak ister, arkalarındaki tutkalın deftere yapışmaması gerekir. Narindirler, hassastırlar. Bakmazsanız, değerlerini kaybederler... Ben babamın pullarını son 10 yıldır bir koli içinde saklıyorum. Ama bu yaz onları elden geçirecek ve o rengarenk dünyalarını tekrar gözler önüne sereceğim...
Şerif Antepli'nin sergisini anlatırken bir anda anılarım depreşti. Antepli bize bir de "Filateli'de Sinema" adlı kitabını imzaladı. Günlerdir bakmaya doyamıyorum.
"Sergiyi İzmir'e taşıyacak mısın?" diye sorduğumda en büyük sorunun sigorta olduğunu söyledi. İstanbul'da sigorta işini zorlukla halletmiş ama başka şehirlere taşındığında büyük soru oluyormuş. Oysa bu kolleksiyonu İstanbul dışındakilerinin de görmeye hakları var... Ben sigorta şirketlerine duyurmuş olayım. Her halde Antepli ile konuşup bir formül bulacaklardır...
115. YILINDA SİNEMA
Sözü Şerif Antepli'ye bırakıyorum:
"... Posta idarelerinin yayınladıkları pulların konuları zamanla çeşitlendikçe filatelide bir tema kavramı ortaya çıktı. Pulu sevenler tema konularına göre de koleksiyonlar yapmaya başladılar. Olimpiyat ve spor konulu pullar en yaygın tema olurken demiryolundan tabiyata, uzaydan sanata kadar tema yelpazesi oldukça genişledi. Son dönemlerde bu temaların arasında en ilgi çekmeye başlayanlardan biri de sinema olmuştur.
115 yıl önce beyaz perdede ilk kez bir trenin kendilerine doğru geldiğini zannedip kaçışan insanların yerlerini bugün dev bir sanayinin eserlerini heyecanla, zevkle izleyen milyarlarca insan aldı. Bu gün artık dünyanın her yerinde film yapılıyor ve seyrediliyor. Sinemanın büyüsü dünyanın her yerinde, her kesiminden insanları etkiliyor...
Dünyadaki Posta İdareleri, son yıllarda emisyon programlarına sinemayı da eklemeye başladılar. Bu temada çıkarılan pulların, hazırlanan damga ve zarfların sayıları gittikçe çoğalıyor. Dolayısı ile benim de bu kulvardaki koleksiyonum gelişmeye başladı. Bu yıl sinemanın 115. yılını kutlarken koleksiyonumu bir kez daha sergilemeyi, sinemayı ve filateliyi sevenlerle heyacanımı paylaşmayı istedim..."
Tebrikler ve tekkürler sevgili hemşerim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.