İhbar ediyorum

Çocuk yaşlarımda düşmüştü içime Galatasaray sevgisi. Hem de aile içinde hiç kimsenin etkisi olmadan. Oturduğum mahalle Altaylı'ydı. En sık görüştüğüm teyze çocuklarım Beşiktaşlı. Anne ve babamın futbolla ilgisi yoktu. Ve ben Galatasaraylı oldum.
Metin Oktay, Turgay Şener ve Gündüz Kılıç'ın Galatasaray sevgimin pekişmesinde büyük katkıları olduğunu hatırlıyorum.
***
1982'de Alp Yalman'ın yardımıyla kongre üyesi olduğumda artık kendimi tam bir Galatasaraylı hissediyordum. Rozetimi hiç çıkarmadım. Camia ile daha içiçe oldum. Sevgim ve saygım daha da arttı. Galatasaraylılık ruhunun ayrıcalığını daha iyi hissettim...
***
2010'un son günlerinde yeni stadımızın mimarı Sarper Ünlü ile tanıştım ve bir gece bana Arena'yı gezdirdi. Hayranlık duydum. Böyle bir stada sahip olmanın gururunu yaşadım. Emeği geçen herkes için dua ettim...
12 Ocak'ta Lütfü Kırdar'da 25 yılını doldurmuş Galatasaray üyesi olarak beratımı aldım ve Divan Üyesi oldum. Üç gün sonra Arena'nın açılışında VIP tiribününü paylaşan Galatasaraylılar'dan biriydim...
***
Stad muhteşemdi. Seyirci de öyle. Ama açılış berbattı. Gösteriler ilk okul müsameresi gibiydi. Ses düzeni bir faciaydı. Bir an önce bitmesi için dua ediyordum.
Sonra Adnan Polat konuştu. Seyirci tepkiliydi. Başbakan anons edildi. Seyircinin tepkisi daha da arttı. Ve mikrofon Toki Başkanı'nın eline geçip onun konuşması başlayınca seyircinin protestosu tavan yaptı...
Galatasaray kongre üyesi olduğunu sonradan öğrendiğim Toki Başkanı koca camiayı küçük düşüren ve başbakana yağ çeken inanılmaz bir konuşma yapıyordu. O ana kadar sessiz kalan çevremdeki tüm Divan üyeleri ve eşleri de ıslıklamaya yuh çekmeye başladılar. Islık çalmayı beceremem ama yuh korosuna ben de katıldım.
***
Protestolar karşısında stadı terketmişler. Halkın demokratik tepkisini hazmedememişler. Başkanımız özürler diliyor. Camiayı küçük düşürenlere toz kondurmuyor ve üstelik provoke edenlerin tesbit edileceğini ve cezalandırılacağını söylüyor...
Hiç zahmet etmesinler.
Ben içindeydim, yakından gördüm ve tanık oldum.
İhbar ediyorum...
Provoke edenler stadtaki 40 bin Galatasaray taraftarının vicdanları. Onları destekleyenler ekran başındaki milyonlarca Galatasaraylının yaydığı enerji. Yalnız Galatasaraylı mı? Sonradan konuştuğum ya da dinlediğim Fenerlisi, Beşiktaşlısı ya da bir başka sporsever...
O gün 40 bin taraftar en demokratik hakkını kullandı. Tepkisini ortaya koydu. Onlar arasında ben de vardım. Kendi hatalarını başkalarına saldırarak örtbas etmeye kalkanlar sussunlar ve otursunlar...
Galatasaray gibi bir camiaya ezik muamelesi yapanlar cevaplarını aldılar. Camiayı koruması gerekenler gerekeni yapmaya korkuyorlarsa ya da yapamamışlarsa onlar da cevaplarını alacaklardır.
Protesto etmek, şiddete başvurulmadığı sürece temel bir anayasal haktır.
Hata yapmak insanlara vergidir, bunu başkalarının üstüne atmak ise politikadır...
Sakın spora politikayı sokmaya kalkmayın.
Öyle bir deprem olur ki altından kalkamazsınız...