Arkadaşım Mustafa

10 Kasım doğumlu Alaçatılı Mustafa'yı ben Altay'ın Mustafa'sı olarak tanıdığımda yıl 1967'diydi. Mahallemin takımı, dolayısıyla İzmir'de tuttuğum takım olan Altay'da bir kaç sezon içinde öne çıkan ve yıldızlaşan isim oldu. 70'lerde iki Mustafa daha katıldı Altay'a. Kıdemli olan AlaçatılıMustafa Denizli, Büyük Mustafa olarak anılmaya başladı. Küçük sıfatını alan Mustafa yanlış hatırlamıyorsam yaşça ondan büyüktü. Diğer Mustafa da Mustafa III oldu...
Ben 1969'da TRT'de İzmir Radyosu'ndan maç anlatmaya başlamıştım. Büyük Mustafa'nın da maçlarını anlattım. Hatta Türk futbol tarihinin 18 golle kornerden en çok gol atan futbolcusunun gollerini de anlattığım oldu... Eh yani 386 maçlık Altay kariyerinde attığı 121 golden benim de kısmetime bir kaç gol düşecekti tabiki...
***
Ben 1973'te bir müzik sanatçısı ve yapımcısı olarak İstanbul'a transfer oldum. O, İzmir'de kalmak için transfer tekliflerine direndi. Tabi Altay sevgisi kadar Alsancaklı ilk aşkı ve 1970'te evlendiği Juliette Aruh bu direnişinin en büyük sebebiydi.

1980'de 12 golle ve Altay formasıyla gol krallığı tacını da taktı. İzmirspor'dan Galatasaray'a transfer olan Metin Oktay'dan, İzmirspor'dan Beşiktaş'a transfer olan Güven Önüt'ten, Göztepe'de oynayan Fevzi Zemzem'den ve Karşıyaka'dan Fenerbahçe'ye transfer olan Ogün Altıparmak'tan sonra süper ligde bir İzmirli daha gol kralı oluyordu. Altaylı Büyük Mustafa...
***
Nihayet onun da 1983'te İstanbul'a transferi gerçekleşti. Altay'lı Büyük Mustafa Galatasaray'lı Büyük Mustafa olmuştu. Büyük sıfatıyla gelmişti Galatasaray'a. O sezon sakatlıklarla takımda fazla oynama şansı bulamazken teknik direktör Tomislav İviç aniden istifa etti ve yönetim tarihi bir karar vererek dönemin en ünlü teknik direktörü Alman Jupp Derwall'i teknik direktör olarak takımın başına getirdi. Derwall'le birlikte Büyük Mustafa'nın da kaderi değişiyordu. Artık o sıfatını değil soyadını kullanan bir futbol adamıydı ve Derwall'in yardımcısı Mustafa Denizli olmuştu...
***
Üç yıl birlikte çalıştılar. Galatasaray'ın 14 yıllık şampiyonluk özleminin son bulduğu 1986-87 sezonunda omuz omuza, kol kolaydılar Derwall'e...
Ertesi yıl tek başına yönettiği Galatasaray bir kez daha şampiyon olmuştu. İki yaş küçüğüm Mustafa Denizli ile arkadaşlığımız İzmir'de değil, o dönemde İstanbul'da başlamıştı. Yakın markajımızdaydı Aysun'la... Onun rüzgarıyla, Milli takımımızı çalıştırdığında İngilizlere 8-0 yenildiğimiz maç için Londra'ya da gittik, Monaco'yu 1-1'le elediğimizde Berlin'e de, Steaue Bükreş'e 4- 0 kaybettiğimizde Bükreş'e de. 3-0 kaybettiğimiz Neuchatel maçını rövansta 5-0'la geçen Mustafa Denizli'nin peşindeydik artık. Biz onun maçlarına, o bizim konserlerimize...
1970'te büyük bir aşkla evlendiği, kızları Selin'i dünyaya getiren Juliet'ten 1989'da boşandı. 1991'de Çiğdem Kayalı ile evlendi. Yine bir kızı, Lal dünyaya geldi. Çiğdem'den 2003'te boşandı. Üçüncü evliliğini 2010'da Elvin Elçi ile yaptı...
***
Arkadaşımla pek nadir karşılaşıyoruz. Ama iki İzmirlinin muhabbeti pek hoş oluyor. Kaldığımız yerden devam ediyoruz...
Tanıdığım Büyük Mustafa da, Mustafa Denizli de aynı karizmaya sahip, cesur, sevecen, yaratıcı, penceresi batıya açık, tipik Ege'li çok değer verdiğim insan.
"Bu parantezi burada açtım, inşallah yüzümün akıyla bu camiada kapatacağım" sözlerindeki samimiyete ve Galatasaray sevdasına da tamamen inanıyorum...
O zoru sever. Yine başaracaktır...