Armağan Pınar Adanar

Çocuk diktatörlüğü

Bahar ile birlikte oyuncak mağazının önünden geçerken mağazının içinden dışarıya doğru yankılanan tiz çocuk sesi baharın da benim de dikkatimizi çekti. 7-8 yaşlarında bir erkek çocuğu annesine "Bana bu oyuncağı a-la-cak-sın" diye bağırıyordu. Annesi çocuğa, "Canım bak yanımda yeterli para yok alamam şimdi" diyordu. Çocuk durur mu adeta ringde rakibini köşeye sıkıştırmış boksör edasıyla annesinin yumuşak tarafına çalışıyordu. "Sen beni sevmiyorsun sevsen alırdın. Paran var biliyorum, kendine ayakkabı alacaksın diye bana bu oyuncağı almıyorsun" diyerek annesini zor bir durumda bırakmaya çalışıyordu. Çocuğun bütün isteği anneyi yönetme ihtiyacıydı. Anne acaba kimse bu nahoş sahneyi görüyor mu? diye etrafına bakınırken ben Bahar'a "Hadi anneciğim gidelim" diyerek anne bizi görmeden ordan uzaklaşmaya çalışıyordum. Bu olay bana Bahar henüz 3 yaşlarındayken yaşadığım bir olayı anımsattı. Marketteydik, Bahar oyuncak reyonunda bir oyuncak görmüştü ve onu almak istiyordu. Ben de o oyuncaktan evde olduğu için almak istemedim. Ve bunu Bahar'a söyledim. İşte o andan sonra Bahar'da film koptu, avazı çıktığı kadar bağırarak beni oyuncağı almak zorunda bırakmaya çalıştı. Etraftaki insanlar, 'sustur şu çocuğu' der gibi bakmaya başladılar ya da benim algım bu yönde oldu. Ama ben kimseye aldırış etmeden benim kızın sakinleşmesini bekledim ve o oyuncağı almadım. Zaten bir daha da böyle bir olay yaşamadık. Ancak o oyuncağı alsaydım emin olun o olayın tekrarını hatta kat ve kat şiddetlisini yaşıyabilirdik.

KONTROL ÇOCUKTA
Her çocuk anne-babasını yönetmek ister. Her çocuk anne-babasının yumuşak tarafını bilir ve ona çalışır. Eğer anne-babalar çocuklarına sevgi adı altında kendilerini manipule etmeyi öğretirlerse çocuk da anne- babayı yönetir ve evde çocuk diktatörlüğü oluşur. Yani çocuğun arzuları ve istekleri hemen yerine gelir. Başlarda çocukların 15-16 aylık bebeklik dönemlerinde yani en tatlı, en keyifli zamanlarında anne-babalar sevgilerini göstermek adına çocukların ihtiyaçlarına fazla fazla karşılık verebilirler. Çocuklar da sevgi adı altında ihtiyaçlarının fazla fazla karşılanmasını normal olarak görürler. Yani anne-baba çocuğa 3 bebek alıyorsa bu normaldir çünkü anne-baba onu seviyordur. Ya da anne-baba haber kanalını seyrederken çocuk kumandayı eline alıp çizgi film kanalını açtığında anne-baba ses çıkarmaz bu normaldir çünkü anne-baba çocuğu seviyordur. Böyle böyle çocuk sevginin tanımını ama doğru ama yanlış öğrenmeye başlar. Büyüdükçe istekler de büyümeye başlar ve anne- baba kendilerini çocuğun bu isteklerini yerine getirmeye zorlar. Peki istekler yerine getirilmediği takdirde ne olur? İşte o zaman çocuk sevilmediğini, istenmediğini düşünür ve öfke patlamaları birbiri ardına yaşanmaya başlar. Çocuk, kendi gücünü göstermek için anne-babayı zorlar. Zaman ve mekan gözetmeksizin anne babayı toplum içinde mahçup duruma sokacak davranışlarda bulunmaya başlar. İnatlaşmalar başlar. Bu durum giderek davranış bozukluğu halini alır. Anne-baba "Ben anneyim- ben babayım" diyerek masaya yumruğunu vurmaya başlar o zaman da anne-baba diktatörlüğü oluşur.

REHBER EBEVEYN
Ne çocuk ne de anne-baba diktatörlükleri olumlu sonuç vermez. Burada aslında yapılması gereken çocuğa rehberlik ederek çocuğu eğitmektir. Önce çocuğun öğrenmesi gereken sevginin karşılıklı alışveriş olmadığıdır. Bunu çocuğa öğretmesi gereken ebveynlerdir. Anne-baba çocuğun her istediğini yapmak zorunda değildir, yapmadığında da sevmiyorlar demek değildir. Sevginin kanıtı istediklerinin yapılması olmamalıdır. Bunu her defasında çocuğa sakince anlatmak gerekir. O bir çocuk, kontrol onda değil ebveynlerde. Ebeveynlerin de çocuğun öfke dolu tepkilerinden korkmamayı ve bu tepkiler karşısında dik durabilmeyi başarabilmeleri gerekmektedir. Çoğu ebeveyn çocuklarının öfke patlamalarının karşısında çaresiz hissedebilmektedirler. Ancak unutulmaması gereken onlar da kendilerini çaresiz hissederlerse çocuklara kim rehberlik edecek?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.