Besim Kazado

Hayatının kitabını yazan kadın: Nilgün Belgün

Keşkesi olmayan nadir insanlardan biri olduğunu söyleyen ünlü oyuncu, "Bu hayat benim, doya doya yaşadım ve hala yaşıyorum" diyor. Belgün kendi hayatını, "Başkasına yazacağına ben yazarım" diyerek kaleme almakla kalmadı, tiyatro sahnesine de taşıdı
Bugün size öyle birini konuk ediyorum ki, her dakika değil, her saniyenizi neşe içinde geçirten, hepsi tecrübelerden alınan hicivlerle dolu esprilerin içinde gülerken ağlatabilen ama tüm bu esprileri yılların birikimi büyük bir kültür depolamasının sonucu yapan özel mi özel, hakiki bir tiyatro aşığı sanatçı, Nilgün Belgün.
Nilgün'ü tanımam yıllara dayanır. Yıllarca da görüşmesek, hayat hikayelerimize kaldığımız yerden devam ederiz. Geçenlerde bizzat kendi yaşantısından örnekler aldığı kitabından sahneye uyarladığı tek kişilik 'one man show'lardan yola çıkıp yarattığı 'one woman show'unu ayakta alkışladık. Türkiye'de sahnede 2 saat tek başına komedi yapıp, şarkı söyleyen, kostüm değiştiren, gerektiğinde dram yapan tek kadın sanatçı. Gösterisinden bir gün evvel de kah 'la cigale'de, kah Alsancak sokaklarında süper bir sohbet yaptık, bu sohbeti de size büyük bir haz ile aktarıyorum.
- Tiyatro eseri yazmak ve oynamak nereden geldi aklına?
Değişik gelişmelerle dolu, her şeyi beni ilgilendiren yaşantımı paylaşmak için bir kitap yazdım. 'Hayat sen benimsin.' Dünyadaki sanatçıların çoğunun hayat hikayeleri hayata veda ettiklerinden sonra öyle veya böyle yayınlanır. Benim hayatımı başkaları yazacağına tüm açıklığı ile kendim yazmaya karar verdim. İlginç aşklarım, evliliklerim, oynadığım oyunlar, özel dostluklarım...anlayacağın her şeyi... İlk kitabım 'içimdeki kadın' ki aşk ve komedi içeriyor Her konuda rahat olduğum, kimseye hesap vermek durumum olmadığı için epey çarpıcı ve sevilen bir eser oldu. Tiyatroya adapte ettim ve oynuyorum...
-Tiyatro?
Ailenin tek kızı olmam avukat, doktor olmam için epey çabaya sürükledi bizimkileri tabii ki. Bense kendimi en iyi ifade edebileceğim yerin sahne olduğunu düşündüğüm için tiyatro ve şan bölümüne yazıldım. İyi ki yapmışım bu çılgınlığı, Allaha şükür iyi şarkı söyleyebiliyorum oyunlarımda.
- ilk oyunlar?
Devekuşu Kabare 'Haneler'.
-Aynı sahnede oynamayı hayal edebileceğin kişiler var mı?
Al Pacino, Meryl Streep, Bradley Cooper.
-Bizdeki oyunculardan beğendiklerin?
Bizde çok iyi sanatçılar var. Şu an aklıma gelenler. Melisa Sözen, Okan Yılıbık, Mehmet Günsür, Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu bilhassa "Mankenden sanatçı olur mu?" lafını ters teptirdiler.
- Seni ne dinlendirir?
Aşk desem? Şaka şaka, aşk asla dinlendirmez. Sevdiğim gerçekten sevdiğim arkadaşlarla dışarıda bir yemek ve ardından güzel bir film izlemek.
-Keşken var mı?
Hiç yok. Bu hayat benim, doya doya yaşadım ve hala yaşıyorum.
-Yaşantından ne öğrendin desem?
Samimi, sahici yani gerçek olman gerek.
- En çok haz duyduğun?
Seyahat. En sevdiğim şeydir.
-Sanal medya?
Twitter'da 380.000 takipçim var. Twitter'sız yalnız kalıyorum. Bak 'face'i o kadar önemsemiyorum.
- Neden?
Çocukluk arkadaşlarımla tekrar buluşmak istemiyorum. Yenilik hep yenilik... Çoğu arkadaşım bana yetişemiyor. Bir dönüyorum orada kalmışlar.

"Vodvil"i daha iyi oynarız!
-Türkiye'de tiyatro?

Olması gereken yerde değil. Çok da iyi oyuncular var. Vodvil Fransız oyunudur, ama bizde oralardan daha iyi vodvil oyuncuları vardır inan. Ama tiyatro kültürüne gelince, benim çocukluğumda annem beni tiyatroya götürürdü. Bir tiyatro kültürü vardı. Bugün böyle bir adet yok. Gençleri kimse bu güzelliklere teşvik etmiyor, Buna rağmen 40-50 kişilik oyunlar var ki ful oynuyorlar. Sanata biraz daha değer verilirse çok daha başarılara imzalar atarız.

İmirzalıoğlu'nun şakası

-Senin Kenan İmirzalıoğlu ile komik bir anın vardı?

Nerden geldi aklına? Babamlar her aile toplantısında bana evlenme baskısı yapıp dururlardı. Bir bayramda yine aynı mevzu açılınca babama 'evet karar verdim. Kenan ile evlenmek istiyorum' dedim. Babam da "Kenan seni nerde alıyor?" diye esprilerde bulundu, günümü de kurtardım. Bir zaman sonra bir gecede baktım karşımda Kenan, hemen yanına gittim. Bu konuşmayı anlattım, çok güldü. Hemen ertesi yine raslaştığımızda Kenan 10 dakikalığına kayboldu. Geldiğinde elinde 2 yüzük vardı. 'Gel resim çektirelim yüzüklerle babana yollayalım' dedi. Harika bir espri, harika bir delikanlı arkadaş... Ama yakın zamanda babamı kaybetmiştim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.