New York'u bir haftaya sığdırmak
Havaların cidden soğumasıyla inanılmaz indirimlerin başlaması aynı tarihe gelince mağazalar dolup taşıyor buralarda. Yüzde 50- yüzde 70'lere vara indirimlere bir de 3-4 gün için özel yüzde 20'lere varan fiyat düşüşleri de eklenince o dev tesisler dolup dolup taştı. Dünya markaları da bu özel günlere kaldı. O kadar uzun süredir gidip geldiğim halde ilk kez Manhattan dışındaki (mesela New Jersey) alışverişlerde verginin çok daha düşük olması ile fiyatların daha da indirimli olduğunu gördüm. Her firma elindeki stokları bitirip yeni sezonu açmak için yarışıyor. Büyük markalar da buna katılınca, soğuk ayaz demiyor herkes sokaklarda.
ÇOK DEĞERLİ MİSAFİRİM
Tabii ki buraların bitmez sanayisi yemek bölümü aynı hızla devam ediyor. Marketler, kafeler, sandviç, tost vs sunan bakery'ler, restoranlar son sürat kapılarında kuyruklarla devam ediyor faaliyetlerine. Ben de ancak 1 haftalığına İzmir'den kopabilen (ki günün yarısını gazetemizin sayfalarını hazırlamakla geçiren) çok sevip saydığım Şebnem'i (Bursalı) misafir etmenin sevincindeydim. 1 hafta dedim ama hava şartlarından dolayı İzmir- İstanbul uçağının rötarından NY uçağını kaçırması ile 1 gün de öyle gitti. O yünden 'hoş geldin' kısa sürdü hemen attık kendimizi NY yaşamına.
MAMMA MIA İLE BAŞLADIK
DÜNYA ÇOK KÜÇÜK
Bryant Park'ta kayak yapanları seyredip, Broadway'de akşam, sabah turları attık. İstanbul'da ilki açılan 'Serafina'da NY arkadaşlarımdan Bilgehan Parlak'la güzel bir İtalyan yemeği yedik. Şebnem'le neredeyse akraba çıkacaklardı. Meğer Şebnem'in baba dostu Aydinlı işadamı Mukan Perinçek'in oğlu Görkem ile Bilgehan'ın kızkardeşi evli imiş. Ve Şebnem bu harika çiftin Kaya Termal Otel'deki NY temalı muhteşem düğünlerine bile gitmiş. Dünya mı küçük yoksa biz mi çok renkliyiz karar veremedim? Daha neler yaptık? 'Kayser' evet 'Maison Kayser'i geçemem. Benim buralardaki en favori yerlerimden biri burası. Bilhassa sabah kahvaltısında muhteşem bir kafe- bulangerie burası. Her ikram ettiği şey süper. Kuşkonmazlı omleti, somonlu fırında yumurtası, nefis kruvasanları mükemmel. Hele salepi hatırlatan 'chai' yıkılıyor. Tüm ekmek ve hamur işlerinin önünüzde pişirilmesi ayrı bir tahrik unsuru. Son akşam yemeğini yediğimiz 3. Avenue'deki 'Tony's de çok iyi idi. Mantar soslu tavuk ve deniz ürünlü siyah linguine makarna harika. Hazır yemekten bahsetmişken pazar brunch'ini yaptığımız 'Rue 577yi geçemem. Mutlak gidin diyebilirim. Hem çok şık hem servisi mükemmel, en önemlisi bir de sundukları iyi olunca... Son sabah Metropolitan müzesi turumuzdan çıkıp Central Park'ı gezerken 1 haftanın geçmiş gitmiş olduğunu fark ettik.
MAGNOLIA'NIN PUDİNGİ
Met Opera'nın binası ve dükkanını doya doya gezip o kimseye frenchaising vermeyen 'Magnolia Bakery'de tattığı puding Şebnem'e son nokta oldu. Ardından NBC stüdyolarında minik bir tur ve Rockefeller meydanında Türk bayrağının önünde kayakçıları seyretme... Tüm bu turların aralarında ve sonralarında 'bir cüzdan bakacağım' diye başlayan saatlerce süren alışveriş maceralarımızı bu kez geçiyorum dermişim. Şu anda hesabıma göre uçağı inmek üzere olan yeğenim kadar sevdiğim Şebnem'in iner inmez çalışma, toplantı temposunda olacağını biliyorum. Pek özledim şimdiden, bu kısacık haftada onunla tekrar NY'u keşfettim, en yakın zamanda geleceğinin sözünü alıp içim burkula burkula yolcu ettim. İşte size 1 haftası bu satırlara sığdırılmış bir bir NY turu ...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.