İki muhteşem konserde üç büyük sanatçı
Geçtiğimiz 10 gün içinde bol bol sanat faaliyetlerine gittim. Ve de buraya göre dışarıdan gelen arkadaşlarla hasret giderdim. Başta Güney Afrika'dan gelen Arzu (Yüksel Uzel'in canım kızı) ile 1 hafta geçirdik ki inanın doyamadım. Buralarda yıllarca çalıştığı ve de yaşadığı için her geldiğinde yepyeni yerlere gidiyor yepyeni insanlarla tanışıyorum. Bu kez bana çok yakın bir restoran keşfettik. 'La bon Soup' -güzel çorba- Hakiki bir Fransız mutfağı yanı sıra inanılmaz güzel çorbalar var. Hele üst katındaki minik balkonunda yerseniz yemeğinizi tadından geçilmez. Çorbaları haricinde 'Moules Marinier' -o ünlü minik kazanlarda gelen süper soslu midyeler, Madame Croque, piliç rotisi, değişik salataları ve de tatlıları inanılmaz. Aynı sokakta Hint, İtalyan... 5-6 tane birbirinden başarılı restoran var.
YAZLIK GİBİ
Bu akşam da orucunu 1 gün değil 1 dakika bile sektirmeyen Levent kardeşimle buranın hemen yanındaki restoranda iftar yaptık. Ardından güzel bir yürüyüş, ki Rockefeller Center'in önünde son buldu. Bilenler bilir, burada hep değişik bir konsept vardır. Bu kez güney tatil yörelerindeki bir beach görünümü vermişler. Herkes ellerinde makineler bol bol resim şekiyor. Eee biz de geri kalmadık tabii ki. Ardından son 'Terminatör' filmine geçtik.
İzmir'den tanıdığım benim çok değer verdiğim arkadaşım Defne Atakan Başer'in ortağı Ayda (Benefrayim) NY'ta olduğu için tabii ki buluşmak üzere araştık. Ayda'nın kuzenleri ki onlardan her zaman görüşmem için bahsederdi, Arzu'nun yana yakıla benimle tanıştırmak istediği kızlarmış. O kadar güzel bir sohbet oldu ki Colombus Fiorello'da...
Bu arada geçen hafta bahsettiğim TRT FM'in 3 kıta arası canlı yayınla bir ilk gerçekleşti. Özcan Deniz ve Demet Sağıroğlu ile bol sohbetler...
Gelelim kendimden geçtiğim gösterilere. NY'un en ünlü diyebileceğim balesi Alvin Alley, aniden sürpriz yapıp 10 günlük bir pogram koydu Lincoln'e. Bittiğinde herkes gibi ayrılmak istemedim. 1 hafta önce yine Lincoln Center'da bu kez Metropolitan opera salonunda aynı hazla 'Sleeping Beauty' -Uyuyan Güzel-i izlemiştim.
Veeeee... Hani bir kaç ay önce biletini alıp, iyi bir yerde saklayıp, günü gelince o bileti 8 kere aldım mı yanıma diye kontrol edip, saatinden evvel gittiğiniz gösteriler (çok ender bile olsa) olur ya işte bir kaç gün ara ile 2 kez yaşadım bu hissi. (Geçen ay gittiğim Las Vegas Diana Ross konseri gibi) İlki Tony Bennett& Lady Gaga ikincisi de muhteşem Bette Midler...
İKİ DEV SANATÇI
4500 kişiden fazla seyircinin tıkabasa doldurduğu Bennett& Gaga konseri 2 dev sanatçının isimlerinin anonsuyla aynı anda sahneye çıkmaları ile başladı. Dünya caz sanatçıları arasındaki ilklerin 'legend' ünvanlı ve tek yaşayan abidesi Tony Bennett 3 Ağustos'ta 89 yaşına basacak. Bennett bir ara mikrofonsuz o ünlü 'Fly me to the Moon'u söyleyince binlerce kişi ayakta çıt çıkarmadan dinledi, şarkının sonundaki alkışı düşünebiliyorsunuz... En dokunaklı anlardan biri de 'Arkadaşım Frank Sinatra yaşasaydı bugün 100 yaşında olacaktı. Onu hasretle anıyorum.' deyip Sinatra şarkıları ile bir bölüm yapmasıydı...
BETTE MIDLER VE ESPRİLERİ
Veeeee gelelim ikinci hayallerimin konserine. şarkıları ile beraber gençlik, orta ve ileri yaş yıllarımı süsleyen, gerek filimlerinden gerek plaklarından sıkı hayranı olduğum ilk üçe giren yaşayan starlarlardan Bette Midler'a. Madison Square Gardens'da 20 bine yakın bir hayran kitlesi karşısında... 1 yetmedi ona da 2 gece dolu bir konser düşünün... Herkes zaten çok sempatik esprileri ile ünlenen sanatçının ağzından çıkacak esprileri dinlemek için, söyleyeceği şarkılara eşlik etmek için hazır beklerken birbirinden başarılı 3 vokalist ve dansçı kızla sahne aldı. Giydiği kostümlere göre sahne renklendi, dijital dekorları değişti. Bir ara hastası olduğumuz telefonlar işe yarasın, hepsini aydınlatalım ama konuşmayalım sadece şarkıyı okuyup havada sallayalım dedi. Tüm ışıklar kararınca 'gökyüzündeki yıldızlar gibi oldu, işte o yıldızlar sizlersiniz' dedi. 2 saatten fazla bir süre sahnede rengarenk bir şov sundu. Tek kelime ile muhteşemdi. Ya yaşımdan dolayı ya da ne bileyim bizim devirden kalmalar daha mı sağlam oluyor sahnede, bilemedim ama Bette Midler o muhteşem performansı ile ve bir de 1 aydır süren Amerika turnesine rağmen gözleri, kulakları parıdattı. O da 69 yaşında...
BRANDY İLE AYAKÜSTÜ
Pozitif ol, düşündüklerini temiz bir kalple tabiata at inan ummadığın bir anda dönüyor sana hem de pozitif olarak. Hep bunu bilirim, bunu derim. Bette Midler konserinden neşe içinde dönüyordum ki, yıllardır büyük bir başarı ile oynayan 'Chicago' müzikalinin sergilendiği Ambassador tiyatrosunun önünde bir kalabalık gördüm. Kısa keseyim Grammy ödüllü Brandy 'Chicago' müzikaline başlamış 'Rozie Hart' rolünde. Hemen yanına geçtim, müzikali (başta Altın Yunus) birçok tatil köyünde canlandırdığımızı, kendi oynadığı roldeki kızın bizde de çok güzel bir kızın canlandırdığını (Selda Can) anlattım. O da bana rol alacağı geceleri ve o gecelerden birinde beni mutlak beklediğini söyledi. Böyle başlayan sohbet bir güzel uzadı güzelleşti de güzelleşti. Ne bileyim bu da benim sevdiğim yaşam herhalde. Mutlu mutlu eve döndüm....
Yeni bir yazı dizisi ile geliyorum. Amerika'daki başarılı Türkler. Tabii ki Besim tarzı ile. Hepinizi, hasretle selamlıyorum. Çok teşekkürler beni dinlediniz sizinle paylaştım minik hatıralarımı, sağlıkla, neşe içinde kalınız.
O BOŞUNA LADY GAGA DEĞİL
Gelelim Lady Gaga'ya. Onu Tony Bennett gibi bir usta ile aynı sahneyi paylaşmak cesaretini gösterdiği için kutluyorum. Oscar töreninde 'Sound of Music'i seslendireceği anons edilince şok oldum. Ama şarkıya girdiğinde daha da şok oldum. O ne performanstı, şarkının asıl sahibi Julie Andrews bile şaşkınlığını gizleyemedi ve candan tebrik etti. O gün bu kadın onun bunun taklidi, sadece show yıldızı, balon laflarını elinin tersi ile iter dedim. Öyle de geçti konser. Keşke bizim kızlarımızın bazıları bu şovu izleselerdi dedim.
Dev Bennett'in yanında ve de tek başına okuduğu şarkılarda bu kadar başarılı olacağı, kostümlerinin kendi tarzını hiç yok etmeden frapan bile olsa titizlikle seçilmesi, repertuvarının bir o kadar sağlam olması, sahnede devamlı değişen petuların Marilyn Monroe, Diama Dors... gibi sanatçıların o devri yansıtan tarzda olması... her şeyi ile mükemmeldi Lady Gaga. Hep deriz ya kolay olunmuyor böyle başarılı olabilmek. Hele hele 29 yaşında.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.