İzmir özlemi sardı dört bir yanımı
Hakan'da (Elyaban) kaldığımda Çamlık'tan güzel bir yürüyüş ve sıcak sıcak poğaçalar, kruasanlar alır muhteşem kahvaltıya yetişirdim. Safo'nun (Hakan'ın canım teyzesi) veya gelini Bahar'ın sürprizleri ile dolu kahvaltıya mutlak yetişirdim. Alaçatı'yı özlemişim. Hele Aysel'imle Alsancak'ta 'Alsancak Unlu Mamullerinde' Madame Croque, ardından Reyhan'da kahvemiz... İlknur'la Sir Winston'da sohbet ve eve 'Mille Feuille' siparişi... Akşamüstü Şebnem ve Yasemin'le "nereye gidelim" sohbetleri...
DIŞARIDAN ÇOK SESSİZ
Her mektubumda bahsettiğim gibi burada yeni buluşlar gerçekleşmeyen gün yok gibi. NY'ta en sevdiğim semtlerden biri içinde olduğum Colombus'ta Lincoln'da MET Opera'nın hemen yanında geçtiğimiz haftalarda açık havada canlı müzikli açık hava kulübü vardı. Bu hafta ise değişik bir sinema-tiyatro gösterisinde idik. Açık havada hazırlanan yere geldiğinizde rengarenk kulaklıklar veriliyor. Dışarıdan izlenimce çıt çıkmayan bir gösteri... Ama herkesin kulaklığında süper müzikler içinde oynayan film ve sahnede sergilenen teatral gösterinin sesleri ile inanılmaz dakikalar geçiriyorsunuz.
SON GÖSTERİ
Eylül gösterilerine kadar perdelerini kapayan NY City Center'daki son gösteri olan 'Solo for Two' inanılmaz bir bale görseli idi. Hele final bölümü olan Facada ölçü dışı bir gösteriye dönüştü. Natalia Osipova ve Ivan Vasiliev'in başı çektikleri ve sadece 2 gece sergilenen 'Solo for Two'yu kaçıranlar balenin tekrarı için bekleyişteler.
EMEL SAYIN FUAR'A HAZIRLANIYOR
2 hafta önce size verdiğim Emel Sayın 20 Ağustos'ta İzmir'de yazıma bir ek yapmak istiyorum. Arkadaşım sizin için İzmir kostümlerini hazırlayan duayen Yıldırım Mayruk'un Gümüşsuyu'ndaki atölyesindeydi ve bu konser için hazırlanan kıyafetlerin son provasını izledi. Kıbrısa yerleşen Mayruk, atölyesine ara vermeden son kıyafeti de Sayın'a dikmiş. Güzeller güzeli Emel Sayın'ın heyecanını anlata anlata bitiremedi arkadaşım. İzmir'e o unutulmaz Fuar gecelerini yaşatacak olan rakipsiz sanatçı bu yıl Fuar'ın tek assolisti. Son Fuar çalışması 1992 yılındaydı. Bu tarihi geceyi kaçırmamak ve orada olmak için kolları sıvadım. Çok az kalan biletler için Biletix ve Fuar Açıkhava Tiyatrosu gişeleri ve bilgi almak için 497 1051'i arayabilirsiniz. Şimdiden iyi eğlenceler...
Yazıya ayrı bir bölüm de yolluyorum. Bu, okuyacaksınız epey değerli bir Türk gencinin meme kanseri için yaptığı kısa metrajlı filminin öyküsü, ayrıca kuyumda dizaynır. Ayrıca Sezen Aksu vb. gibi şöhretlerin değişik fotoğraflarını çekip yenilikler yaratan bir genç...
New York'tan Venedik'e...
Orhan Murat Bahtiyar'ın A Void (Boşluk) adlı filmi National Museum'da düzenlenen Cretive Mischief Festivali'nde gösterildi. Bu alanda gösterilen ilk Türk filmi oldu. Önümüzdeki ay katılacağı Venedik Bağımsız Kısa Film Festivali'nde de en çok ilgi gören film olmasını diliyoruz
Cuma günü buradaki hakiki Türk yıldızlarıyla yaptığım görüşmenin ilkini sundum sizlere, Dr. Ali Seçkin...
Bugün size Ekmel Anda'nın Unique Settings firmasının reklam departmanındaki genç yeteneklerden önemli bir arkadaşımdan bahsetmek istiyorum. Kendisi başarıyla çalıştığı sektörün dışında çok önemli bir başarıya daha imza attı. Orhan Murat Bahtiyar...
Orhan, Çorum doğumlu, Ankara'da elektrik elektronik mühendisliğini bitirdikten sonra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ndeki tecrübesinin ardından New York'a geliyor ve şu anda New York Üniversitesi'nde yüksek lisansını yapıyor. Geçmişte Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Sezen Aksu gibi isimlerin fotoğraflarını da çeken Orhan, bu arada New York'un en önemli tarihi binalarından biri Grand Central'da özel izinle harika bir kısa metraj film çekiyor.
Size hep söylediğim gibi buradaki insanlara bilhassa Orhan gibi başarılı Türklere hayranlık duyuyorum ve de bunu sizinle paylaşmak istiyorum.
Orhan'ın filmi National Museum'da düzenlenen Cretive Mischief Festivali'nde gösterildi ve bu alanda gösterilen ilk Türk filmi oldu. Hele hele 2000 eserden (filmden) sadece 5'inin gösterime hak kazanması bu gencimizin dünya çapındaki başarısını perçinlemiştir.
MEME KANSERİ VE BOŞLUK
Tahmin ediyorum filmin mevzusunu merak etmişsinizdir. Tabii ki ben de size bunu yazıyorum. Eser, bugünlerde çok gündemde olan meme kanseri geçirmiş bir kadının hayatındaki boşlukları doldurma mücadelesini konu alıyor. Eserin en ilginç yanı başrol oyuncusunun hakikaten bu rahatsızlığı geçirmiş ve yenmiş olması. Dilerim önümüzdeki ay kardeşimin katılacağı Venedik Bağımsız Kısa Film Festivali'nde en çok ilgi gören film olsun, ülkemizi sanat adına diğer ülkelerde çok iyi bir şekilde temsil etsin ve de burada böyle hep başarılı kardeşlerimiz olsun. Hadi Orhan, tam gaz bekliyoruz seni.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.