Milano Sevgililer Günü’ne hazır
İyi pazarlar... Güzel bir İzmir pazarına 'günaydın'.
Size geçtiğimiz hafta dolu dolu geçen minik Milano tatilimden bahsetmek istiyorum.
3.5 yıl öncesine kadar en çok gidip geldiğim yer buralarıydı.
İnanın Bodrum'dan Çeşme'den hatta İstanbul'dan bile çok.
En can dostum burada oturduğu ve ben onun evinde kaldığım için çok rahat olduğum Milano'da caddelerinden, sokaklarına, dükkanlarına, marketlerine ve kafelerine o kadar aşinayım ki inanın benim için İzmir ve İstanbul gibi.... 3.5 yıldır New York'ta olduğumdan en özlediğim yerlerden biri oldu. Arkadaşımın evine kısacık bir taksi yolculuğundan, hatırlaya hatırlaya geldim.
Camlarda karşılandım...
Veeee hemen kendimizi en hareketli caddeki kaldığım evin köşesinden başlayan Corso Buenos Aires'e attık ve bizimkilerin yeni keşfettikleri 1946 açılışlı, Trattoria Sabbioneda'ya geçtik. Restoran öğlen servisinden sonra akşam 07.30'da açılıyor. Ve hiç yer yok. Ancak 1 boş masa varsa 1 saatte kalkmanız üzere oturabiliyorsunuz.
Ev yemeklerinin en güzelini, en tazesini yiyorsunuz.
1946'dan beri aynı aileye ait. Anne, kız ve eşi idare ediyorlar. Önünden defalarca geçmemize rağmen hani içeri girmek aklınıza bile gelmedi.
İşte öyle bir yer bu lokanta.
Çıkarken en yakın zamanda ne zaman geleceğinizi düşünüyorsunuz.
Bu arada vitrinleriyle, çiçek pazarlarıyla pasta ve diğer tüm ürünleriyle Milano, Sevgililer Günü'ne hazır
TÜRKİYE'NİN 'DAMAT'I
Yıllardır görmediğim Urla'ya aşık güzel arkadaşım Esin Çobanoğlu ile buluştuk. Buraların olmazsa olmazı alışveriş merkezi 'La Rinascente'de çaylarımızı içtik. Bol bol hasret giderdik. Bu güzel markalar zinciri binanın bulunduğu Milano'nun ünlü meydanı Duomo ve meydanın merkezi ünlü Duomo Kilisesi ve kilisenin en görülen yerinde dev 'Damat' resimleri vardı.
Tebrikler... Bugünden itibaren başlayacak ayakkabı, giyim fuarlarına dünyanın dört bir ucundan gelenlere çok başarılı bir gösteri bu.
GİTTİĞİNİZDE UĞRAYIN
Bilirsiniz hep bir yerler tavsiye ederim. Porta Tcicinese de bir Japon restoranı... Geçen ziyaretimde de gelmiştim.
Bu hafta da...pırıl pırıl taptaze Japon yemekleri, suschi, salatalar gidip gidip geliyor ve öğlen 12, Akşam 20 euro kişi başı... Tartufi& Friends... Roma, Frankfurt, Dubai ve Londra ve Milano'da. Mutlak gidilmesi lazım bir öğlen ve akşam keyfi. Bütün bunların dışında pişmiş tavuktan, her çeşit peynire, elbiseden ayakkabıya, her çeşit sebzeden meyveye, hediyelik eşyalardan mutfak gereçlerine buraların yine olmazsa olmazı pazar yerleri....
Her şeyin başı, hayalleri, gerçekleri, renkleri olduğu gibi bu minik seyahatim de öyle geçti. Nice güzel haftalar...ve sevgililer gün'leri...
SANREMO ŞARKI YARIŞMASI
İtalya'nın olmazsa olmazı Sanremo Şarkı Yarışması... Bu yıl 62.'si yapılan yarışmayı 1 hafta boyunca her gece televizyonlarının başında milyonlarca İtalyan izledi. Her gece özel konukların misafir edildiği dünyanın en güzel yerlerinden biri Sanremo yine 1 numaraydı. Eski ve yeni sanatçıların katıldığı yarışmada ilk elemelerde emektar sanatçı Al Bano'nun elenmesi çok üzdü buranın halkını. Keanu Reeves, Robbie Williams, LP, dışında hayranı olduğum Lübnanlı sanatçı Mika ve daha kimler kimler. Bir ara sahneye F
ESKİ VE YENİ BİR ARADA
Milano'da en çok özlediğim ve gezmeye doyamadığım bir yer Corso Como. Apayrı bir havası ve eskinin doyulmaz güzelliği var. Hele 10 Corso Como. Böyle bir bahçe, böyle bir restoran, böyle bir mağaza yok. Belki İtalya'nın en pahalı mağazası.
Ama burada satılan markaları başka yerlerde hep bir arada görme imkanı yok. Hele yukarıdaki butik otel... Sokağa çıktığınızda eskinin bu kadar güzelini zor görürüz diye düşünürken nefis antik kemerden geçiyorsunuz, yanlarda harika butik ve restoranlar eşliğinde İtalya'nın en modern binalarının içinde buluyorsunuz kendinizi en modern dükkanların arasında. Hemen yan tarafta 2 bina var, balkonlarında yeşilliklerle donanmış. Amerika'da son zamanların tabiatla kaynaşmış en iyi yapısı ödülünü almış. Markaların arasından minik bir eski-yeni turu atıyor ve şehir merkezine geçiyorsunuz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.