TRT Radyosu, yıllardır ödün vermediği yayıncılık anlayışıyla kültür hayatımızda kök salmıştır. 90'lı yıllarda mısır patlağı gibi çoğalan ve radyomuzun frekans panelinde milim farkıyla dizilen kanalların yol açtığı dinleti kirliliğine rağmen, TRT Radyosu programlarındaki kalite çizgisinden hiç sapmadı.
TRT sayesinde, özellikle zihin ve duygu dünyamızı zenginleştiren, yüreğimizle hayat arasındaki bağa melodik bir tat katarak zevk niteliklerimizi yükselten klasik müziğin her kulvarında dolaşabiliyoruz. Örneğin bu programlar içinde, TRT 3'te her perşembe saat 09.00 ile 10.30 arasında yayınlanan 'Müzik Mutfağı', radyoda benim öncelikli tercihlerim arasında. İstanbul'dan yayın yapan ve İzmir'de de 88.8 frekansından dinleyebileceğiniz 'Müzik Mutfağı', perşembe sabahları güne pozitif enerji yüklenerek başlamak için kaçırılmayacak bir fırsat.
***
Yayıncılıktaki tecrübesi ve müzik konusundaki birikimiyle, gerçekten ruhumuzu doyuran ama tadını damağımızda bırakan bir program hazırlayıp sunuyor bizlere Gaye Çağlayan... Üstelik bu sezon, 'Müzik Mutfağı'nın her hafta konuğu olan dünya çapındaki piyanistimiz Burçin Büke'nin yorum ve sımsıcak sohbetiyle... Müzik Mutfağı, sadece üst üste anons edilen parçaların çalınmasıyla geçen bir yayın değil. Müziğin dinleyiciyi sıkacak teknik kıvrımları arasında dolaşmadan, her hafta büyük bir besteciyi ve onun eserlerini seslendiren ünlü yorumcuları, bilinmeyen yönleriyle keşfetmemizi sağlayan bir müzik-kültür programı...
***
Doğumunun 200'üncü yılında 2010'a adını veren, Polonyalı büyük piyano bestecisi Frederic Chopin, iki haftadır sanatçı kimliği ve eserleriyle Müzik Mutfağı'nın ana temasını oluşturuyor. Programın 'Gurme Müzik' bölümünde Gaye Çağlayan ile sohbet havasında bilgi ve görüşlerini aktaran Burçin Büke, geçtiğimiz hafta, ''Yorumlar müzisyenleri yaşatıyor. O zamana özgü yeteneklerin ortaya çıkardığı müzikler bugün yapılamasa bile, kişisel dokunuşlar onların günümüzde de zevkle dinlenmesini sağlıyor'' diyerek, yorum farklılığının önemine vurgu yaptı.
***
Gerçekten de müzik tarihi içinde kimi yorumcular, adları eserlerini seslendirdikleri bestecilerle bütünleşecek kadar özgün bir ustalık kazanmıştır. Chopin yorumculuğu denilince de akla gelen en ünlü piyanistlerden biri Rus Vladimir Horowitz'dir. Müzik Mutfağı'nda, Horowitz'in New York Manhattan'daki dünyanın en ünlü konser salonlarından biri olan Carnegie Hall'de çaldığı Chopin kayıtlarına yer verildi dün. 2010'un Chopin yılı olmasından esinlenerek, bestecinin mazurkalarından örnekler ile 'Op. 10 8 nolu Fa Major Etüd'le, 'Op. 23 1 nolu Sol Minör Balad' yorumunu Horowitz'den dinledik. Chopin'in piyanodan dünyanın en güzel melodilerini çıkardığını ve ölümsüz eserlere imza attığını, ruhumuzu okşayan dokunuşlarla duyumsamak büyük bir zevkti.
***
'Müzik Şairi' olarak anılan romantik bestecinin hayranlarına şimdiden müjdeliyorum. Chopin'in piyano eserlerini, bu kez dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret'in dokunuşuyla dinlemek isteyenler önümüzdeki perşembe sabahı Müzik Mutfağı'nı kaçırmasın. Gaye Çağlayan'ın sunduğu programda, piyanist Burçin Büke görüşlerinin yanı sıra eserlerine yer verilen sanatçıların ilginç yönlerini ve şaşırtıcı hikayelerini de radyoseverlerle paylaşıyor.