Dizi setlerindeki tempo yeni acılar getirmesin
Televizyonda büyük bir keyifle izlediğiniz dizilerin çekimleri, tahmin edebileceğinizden çok daha uzun süreli ve çilekeştir. Sadece ekranda gördüğünüz oyuncularla iş bitmediği için, kamera gerisindeki sanatçı ve teknik ekip de dahil olmak üzere tüm kadro, gecelerinin gündüzlerine karıştığı bir tempoda çalışır. Başrolleri paylaşanların kaşesi el yaksa bile geride kalanlar öyle büyük paralar da kazanamaz üstelik. Hele şarkıcı ve mankenlerle paçal yapılan bu oyuncu furyasında...
Şimdiye kadar dizilerde rol alan arkadaşlarımdan da dinlediğim kadarıyla, çekimlerin verdiği yorgunluk ve uykusuzluktan sızlanmayan yoktur. Ama genelde yiğitliğe leke sürmemek için bu konuda sır vermedikleri gibi, sorulduğunda da "Çekimler sırasında çok eğleniyoruz" gibi kocaman bir yalan uydururlar. Elbette insanın sevdiği işi yaparken aldığı hazza itirazım yok ama o setlerde her bölümü yetiştirmek için yaşanan koşuşturmaya can dayanmaz. Ne eğlencesi!
NEJAT İŞLER İSYANI
Nitekim son yılların parlayan yıldızlarından Nejat İşler de dayanamamış ve dizi temposunun yıpratıcılığı karşısında isyan etmiş. Demiş ki, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitsek davayı kazanırız. Hatta birimizin başına kötülük gelmeden başvurulsa iyi olur. Bu hıza dayanılmaz." Ekranın sevilen yüzü İşler, 'Bıçak Sırtı' dizisinden sonra televizyona ara vermeyi de düşünmüş ama kıramadığı Erol Avcı'nın ısrarıyla 'Kapalıçarşı'da oynamayı kabul etmiş!
Nejat İşler, "Birine kötülük gelmeden..." derken 2008 sonunda 'Sonbahar' dizisinin setinde çalışan ekibin aşırı yorgunluk yüzünden geçirdiği trafik kazasını es geçmiş anlaşılan. Herhalde sadece oyuncu takımını kast etti. Öbürlerinin canı patlıcan sanki... Belki de özellikle bizlere has balık hafızalılıktan o da nasibini almıştır. Oysa o uğursuz gecenin ilerleyen saatlerinde, 'Sonbahar' set ekibinin görevden dönen otosu sebze yüklü bir kamyona arkadan çarpmış ve olay yerinde iki kişi yaşamını yitirmişti.
DERS ALINDI MI?
Sonradan yapılan soruşturmada, set ekibinin çok ağır çalışma koşullarından kaynaklanan yorgunluğunun kazaya yol açtığı anlaşılmış, o günün acısıyla ayaklanan televizyon sektörünün emekçileri 'köle gibi çalıştırılmayı' protesto etmek amacıyla yollara dökülmüştü. Biz de o zaman anlamıştık, dizi setlerinde insanların günlerce gözünü kırpmadıklarını. Çekimlerde stresin, gerginliğin, yorgunluğun, uykusuzluğun insan bedenini her türlü hasara ve hataya sürükleyebilecek en uç noktaya ulaştığını...
Demek ki ders alınmamış. Hırs mı, para mı, şöhret mi, çılgınlık mı yoksa reyting mi bu anlam veremediğim yarışın kaynağı? Durumundan üst düzeyde şikayette bulunan bir sanatçı bile tövbe ettiği dizi oyunculuğundan kopamadığına göre, aşk mı yoksa... Öyle bile olsa, televizyon sektörünün kölesi haline gelen kadrolar "Başlarım böyle aşkın ıstırabına" demedikçe, daha çok kişinin ömrü törpülenir bu yükün altında çok...
Şimdiye kadar dizilerde rol alan arkadaşlarımdan da dinlediğim kadarıyla, çekimlerin verdiği yorgunluk ve uykusuzluktan sızlanmayan yoktur. Ama genelde yiğitliğe leke sürmemek için bu konuda sır vermedikleri gibi, sorulduğunda da "Çekimler sırasında çok eğleniyoruz" gibi kocaman bir yalan uydururlar. Elbette insanın sevdiği işi yaparken aldığı hazza itirazım yok ama o setlerde her bölümü yetiştirmek için yaşanan koşuşturmaya can dayanmaz. Ne eğlencesi!
NEJAT İŞLER İSYANI
Nitekim son yılların parlayan yıldızlarından Nejat İşler de dayanamamış ve dizi temposunun yıpratıcılığı karşısında isyan etmiş. Demiş ki, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitsek davayı kazanırız. Hatta birimizin başına kötülük gelmeden başvurulsa iyi olur. Bu hıza dayanılmaz." Ekranın sevilen yüzü İşler, 'Bıçak Sırtı' dizisinden sonra televizyona ara vermeyi de düşünmüş ama kıramadığı Erol Avcı'nın ısrarıyla 'Kapalıçarşı'da oynamayı kabul etmiş!
Nejat İşler, "Birine kötülük gelmeden..." derken 2008 sonunda 'Sonbahar' dizisinin setinde çalışan ekibin aşırı yorgunluk yüzünden geçirdiği trafik kazasını es geçmiş anlaşılan. Herhalde sadece oyuncu takımını kast etti. Öbürlerinin canı patlıcan sanki... Belki de özellikle bizlere has balık hafızalılıktan o da nasibini almıştır. Oysa o uğursuz gecenin ilerleyen saatlerinde, 'Sonbahar' set ekibinin görevden dönen otosu sebze yüklü bir kamyona arkadan çarpmış ve olay yerinde iki kişi yaşamını yitirmişti.
DERS ALINDI MI?
Sonradan yapılan soruşturmada, set ekibinin çok ağır çalışma koşullarından kaynaklanan yorgunluğunun kazaya yol açtığı anlaşılmış, o günün acısıyla ayaklanan televizyon sektörünün emekçileri 'köle gibi çalıştırılmayı' protesto etmek amacıyla yollara dökülmüştü. Biz de o zaman anlamıştık, dizi setlerinde insanların günlerce gözünü kırpmadıklarını. Çekimlerde stresin, gerginliğin, yorgunluğun, uykusuzluğun insan bedenini her türlü hasara ve hataya sürükleyebilecek en uç noktaya ulaştığını...
Demek ki ders alınmamış. Hırs mı, para mı, şöhret mi, çılgınlık mı yoksa reyting mi bu anlam veremediğim yarışın kaynağı? Durumundan üst düzeyde şikayette bulunan bir sanatçı bile tövbe ettiği dizi oyunculuğundan kopamadığına göre, aşk mı yoksa... Öyle bile olsa, televizyon sektörünün kölesi haline gelen kadrolar "Başlarım böyle aşkın ıstırabına" demedikçe, daha çok kişinin ömrü törpülenir bu yükün altında çok...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Rasim Öztekin mi haklı Türk izleyicisi mi? (27 Ocak 2010)
- Eşini, borçluna teslim ederken aklın neredeydi (26 Ocak 2010)
- TRT Radyosu'nda, Burçin Büke'yle klasik müzik keyfi (15 Ocak 2010)
- 'Aşk ve Ceza'daki bekaret intikamı ve saçma yorumlar (13 Ocak 2010)
- Adnan Saygun, adına yapılan salonda besteleri ile anıldı (12 Ocak 2010)