Bülent Gürlük

Konak Sahnesi, sanat müzesi güzelliğinde yenilenmiş

Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesi'nin tadilatı, yaklaşık bir yıldır süren hummalı çalışmaların ardından tamamlandı sayılır. Salon içindeki birkaç rötuşun dışında yapılacak bir iş kalmadı. Aslına bakarsanız daha önceleri fikrini sorduğum Müdür Hülya Savaş, 'Mayıs başında yeni bir prömiyerle sahneyi açmak istiyoruz' demişti. Ama sonradan öğrendiğime göre tarihsel dokusuna sadık kalınan binanın iç cephesi, tahminlerden daha uğraştırıcı bir işçilik gerektiriyordu. Doğrusu, koca bir sezonu kapalı geçiren Konak Sahnesi'nin nasıl bir çehreye büründüğünü iyice merak ettim ve geçtiğimiz cuma günü editör arkadaşım Burcu Ilgın'la birlikte soluğu tiyatronun kapısında aldım.
Bu arada binayı gezerken bilgilerinden yararlanmak istediğim mimar Ali Eytemiz de ricamızı kırmayarak bize eşlik etti. Ne de olsa, Ali abi kadar yaşadığı kentin sanat yapılarını yakından tanıyan ve sorunlarıyla gönüllü ilgilenen bir mimar az bulunur.
***
Köhneliği giderilince mimari estetiği adamakıllı ortaya çıkan bina uzaktan bile gayet gözalıcıydı. Burcu da etkilenmiş olmalı ki, daha yolun karşı tarafındayken deklanşöre asılmaya başladı. İçeri girdiğimizde; beni, elinde makinesiyle Burcu'yu ve Ali abiyi karşısında görüveren sevgili Hülya Savaş, bizi içeri alırken bir taraftan da ''İnsan dünden haber vermez mi? Ona göre hazırlanırdım'' diye sitem etti. Ne yapalım, baskın basanındır.
Çalışmaları yerinde görmek amacıyla orada bulunan Hülya Savaş, tiyatronun üst katındaki makinelerin çıkardığı toz duman yüzünden daha sade kıyafetleri tercih etmiş. İyi ya, ortama uygun olanı da bu zaten. Görüntü alınacak diye şık bir takım ve topuklu ayakkabılarla poz verilmez ki şantiye alanında...
***
Salona adımımı atar atmaz, hayranlıktan ağzım bir karış açık kaldı. Çünkü tadilattan ziyade, o yıpranmış ve tüm tarihsel dokusu silinmiş mekandan, sanat değeri taşıyan yepyeni bir tiyatro binası kazandırılmış İzmir'e... Ali abi eski haliyle karşılaştırarak yapılanları teknik yönleriyle anlatırken, Hülya Savaş'ın arkasına takılarak binada girip çıkmadık yer bırakmadık. Her santimetrekaresinde farklı bir emeğin izine rastladığımız tiyatronun 'sanat müzesi' güzelliğindeki salon duvarlarına dokunmaya kıyamazsınız.
Bina tamamen ilk yapıldığı dönemin mimarisine uygun olarak yenilenmiş. O tavan süslemeleri, duvar motifleri, ustalıkla çizilmiş bir çini inceliğiyle dokunmuş yapının bedenine... Tavandan sarkan avize ile duvar kenarlarındaki aplikler bile dönemin orijinalliğini yansıtıyor. İnsanın bırakın oyun izlemeyi, bir sanat galerisini ziyaret edercesine göresi gelir Konak Sahnesi'ni... Bu muazzam restorasyonu gerçekleştiren, Ankara merkezli 'Uslular İnşaat Şirketi'nin sahibi İsmail Uslu ile binanın dekoratörlüğünü üstlenen mimar Gözde Uslu'ya ne kadar teşekkür etsek azdır.
Neo Kasik Türk Mimarisi'nin kentteki sayılı örneklerinden biri olan tiyatronun restorasyonuyla ilgili gelişmeleri, Sarmaşık'taki haber ve fotoğraflarda ayrıntılarıyla öğreneceksiniz. Ben yine de yukarıda bahsettiklerimin dışında gördüğüm birkaç önemli değişikliğe değinmek istiyorum.
Sahnenin artık iyice yıpranmış halinden eser kalmadığı gibi, teknik donanımı da yenilenmiş ve daha sağlıklı hale getirilmiş. Ayrıca salonun ısıtma, soğutma ve havalandırmasının alttan sağlanması da isabetli bir seçim olmuş.
***
Bodrum katına taşınan tuvaletler, neredeyse mum ışığında yemek yenen mekanlardan daha romantik bir zevkle döşenmiş. Erkekler ve kadınlar tuvaletleri için ayrı ayrı renkte seçilen faynsların şıklığını görmelisiniz. Hele tuvaletlere giden holün aydınlatmasında kullanılan sarkıtmalı duvar apliklerine ne demeli... Yapının tarihi havasına da mükemmel uyum sağlanmış. Umarım tiyatro izleyicisi kendilerinden beklenen duyarlılığı göstererek, bu güzellikleri korumayı bilir.
Bodrum katının, başımızı eğmeden yürüyebileceğimiz yüksekliğe çekilmesini deniz seviyesinin altında kalışı yüzünden sık yaşanan su baskınlarını önlemek amacıyla deşarj pompalarının kurulmasını da en mühim değişikliklerin başında sayabiliriz.
Yine aynı seviyedeki alanda yer alan sanatçı odaları, duşlar ve kulisler de, aydınlatmasından anons sistemine kadar en son teknolojiyle ve hoş bir görüntü oluşturacak şekilde tasarlanmış...
Turu tamamlayarak çay içmek üzere bahçedeki yeni kafeteryanın masasında toplandığımızda, Hülya Savaş gülerek bana, "Açılışı niye gecikti diye söylenip duruyordun. Böylesine güzel bir sahne, yeni bir prömiyerle kutlanmayı hak etmiyor mu? Bu yüzden önümüzdeki sezona bıraktık, aceleye getirmedik" dedi.
Haksız da değil... Emeği geçen herkesin eline ve yüreğine sağlık.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.