Bale sanatçılarına silah mı çekeceksiniz!

Gerek bu köşeyi takip edenler, gerekse konuyu mercek altına alan İlker Çoban'ın haberlerini okuyanlar, İzmirli bale sanatçılarının yer sorunu hakkında gelinen aşamayı ezberlemiştir.
Kısaca hatırlatalım... İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB) bünyesindeki bale sanatçılarının çalışmalarını yaptıkları tütün binası, mülk sahibi İl Özel İdaresi tarafından hizmet binasına dönüştürülmek isteniyor. Ve bu yüzden İzmir Operası'nın geçmiş yıllardaki valilikler tarafından kendilerine tahsis edilen Tekel blinasındaki o kattan acilen çıkmaları talep ediliyor. İl Özel İdaresi'nin, daha önceleri de bu doğrultuda birkaç girişimi olmuş, İZDOB Müdürü Aytül Büyüksaraç da kulak arkası etmeyerek yer arayışlarına başlamıştı. Ki kurumun, Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Devlet Opera ve Belesi Genel Müdürlüğü'ne bağlı olması, yaşadığı mekan sıkıntısında öncelikle kimlerin devreye girmesi gerektiği hakkında yeterince fikir veriyor. Ama ne yazık ki, Aytül Hanım'dan önce asıl tedbir alması gerekenler, şimdiye kadar dar alanda kısa paslaşmalarla topu döndürüp dolaştırıp yine onun önünde bıraktılar.
***
Sonuç olarak yapılan tüm aramalarda, bale sanatçılarının çalışma koşullarına uygun bir yer bulunamadı. Bunun üzerine Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü'ne, Alsancak'taki eski GSF binasının bir bölümünün kendilerine tahsis edilmesi amacıyla başvuruda bulunuldu ama henüz kesin bir söz alınamadı.
Bir taraftan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün'ün danışmanlarının da görüşlerini alarak resmi bir adım atması beklenirken, diğer taraftan bu girişime olumlu yanıt verilmesi halinde bile, Alsancak'taki binanın tadilat gerektirmesi yüzünden en az bir yıl daha balenin şu anki yerinden kıpırdamaması gerçeği önümüzde duruyor.
***
Ama bizim İlker'in son haberinden öğrendim ki, İl Özel İdaresi, Aytül Büyüksaraç'ın en azından bu sezon sonuna dek kendilerine dokunmamaları isteğine karşı, Konak Kaymakamlığı'na yazı göndererek, '15 gün içinde bale sanatçılarını tütün depolarındaki yerinden polis zoruyla çıkarın' demiş.
Bu şu anlama geliyor: İZDOB'un bale sanatçılarının gidecek yeri olmaması bizi bağlamaz. Madem ki kendilerine bir yer gösterilmiyor, öyleyse sokakta kalsalar da olur. Gidin, polis copuyla sanatçıları oradan atın.
Elbette tanıdığım Aytül Hanım bu tür 'göz korkutmalarına' pabuç bırakacak insan değildir. İzmir Valisi'nden, yaşadıkarı mağduriyetin ortadan kaldırılması için bir adım atma umudunu hala sürdürüyor.
***
Ayrıca ben çok merak ediyorum. Devlet Opera Balesi'nin sanatçılarına çalışacak yer gösterme sorumluluğu kime ait? Başında 'devlet' ibaresi bulunan bir kurumun sanatçılarını korumanın, mekan sorununu gidermek için kolaylık sağlamanın, İzmir'de mülki idareyi de bağlayıcı bir tarafı yok mu? İzmir Valisi Cahit Kıraç da bu devletin valisi. Yani Opera Bale'nin başında yazan 'Devlet'in...
Öyleyse bu durumda nasıl olacak da Valiliğe bağlı kolluk kuvvetleri tütün depolarını basarak devletin bale sanatçılarını cop ve silah zoruyla kapının önüne koyacak? İl Özel İdaresi'nin başındaki İzmir Valiliği, aynı zamanda İzmir Operası'nın bağlı olduğu 'devlet'in de kentteki en büyük temsilcisi değil mi?
Her şeyi bir tarafa bıraktım. İzmir'in adını Avrupa'da, hem de Carmina Burana gibi dünya çapında bir baleyle duyuran İzmir Operası'nın sanatçılarına işgalci muamelesi yapmak, polis copunu reva görmek ayıp değil mi?
Ne demek, '15 gün içinde polis zoruyla sanatçıları binadan atın' demek. Yuh artık. Sanmıyorum ki devletin valisi Cahit Kıraç böyle bir marifete onay versin.
Hatta düşünemiyorum...