İzmir'de kurulan özel tiyatroların, rakipleriyle boy ölçüşecek seviyeye gelemeyişinin temel nedeni bütçe ve sahne sorunudur. Çünkü günümüzde hem profesyonel bir ekip oluşturmak hem de salon kirası ödeyip durmak, öyle her babayiğidin harcı değil.
Başarılı oyun yazarı Emel Bala Gürel'in sahibi olduğu, eşi Devlet Tiyatrosu sanatçısı Rüçhan Gürel'in genel sanat yönetmenliğini üstlendiği Han Tiyatrosu'nun istikrarı bu yüzden alkışlanmaya değer.
Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık Bölümü mezunu Emel Bala'nın birbirinden etkileyici oyunlara imza atmasının, sağlam bir oyuncu kadrosuna sahip olmanın ve başarıya inanarak çekinmeden geleceğe yatırım yapmanın semeresidir Han Tiyatrosu'nun İzmir'de bir marka haline gelmesi...
***
Büyümek için büyük düşünen ve gözünü budaktan çekinmeyen Emel ve Rüçhan Gürel, sonunda oyunlarını kendi salonlarında oynamayı akıllarına koydular ve İzmir'e yeni bir sahne kazandırmak için düğmeye bastılar.
Alsancak'ta, çok eskiden tekstil deposu olarak kullanılan, daha sonraları Şankadra Sihirbazlık gösterileri yapılan ve bir ara da kafe işletildikten sonra kaderine terk edilen harap bir binayı alarak restore ettiler.
Ben bizzat gittim, gözlerimle gördüm ve çok etkilendim. O sıvaları tel tel dökülen, pislikten geçilmeyen yapı; kafeteryasıyla, sergi salonu ve özel kuruluşların kutlama gecelerini düzenleyebilecekleri nitelikte geniş fuayesiyle, 110 kişilik sahnesiyle modern bir sanat merkezine dönüşmüş.
***
Kendisiyle sohbet ettiğim Rüçhan Gürel, şu ana kadar o yüzüne bakılmayacak binanın bugünkü hale getirilmesi için 200 bin lira masraf ettiklerini söyledi.
Dile kolay, binanın altyapısı, her türlü tesisat sistemi, iç ve dış cephesi baştan aşağı yenilenmiş. Sahneye, Rüçhan Gürel'in babası ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Ünal Gürel'in adı verilmiş.
Rüçhan Gürel, bana her tarafı adım adım gezdirirken, diğer yandan heyecanla sözlerini sürdürdü: "Büyük özveriyle, İzmir'de birçok tiyatro ve özel kurumun da faydalanabileceği bir mekan yaratıyoruz. Burası kentin ilk 'tiyatro ruhsatlı' sahnesi olacak. Binaya 200 bin watlık yükü kaldıracak tesisat kuruldu. Tüm zemini fayansla kaplattık. Sahnenin iç ve dış bölümlerine klimalar yerleştirildi. Fuaye alanında açılacak sergilerin aydınlatılmasına uygun ışıklandırma düzeni yerleştirildi..."
***
Ama tüm bu çaba ve harcamalara rağmen, salonun önemli eksikleri de var. Sahnenin koltukları, ses-ışık ve iklimlendirme sisteminin kurulması için sponsor desteği gerekiyor.
Şimdiye kadarki katkı ve destekleri için Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan'a teşekkür eden Rüçhan Gürel, koltukların takılması, ses-ışık tesisatının, soğuk-sıcak havalandırma sisteminin yapılması için, bu sektörlerde faaliyet gösteren firmaların işi üstlenmesinin yeteceğini söylüyor. Kimseden para ya da ihtiyacın dışında bir şey istedikleri yok. Karşılığında Han Tiyatrosu'nda, sponsor firma ve belediyelerin adı duyurulacak.
İzmir'in yeni bir sanat mabedi kazanması adına, çorbaya tuz katacak duyarlılıklar bekliyoruz. İletişim için, 'info@hantiyatrosu.com' ve 464 52 86 No'lu telefondan bağlantı kurabilirsiniz.
İdil Biret ve Tuncay Yılmaz, Aktuğ için çalacak
Alman besteci Beethoven'ın keman, piyano ve viyolonsel için bestelediği 'Triple-Üçlü Konçerto Do majör Op. 56' ile klasik müziğin dünyaca ünlü isimleri İdil Biret, Tuncay Yılmaz ve Jiri Barta ilk kez aynı sahneyi paylaşacak.
Amerikalı şef Dorian Wilson'un yöneteceği konser, çağdaş müzik tekniklerinin Türkiye'ye aktarılmasında büyük pay sahibi, 2009'da kaybettiğimiz yeni kuşak bestecilerden Mehmet Aktuğ anısına gerçekleştirilecek. Konserde İdil Biret piyanoda, Tuncay Yılmaz kemanda ve Jiri Barta ise viyolonselde yer alacak. Bu akşam saat 20.30'da Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde düzenlenecek konserde, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası da, Jean Sibelius'un Senfoni No. 2 Re majör Op. 43 eserini seslendirecek.